ABC Kritik | Ali Şimşek | Gelene değil, gidene bakmak

ABC Kritik | Ali Şimşek | Gelene değil, gidene bakmak

ABC Kritik | Ali Şimşek | Gelene değil, gide... Cumhuriyet gazetesindeki yönetim değişikliği siyasal krizin medyadaki yansımasını bir kez daha önümüze koymuş oldu. Cumhuriyetten ayrılanlar üzerinden sosyal medyada dönen tartışmalar, daha ne olduğunu görmeden Cumhuriyet gazetesini...

Cumhuriyet gazetesindeki yönetim değişikliği siyasal krizin medyadaki yansımasını bir kez daha önümüze koymuş oldu. Cumhuriyetten ayrılanlar üzerinden sosyal medyada dönen tartışmalar, daha ne olduğunu görmeden Cumhuriyet gazetesini faşist ilan ediliverdi. Gazeteden ayrılanlara göre AKP ve derin devlet Cumhuriyet’e el koyuvermişti. Gazetenin nasıl bir yöne evrileceğini yaşayarak göreceğiz.

Kusura bakmayın ama Ergin Yıldızoğlu, Şükran Soner bir yere gitmiş değil. Ayrılıklarla sol liberaller yine kahraman olmaya soyundular. Cumhuriyet gazetesi üstünden dönen tartışma, liberaller ile ulusalcılar arasında, üçüncü bir aktörü unutturan bir sıkışmayı göstermesi anlamında da öğretici.

Gelenin ne olduğunu tartışmadan önce, gidenin ne olduğunu hatırlamak ve bilmek daha önemli bir sorun bana göre. Benim de tedirginliklerim var. Bilemiyorum; bazıları haksız bir şekilde yani personel politikası, özlük ya da şahsi nedenle gitmiş ya da gönderilmiş olabilir. Kadri Gürsel ve Musa Kart’a ben de üzüldüm. Ama şu ortada: Aydın Engin ve Ahmet İnsel gibi isimlerde simgeleşen ve geçmişleri apaçık ortada duran, bırakın özeleştiriyi hala aynı şımarık cüretle konuşan sol liberal tayfa tasfiye edilmiştir. İstifa etmeselerdi zaten kovulacaklardı bana göre.

Peki buraya geldik? Şöyle bir bellek tazeleyelim o zaman;

2010 yılında Eyüp Can Radikal’în başına geldiğinde gazetenin yeni konumunu Taraf-Cumhuriyet arası bir yerde tanımlıyordu. Bu yorumda kurnazca bir “orta yol” tınısı elbette var. Aradan çok sular aktı elbette. Bugün ne Taraf ne de Radikal gazetesi var. Ama Can Dündar yönetimiyle Cumhuriyet’in Taraf ve Radikalleştiği bir süreci yaşadık. Can Dündar’a kadar kapanan gazetelerin yerini başta T24, Serbesiyet, Diken gibi siteler üstlendi. Ama kağıt başkadır...

Bugün Eyüp Can da, Can Dündar da ortalıkta yok. 2013 Gezi sonrası açığa çıkan ve dersane krizinden 17 Aralık ve 15 Temmuz'a uzanan Cemaat-AKP gerilimi ortalığı toz dumana katıverdi. AKP’ye uzunca bir dönem kendince meşruluk veren sol liberal ittifak da çökmüş oldu. Yani kovuldukları için muhalif görünen kocaman bir kalıntı bırakmış oldu. Yoksa ayıldıkları ya da özeleştiri verdikleri için değil.

Geçmişe bakınca Taraf’ın Ergenekon sürecine sol-liberal payanda olduğu bir çocuğun anlayacağı açıklıkta karşımızda duruyor. Bir operasyon gazetesiydi. Fransız gazetecinin yaygınlaştırdığı “Kullanışlı Aptal” kavramının gerçekliğine gülümseyemiyoruz bile. Yeniyüzyıl’dan Radikal’e uzanan hat 1990’ları, oluşan küresel iyimserliği ve yükselen “neşeli” bir orta sınıfın dili olması anlamında önemliydi. Tabii buraya Eyüp Can’ın yetiştiği Zaman gazetesini de eklemeden olmaz.

