29 kişi hayatını kaybetmişti: Beşiktaş’taki gece kulübü yangınına ilişkin kişiler yargıda !

Beşiktaş'ta 2 Nisan'da tadilatta olan bir gece kulübünde çıkan ve 29 kişinin ölümüyle sonuçlanan yangınla ilgili olarak 9 sanığın yargılandığı dava, Marmara Cezaevi duruşma salonunda başladı. Tutuklu sanık Çağatay Altunel, duruşmada kendini savunarak olayı görmezden gelmediğini belirterek, şunları söyledi: "Ben cezaevindeyken şirketim iflas etti. Bakmam gereken yaşlı ve hasta bir annem var. Bu, sizin de takdir ettiğiniz gibi, Allah'ın takdiridir." "Serbest bırakılmayı diliyorum" dedi.

Beşiktaş Gayrettepe'de 2 Nisan olayında 16 katlı bina -1 ve -2'de çöktü. Yangın, birinci kattaki gece kulübünün tadilatı sırasında çıktı. Yangında 29 kişi hayatını kaybetti. Olayın ardından hazırlanan iddianamede, dokuz zanlının "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçundan 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılması öneriliyor.

Şüphelilerin duruşması yapılandırılmış iddianame kapsamında başladı.

İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Marmara Cezaevi duruşma salonunda görülen duruşmada 7'si tutuklu 2'si tutuklu 9 sanık hazır bulundu. Duruşmada başvurucular ve parti avukatları da hazır bulundu.

"Bu Tanrı'nın İradesidir"

Tanınmayla başlayan duruşmada sanıkları savunan tutuklu sanık Çağatay Altunel, şunları söyledi: "Yaşanan korkunç kazadan dolayı çok üzgünüm. Bir teknoloji şirketim var. Ramazan ayının 1. ve 2. günü öncesinde yenilenen mekanımıza gelerek kayıt cihazlarını çıkarıp dışarıya çıkarmamızı istedik. Yaklaşık on beş gün çalıştık. Olayın olduğu gün Pendik'te ciddi bir kaza olduğu haberini aldım ve oradan ayrıldım. Mürettebatım olayın olduğu gün kaçmaya çalışmadı. Her ne kadar taksirle ölüme sebebiyet vermekle suçlanıyorsam da benim herhangi bir ihmalim veya tehlikem yoktur. Eğer bir saat içinde orada olsaydım, yangında hayatımı kaybedebilirdim. 15 yıldır makine mühendisliği firmasının sahibiyim ve hiç böyle bir kaza yaşamadım. Ben cezaevindeyken şirketim iflasın eşiğindeydi. Bakmam gereken yaşlı ve hasta bir annem var. Bu, sizin övdüğünüz gibi, Allah'ın emridir. Affedersin. "Serbest bırakılmayı diliyorum" dedi.

Davacı avukatı Çağatay Altunel'e şu soruyu sordu: "Buranın tadilat izninin olmadığını bilmiyor muydunuz?" Soru sorulan: Altunel, "Bilmiyorduk" dedi. "Normalde uzatma izni var mı diye sorardık ama bu sefer sormadık."

"Finansal sıkıntımız var."

Tutuklu sanık Kahraman Erdem, "Mobilya tasarım şirketim var. Metal tasarımı yapıyoruz." Çağatay'a söyledim. Birlikte yapmaya karar verdik. Çağatay Altunel'in söylediklerine katılıyorum. Yaptığımız şey gerçekten yenilenebilir değil. Tasarım çalışmaları yapıyoruz. Ramazan ayında çalışmaya başladık. Çalışmaya başladığımızda sorun yaşamamak için ısınan şeyler bulduk. Bunu
kişinin hayatını kaybettiği şantiyenin işletmecisi Sinan Bey'e götürdük. Daha sonra duvar deposunu bulduk. Yanabileceğini söyledik. Bunları tamamen kaldırdılar. Olayın olduğu gün ofisteydim. Mekan müdürü Sinan Yılmaz hemen ayağa kalkıp bağırmaya başladı. Ofisten ayrıldım ve herkes yangın söndürücülerle etrafta koşuyordu. Bulunduğum ofiste o bölgeye açılan bir kapı vardı. Oradan ayrıldım. Daha sonra itfaiye geldi. Gerekli tedbirleri aldık.
merhum Ahmet Sever benim çalışanımdı. Emekli olduğu için sigortayı kabul etmedi. Paranın azalacağını söyledi. Ahmet Usta'ya birçok yönden destek oldum. Atölyemi kapatmak zorunda kaldım. Mali bir kriz içerisindeyiz. "Elbette serbest bırakılmayı rica ediyorum" dedi.

