Abdurrahman Dilipak: Oldu olacak, Cumhuriyetin 100. Yıl törenleri 40 gün, 40 gece sürsün

Tamam, G20’den tam bir mutabakat kararı ile dönüyorsunuz madem öyle, oldu olacak bari, Cumhuriyetin 100. Yıl törenleri 40 gün, 40 gece sürsün. Öyle ya “TEK DÜNYA” dediğiniz şey tek ülke, tek hükümet aslında.
TEK İNSAN dediğiniz, biyolojik cinsiyetinden, din, ahlak ve gelenekten bağımsız, GENDER diye tanımlanan TRANSHUMAN BİREY BİR GENOM! TEK GELECEK zaten Şeytanın vadettiği, “yeryüzünde bir cennet, ebedi bir hayat”!
“Yeni Siber Rabia”mız bu olsa gerek!
“İnsan2, Endüstri4, Toplum5 + IoT/6G! Varlığımız “Siber Pakt”a armağan oldun!

Bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak!
Şimdi sıra “İnsanların Rabbi olan Allah'la bağını koparma”ya geldi.
Ahlat'ta, Malazgirt Zaferi'nin 952. yılını erotik sahne şovlarıyla adından söz ettiren şarkıcı Hande Yener konseriyle kutlamadık mı?
Ver mehteri...
Ceddin deden, neslin baban..

Ha biliyorsunuz değil mi, O gün Kore'li dostlarımız depremzedelerle birlikteydi, insnai yardım için.
Lee Young-sin’in Soritarae ve K-Pop idol grubu Kahraman Maraş'ta idi. Hepsinden önemlisi 30 Ağustos’ta Beştepedeki kabuldeki “OneHumanite”ye gönderme yapan garip gözlü Human 2 neyin nesi idi? Ahlat öyle, Beştepe böyle ise, oldu olacak…!

Madem “uluslararası sistemle birlikte hareket edeceğiz”, o zaman, açılışı Anıt Kabir'de yapalım. Dünya liderlerini orada toplayalım.. Akşam Ankara Palas'ta bir balo.. Menüde Mustafa Kemal'in sevdiği yemekler, Tekel rakısı (Yanında tuzlu leblebi), AOÇ Birası, muhafazakar Yeşil Kemalistler için Yeşil Nane Likörü. Bu arada İstanbul’daki “Cumhuriyet Meyhanesi”nin mutlaka Ankara’da bir şubesini açmak gerek.
29 Ekim Pazar'a geliyor. Biz töreni Cuma'dan başlatalım. Cuma günü hutbe buna özel olsun, ardından Hacı Bayram'da Gazi Mustafa Kemal hazretlerinin ruhu şerifleri için, Behçet Kemal Çağlar tarafından yazılan Mevlid okunsun.

Cumartesi Havra’da Mustafa Kemal'in hocası ŞimonZwi/Şemsi efendi ve okulun banisi Alatini efendi için ayin düzenlensin.
Haleva yapmazsa Chabatçılar yapar.
Pazar günü Türk Ortadoks kilisesinde özel ayin düzenlensin.
Pazar günü önce Taksim meydanında Madonna ve Lady Gaga ABD Ulusal Marşı'nı okurken, Jennifer Lopez konser versin. 100. yıl marşını Hande Yener okusun. Modacı Cemil İpekçi bir defile düzenlesin 100 yılda kadın erkek kıyafetleri nasıl değişti. Muhteşen bir defile olur. Mehterle başlayıp, 10. Yıl marşı ile biten, arada dağ başını duman almış, harbiye marşı ile devam eden bir sunum. Final İstiklal marşı..
Sunucu o gün kim olacaksa, 7 renk kanadı olan  bir kelebek  desenli bir kıyafet giysin. “Aşk kelebekleri” gök kuşağı yerine, tırtıldan çok renkli bir dünyaya doğan uçan ve tozlaşmayı sağlayan canlı bir form. Gök kuşağı yerine bunu kullansınlar,
CEDAW, İstanbul Sözleşmesi, Lanzarote, UN WOMAR’ın ev sahibi bir ülkeye bu yakışır.
Türk tipi muhafazakar eş cinsellik. İsimler “aşkın kelebekleri” olsun.
Sloganımız “Tek insan, tek dünya ve tek ortak gelecek” olmalı.
O gün Taksim'de ki koserden sonra tüm dünyadan gelen insanlarla, yürüyüş güzergahında binlerce halogramik aşkın kelebekleri uçuşurken, Faşing ve Karnaval havasında dev bir yürüyüş düzenleyelim, dünya görsün Modern Türk’ü. O günün gecesinde de bir hafta sürecek AGARTHA şenlikleri yapılabilir. Slogan hazır, “İç bade, sev güzel, varsa aklı şuurun”.
Bu vesile ile Türk rakısını da dünyaya tanıtırız.
Fon’da “Bir başkadır benim memleketim!” Namı-ı diğer: “RebbeElimelech”

Abdurrahman Dilipak: Ağlayın su yükselsin, belki kurtulur gemi

Bir gün sonra da JÖN TÜRKLER GELİYOR diye ASYA’dan AVRUPA’ya bir halk koşusu fena olmaz.
Bakın, bunları yaparsanız, 40 gün dolmadan AB’ye girersiniz.
Şeytan ne yapar yapar, onları ikna eder.
Hemen EuroVisiona geri dönmeliyiz ve EuroVision yarışması Çamlıca Meydanında olmalı. Türkiye kesin 1. Olur.
Bakın eş zamanlı bir de Dünya güzellik yarışması yapalım, Onu da Keriman Halis’e adayalım. Kesin, Türk güzeli 1. Seçilir.
Devlet tiyatrolarında bir sonraki gün bir oyun:“Dekameronun Aşk Hikayeleri!”
Tabi o gün, İstanbul’da bir milletler bahçesi açmamız gerek, DSÖ, UN WOMAN yetmez, tüm BM ve AB kurumları burada merkez açmalı.
Türkiye alınan kararların uygulaması için pilot bölge almalı.
Bu kurumlara diplomatik dokunulmazlık yetmez, ayrıca imtiyazlı statü, vergi ve yargı bağışıklığı da getirilmeli.
Ne güzel değil mi, BM ve AB’nin 2. Merkezi olacağız!