Ayrıca 2000 sonrası Zaman gazetesi solcu, aydın ve kültür insanlarına sayfalarını açarak bu hegemonyada fazlasıyla ağırlık oluşturdu. Tasarımından söylemine kadar bir sol gazete gibi davranıyor; kültürel alanda önemli bir tahkimat oluşturuyordu.

Radikal, görece yüksek ücretli eğitimli bir beyaz yakalı kesimin kent ve kültürle kurduğu ilişkiyi dillendirmesi yanında, 2. cumhuriyet tezleriyle ivmelenen ve modernliğin, aydınlanmanın ve de cumhuriyetin despotluğu üzerinden köpüren sol-liberal tezlerin dillendirildiği önemli bir mecraydı. Radikal 2 eki bu anlamda fazlasıyla ses getiren bir platforma dönüşüverdi. Daha sonra 2006 sonrası Taraf’ta pik yapacak önemli bir birikim (!) oluşturmuştu. Hem Radikal hem de Taraf’ta pişen anlayışın kökeni ise 1986 sonrası bir aralığa denk düşüyor. Daha çok Birikim dergisi ve o grubun çıkardığı Yeni Gündem’de tartışılan, Şerif Mardin’in vitrinde olduğu Türkiye modernleşmesi, İttihat Terakki ve Kemalizm eleştirisi artık kendine gazete sayfalarında yer bulabiliyordu.

1986 sonrası Murat Belge’nin Birikim dergisi, Ali Bulaç’ın üzerinden Medina Vesikası gibi tartışmalarıyla İslami kesimle solu “çok kültürlülük” ılımlılık ekseninde buluşturmaya da çalışıyordu o yıllarda. Ayrıca geçmişte sol aydınların itibar kazandırdığı, bugün AKP’nin kurmaylarından olan Yasin Aktay’ı da unutmayalım. Rahmetli Toktamış Ateş’in Abdurrahman Dilipak’la oluşturdukları meddahlığa değinmiyorum bile.

Bu hatta pişen tartışmalar bir tarafıyla postmodernizm-post marksizm çerçevesinde süren ve daha çok akademik- felsefi bir dille devam eden Aydınlanmanın, Marksizmin, modernliğin kriziyle ilişkiliydi. Daha çok da 1991 SCCB’nin sona ermesinin getirdiği bir kötümserlikle maluldu. Dönem sınıfa karşı, çokkültürlülük, kimlik, farklılık ve ötekilik argümanlarının gözde olduğu yeni bir düşünme biçimini dayatıyordu gündeme.

Tuhaftır neoliberalizm daha küçük devlet adı altında özelleştirmelerle piyasayı dayatırken; liberal akademik dünya devletin ve cumhuriyetin despotluğundan (jakobenlik-toplum mühendisliği) bahsediyor ve Öteki’nin sözcüsü olduğunu iddia ediyordu. Tarihteki tuhaf buluşmalardan biriydi daha doğrusu... Rakip ortak hale gelivermişti.

Resmi ideolojiden, azınlıklara, Kemalizme kadar haklılık taşıyan birçok eleştiri, yanlış bağlamda AKP meşruluğunun harcına dönüşüverdi kısa zamanda. Cumhuriyet, Jakobenlik hatta laiklik bir despotluk olarak yorumlanırken, cemaatler sivil toplum oluvermişti. Şerif Mardin’den Nilüfer Göle’ye birçok liberal sosyolog Abant’ın temiz havasında bunları konuşup duruyorlardı. Yani sol liberalizm cürmünden fazla yer kaplayıvermişti. Bunda medya, kültür ve akademideki ağırlıkları elbette etkili oldu.

Sahi bir zamanlar 2010 seçimlerinde “Yetmez ama Evet” sloganıyla ortalıkta patırdıyan DSİP nerede? Ya da Genç Siviller... Taraf döneminde yıldızlaştırılan Melih Altınok, Yıldıray Oğur, Markar Eseyan, Hayko Bağdat ve kendini sola küfretmekle görevlendiren Rasim Ozan Kütahyalı buharlaşıp gittiler. Ya da magazin-spor yorumcusu oldular yayvan konuşmalarıyla diyelim tam olsun. Cemaat-AKP işbirliğinde önemli işlev görüyorlardı; ama artık böyle bir ittifak olmadığı gibi birbirlerine karşı ciddi bir düşmanlık var.

