Acil Durum Konferansı'nda Gazze Çağrısı: Soykırımı Durdurun

Londra'da Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu'nun öncülüğünde düzenlenen Acil Durum Konferansı, Gazze Şeridi'ndeki insani krize odaklanarak, bölgedeki ciddi insanlık dramına yol açan UNWRA'ya yönelik fon kesintilerine dikkat çekti. Konferans katılımcıları, uluslararası toplumu Gazze'deki soykırım faaliyetlerini durdurma ve temel insani yardımın sürdürülmesi için acil eyleme çağırdı. 

27 Ocak 2024 tarihinde Londra'da gerçekleştirilen toplantı, Gazze'deki soykırım felaketi ve Uluslararası Adalet Divanı'nın son ara kararına yanıt niteliğindeydi. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve Londra Queen Mary Üniversitesi/Princeton Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesörü Richard Falk tarafından düzenlenen konferansta, akademik uzmanlar, eski hükümet üyeleri, BM yetkilileri, sivil toplum ve insan hakları aktivistleri bir araya geldi.

Konferansın sonunda Gazze'deki katliamları durdurmak için alınacak tedbirler sıralanırken, "Vicdan ve Kaygı Bildirgesi" destekçileri tarafından bir bildiri yayımlandı. Katılımcılar, Gazze'deki insani krizin hafifletilmesi ve bölgedeki trajedinin sona erdirilmesi için uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.

GAZZELİLER YAVAŞ VE ACIMASIZ BİR ÖLÜME MAHKUM EDİLİYOR

Yayınlanan bildirgede şu ifadeler yer aldı:

"Bizler, 27 Ocak'ta Londra'da bir araya gelen Endişe ve Vicdan Deklarasyonu destekçileri olarak; ABD, İngiltere, Almanya ve diğerlerinin Gazze'deki başlıca insani yardım kuruluşu olan UNWRA'ya yönelik tüm fonları askıya alma eylemlerini en güçlü ifadelerle kınıyoruz. Bu Batılı devletler, savaştan harap olmuş Gazze Şeridi’ndeki temel insani yardım çalışmaları için UNWRA'yı fonlardan yoksun bırakarak Gazzelileri açlık ve hastalık kanalıyla yavaş ve acımasız bir ölüme mahkûm etmektedir. Bu bir toplu cezalandırma eylemidir ve 1948 tarihindeki Soykırım Sözleşmesi’nin ‘bir grubun tamamen ya da kısmen yok olmasına yol açacak yasam koşullarının kasten uygulanması’ hükmünün açık bir ihlalidir.

Uluslararası Adalet Divan’nıni İsrail'in Gazze'deki soykırım faaliyetlerini durdurmasını talep eden ara kararından bir gün sonra, İsrail'in Batılı destekçileri Gazze Şeridi’nde yasayan Filistinlileri tüm temel insani yardımlardan yoksun bırakarak sefaletlerini arttırmak için harekete geçti.

UNRWA, 2,3 milyon kişiye yardım eden 30.000 Gazzeli’yi istihdam etmektedir. Fon kaybının Gazze halkı için hesaplanamaz sonuçları olacaktır. Gazze'deki soykırımı durdurmak için Acil Durum Komitesi ABD, İngiltere, Kanada ve Almanya’ya UNRWA'ya sağladıkları fonları derhal geri vermeleri ve soykırım suç ortaklığı eylemlerine son vermeleri çağrısında bulunmaktadır."

ACİL GİRİŞİMLER İÇİN ÇAĞRI YAPILDI

Gün boyu süren tartışmaların ardından aşağıdaki acil girişimler için çağrıda bulunuldu:

• Derhal ateşkes sağlanması ve İsrail Silahlı Kuvvetlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesi,
• Kitlesel açlık ve hastalıkların yayılması karşısında insani yardımın serbest bırakılması ve genişletilmesi,
• Ulusal bayraklarla, uluslararası bir insani yardım konvoyunun düzenlenmesi,
• UNWRA (Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu) ve Filistin sivil toplumuna yönelik fonların derhal yeniden sağlanması.

Bu amaçlara ulaşmak için konferans, aşağıdaki çağrıyı yapmıştır:

• Kapsamlı bir silah ambargosu,
• Boykot, el koyma ve yaptırım hareketine destek artırılması ve şiddet içermeyen dayanışma girişimlerinin yaygınlaşması,
• Özel ve kamusal ekonomik yaptırımların uygulanması,
• Akademik ve kültürel boykotun genişletilmesi,
• İşgal altındaki Filistin'de soykırıma ilişkin bir Halklar Mahkemesi’nin kurulması,
• İsrail’in FIFA, Avrupa Araştırma Konseyi ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi gibi uluslararası kuruluşlardan dışlanması,
• İsrail ile diplomatik ilişkilerin seviyesinin düşürülmesi ve muhtemelen kesilmesi,
• İsrail'in BM Genel Kurulu’ndan çıkarılmasına yönelik adımlar,
• Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin 2014 yılından itibaren Filistin topraklarında işlenen tüm devlet suçlarının faillerini soruşturma yükümlülüklerini yerine getirmesi.

TAVSİYE EDİLEN GİRİŞİMLER

• Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin hakkının uygulanmasını Filistin halkına ve temsilcilerine emanet etmek,
• İsrail'e tüm altyapı, konutlar, tıbbi tesisleri, eğitim kurumları, doğal çevrenin (tatlı su, tarım, ekilebilir arazi) mecburi olarak yeniden inşasını dayatmak,
• İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırımında suç ortaklığı yapan ülkelere ikincil bir yük yüklemek.