Şüphelinin savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede 29 kişi "mağdur", 27 kişi "suçlayıcı" ve 9 kişi de "şüpheli" olarak yer alıyor. Dumandan etkilenen şüpheli Ercan Erkan ile müşteki Usamettin Yıldırım ile Gülden Taşpınar'ın da yaralandığı belirtilen iddianamede, Cumhuriyet Savcılığı ve Bilirkişi Heyeti'nin çalışmaları sonucunda mülk sahiplerinin yaralandığı belirtildi. Olayın yaşandığı şirketin şüphelileri Şahzade Şekergümüş, Fatma
Dörtgül ve Mehmet Memduh Ceylan, sorumlu müdürü İsmet Şen, şirketin eski haline getirilmesi için metal işlerini yapanlar ise şüpheliler Çağatay Altunel ve Kahraman Erdem'dir. . İddianamede, asansörün montajını yapan ve aynı zamanda şirkete su desteği sağlayan firmanın sahiplerinin Dursun Çelik ve Sibel Çelik olduğu, şirketin tadilat ve onarım işlerinden İbrahim İlerici'nin sorumlu olduğu belirtildi. . Yangın olay tutanağının da yer aldığı şikayette, yangının söndürülmesinin ardından yapılan incelemede, işyeri girişine 15 metre mesafede yangın sonucu ciddi tahribat ve değişiklikler meydana geldiği, detaylı incelemenin ardından yangında yangının meydana geldiği belirtildi. Bölgede ciddi bir tahribat olmuş ve elektrikli kaynak makinesi kullanılarak yenilenerek poşete konmuş. Elektrikli kesme motorları ve çeşitli endüstriyel silindirler gibi elektrikli ekipmanların bulunduğu belirlendi. İddianamede, yangının, elektrikli kaynak makinesinden çıkan kıvılcımların kaynak sırasında ses deposu, depo, halı gibi yanıcı malzemeleri tutuşturması nedeniyle çıktığı, yangının hızla çevreye yayıldığı, işçilerin hep birlikte yangını söndürmeye çalıştığı ve yangını söndürdüğü belirtildi. Yangın söndürücüler (kuru kimyevi toz), böylece yangın hızla büyüyerek
metreye yayıldı. Davada, işyerinde herhangi bir acil durum levhasının bulunmadığı, yangın söndürme sistemi ve yangın söndürücülerin çalışmadığı, yangının söndürülmesinin ardından insanların şirketin çeşitli yerlerinde hareketsiz yatarak dışarı çıktığı iddia edildi. Kurtarma çalışmaları kapsamında sağlık ekiplerine teslim edildi. Bilirkişi raporunun da yer aldığı şikayette, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'ndaki 'sağlık kontrolü' maddesi, Uygulama Esasları'ndaki 'İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi' maddesi ve 'iş sağlığı ve güvenliği ilkeleri'nden bahsediliyor. . Çalışanların eğitimi ve "İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi" maddesinde yer alan "Acil durum planı, yangınla mücadele ve ilk yardım" maddesi ile "İş Teçhizatı Hakkında Kanun" hükümlerine uyulmadığı kabul edildi. gece dansında gerekli önlemlerin alınmadığını, şüphelinin faaliyetlerinde gerekli özenin gösterildiğini, şüphelilerin tıbbi görevi ihlal ederek 2 yıl hapis cezasına çarptırılmalarına sebep olduklarını söyledi. "Taksirle kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçundan 9 kişiye 8 ay 22,5 yıl hapis cezası verildi.