2006 sonrası Ergenekon davası sürecinde kendilerine muhalif herkesi darbeci ilan eden bir özgüvenden bahsediyoruz. Bugün Ali Bulaç ve Ahmet Altan hapiste. İlginçtir yazarlık kariyerini Kemalistlerin darbeciliği üzerine kurmuş kalemler, 15 Temmuz FETÖ darbeciliğine yardımcılık suçlamasıyla karşı karşıyalar. Tarihin bir ironisi olsa gerek.

“Kullanışlı” sol liberalizm ve AKP hegemonyası bir doktora çalışmasını dolduracak kadar etli ve de dolgun bir alan. Yapılacaktır da...

Yani Cumhuriyet gazetesindeki dönüşümü böyle bir arka plan olmadan düşünmek eksik kalacaktır. Hatırlarsanız Taraf Ahmet Şık’ı kastederek, “işi sadece gazetecilik” değil cüretini bile göstermişti.

Evet; mesele sadece gazetecilik meselesi değil.

"ABC Kritik | Ali Şimşek | Gelene değil, gidene bakmak " haberi, 14 Eylül 2018 tarihinde yazılmıştır. 14 Eylül 2018 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan ABC Kritik | Ali Şimşek | Gelene değil, gidene bakmak haberi 2018 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. ABC Kritik | Ali Şimşek | Gelene değil, gidene bakmak 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 24 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 04:10 Euro 2024 hakemlerin kazançları belli oldu! FIFA kokartlı hakem Meler'in kazancı belli oldu!
  2. 02:15 Katolik Kilisesi'nden 'cinsel istismar mağdurlarına tazminat' kararı alındı
  3. 02:13 İsviçre merkezli Patiswiss'ten Ankara Merkezli Patiswiss'e dava açıldı: Marka 'çalıntı' iddiası
  4. 02:00 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hasan Kılıç'ın cenaze törenine katıldı
  5. 01:54 Konsere geç çıkan Madonna'ya hayranlarından toplu dava haberi geldi
  6. 01:48 Apple’ın Çin’de satışları düşüşte!
  7. 01:33 İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde Değişim Dalgası: Tugay 5 Üst Yöneticinin Görevini Sonlandırdı!
  8. 01:31 Yorgandaki Sarı Lekelerin Kabusu Bitti! Bu Mucizevi Çözümle Yorganlarınız Bembeyaz Olacak
  9. 01:27 Böbrek Taşına Ne İyi Gelir? Ağrıyı Dindiren ve Taşı Düşüren Besinler ve Öneriler
  10. 01:14 Gümüşhane’de Heyelan Meydana Geldi!
  11. 01:09 Türkiye'de İlk Vaka Görüldü! Haziran ve Temmuz Ayında Vakalarda Artış Bekleniyor!
  12. 01:05 A101 ve BİM artık o ürünü satmayacak!
  13. 01:00 Resmi Gazete'de bugün: 24 Nisan 2024 Resmi Gazete kararları
  14. 00:57 Ümit Özat'tan Ahmet Çakar'a: "İtin duası kabul olsa gökten kemik yağar"
  15. 00:56 Trafik sigortasında yeni dönem belirlendi: Primler her ay maliyet endeksine göre belirlenecek
  16. 00:54 Koç Holding'den dolandırıcılık uyarısı: İtibar etmeyin
  17. 00:49 Hyundai'nin nano soğutma teknolojisine sahip cam filmi tanıtıldı!
  18. 00:44 Opel'in yeni elektrikli SUV'u devasa menziliyle Türkiye'ye geldiğini açıkladı
  19. 00:42 Kredi borcu olanlar dikkat etsinler! BDDK yakın takibe alacak
  20. 00:40 İsrail terör iddialarına hala kanıt sunamadı: 'UNRWA çalışanları 7 Ekim saldırılarına katıldı'
ABC Kritik Haberleri