Kesin bir de af çıkartmalıyız. Genel af, hem de istisnasız.
Artık ayrımız-gayrımız mı var?
APO’yu da salıverin, Fehriye Erdal da gelsin, Fetullah Gülen de!
Zaten yarın hepimizi yarın “Yapay zeka” yöneteceğine göre, ona sorarsanız Apo özgürlük savaşçısı, Gülen asrın din adamı!
Uluslarası sistemle uygun adım gitmezlerse, RESETlersiniz gider.
Dünya hapishane olur onlara, yarın bize Karbon ayak izine bağlı Performans Pass iler sınır getirecekleri gibi. Yerel Yönetim Özerklik Şartını da kabul edelim gitsin. Zaten “ne istediler de vermedik” ki!

Ermenistanla da sınırları açalım.
Zaten AB, Kıbrıs'ı tek devlet olarak tanımadı mı?
Biz AB’ye girmek istiyoruz da, KKTC varlığına son versin, sınırları kaldırtalım o zaten otomatikman AB’nin bir parçası olacak. Biz madem AB’ye girmek istiyoruz, Rumların ve Yunanistan’ın da VETO yetkisi var. Zaten “Yunanla kardeş” olmak eski bir hasret! Bir ara okullarda Osmanlı, Selçuklu tarihini yasaklayıp, Yunan Medeniyeti Tarihini ders olarak okutmadık mı! Savaştık, geçti gitti. İngiltere, Fransa ile de savaşmadık mı? Şimdi tek devlet olmak istiyoruz. Yunanla da kardeş oluruz, Ermenistanla da sınırlarımızı açalım gitsin. Zaten AB’ye girince bunlar olmayacak mı? Bunları yapmadığın için AB’ye giremiyorsun değil mi?

Alın size bir fırsat o zaman..
G20 zirvesi bize böyle bir fırsat sunuyor. Ya hu Şeytanla bile barıştıktan sonra barışmayacağımız kim var.
Oldu olacak, Hani vergilendirilmiş kazanç kutsaldır diye bir slogan üretmiştik de Matilt hanım vergi rekortmeni olmuştu ya. Onun da heykelini, dikelim Karaköy'e, Modern Türkiye'nin gençlerine örnek olsun. Parasını Chabat’tan da alabilirsiniz, UN WOMAN da verir.

Şöyle bir şey nasıl olur mesela, Matilt Hanıma adanmış MetaVerse de genelev, ya da Humanoidlerin çalıştığı bir genelev.
Eminim buna da fetva verecek birileri bulunur.
Helal sertifikalı genelev!
Niye kızıyorsunuz, Kabe çıkışında helal sertifikalı Şampanya satılıyor da, bu niye olmasın.
Şimdilik bu kadar, siz kabul edin yeter ki; ben size “Şeytanın razı olacağı” 40 günlük bir yol haritası hazırlarım.!?
X
Fazla mı abarttım yoksa.
Yoo, “kurbağa haşlaması”nı bilirsiniz.
Azar azar olunca anlamıyorsunuz.
Evet “öz yurdunda garip, öz vatanında parya” olunca böyle oluyor.
“Bize bir nazar oldu, Cumamız Pazar oldu / Ne olduysa hep bize azar, azar oldu”

Destan’sı bir çöküşün eşiğindeyiz.
Din’i, tarih’i, herşeyi bir algı operasyonuna malzeme ederek heba ettik.

Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak! / Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden, / Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
(…)
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu;
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
(…)
Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;  /Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan; / Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;  /Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!”

Kim derdi ki, bu mısraları okurken aklımıza karşımızdakiler değil, önümüzdekiler, yanımızdakiler gelecek.
Büroda taciz, işyerinde taciz, okulda taciz, sokakta tecavüz..
Görmüyor sanırım, gitti yolun sonunu çoğunuz!
İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak etme Allah’ım!
Eee, uyanın siz de kardeşlerim uyanın.
Bu işin iktidarı-muhalefeti kalmadı.
Evet evet
“Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç”.
Eğer bir yed-i beyza okşamazsa alnımızı, bu Şeytani büyü bir milletin helakının vesilesi olacak!
Aman efendim aman!
Bu gidişle halimiz yaman!

Bugün 12 Eylül değil mi!
Evren darabesinin yıl dönümü..
Bana kalırsa Hindistan darbesi, daha önceki darbelerden daha vahim.
O gün eş zamanlı olarak Cuma günü yolcu ettikleri Ankaralıları, hafta sonu, G20 dönüşü milleti camiye sabah namazına çağırdı bizim STK’lar. Nasıl bir zamanlama ama. İşte algı operasyonu diye ben buna derim..
O STK’ları şimdi, İklim dayatmasına karşı çıkmaya çağırıyorum.

Selam ve dua ile.