Ahmet Türk, Washington Post’a yazdı: Tiranlık politikalarına karşı çıktık
Ahmet Türk, Washington Post’a yazdı: Tiranlı... Mardin'de AKP'nin kayyum darbesiyle görevden alınan belediye eş başkanı Ahmet Türk, Washington Post'ta kayyum politikasını kaleme aldı.
Mardin'de AKP'nin kayyum darbesiyle görevden alınan belediye eş başkanı Ahmet Türk, Washington Post'ta kayyum politikasını kaleme aldı.
Devlet baskısına yabancı değilim" diyerek, "1973'te ilk kez TBMM'ye seçildiğimden beri sırf seçmenlerimin yapmam için beni seçtiği işi yaptığım için beş defadan fazla görevden alınıp cezaevine atıldım" ifadeleriyle kayyum politikasının yeni olmadığının altını çizen Türk'ün Washington Post'ta yayımlanan makalesi şöyle:
"31 Mart'ta Mardin Belediye Başkanı olarak yeniden seçildim. Ben ve Halkların Demokrat Partisi'ndeki (HDP) meslektaşlarımın çoğu açısından bu sıradan bir seçim değildi. Biz bu seçimde keyfi olarak elimizden alınan pozisyonları yeniden almak için çalışma yürüttük.İlk kez 2014 yılında Mardin'de belediye başkanlığına seçildim. Ancak beş yıllık görev süremin iki yılı geçmemişken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kürt siyasetine ve sivil topluma yönelik yoğun bir baskı uygulamaya başladı ve yaklaşık 100 HDPli belediye başkanını görevinden alarak yerlerine devlet memurlarını atadı.
Ben ve onlarca meslektaşım terör suçlamalarından hapsedilirken – ki gerçekte demokratik bir seçimi kazanmış olmaktı suçumuz - yerimize atanan kişiler halkın iradesini boğmaya çalıştı. Kürt dilini kamusal alandan çıkardılar, gösterileri bastırdılar ve kamu fonlarını diğer devlet yetkilileri için cömert hediyeler almak üzere harcadılar.
Cezaevinden tahliye edildiğimde ve bir kez daha başkanlık koltuğu için seçim yarışına girmeme izin verildiğinde, seçmenlerime karşı yapılan hataları düzeltmeye kararlıydım.
'YAPTIĞIMIZ TEK ŞEY TİRANLIK POLİTİKALARINA KARŞI ÇIKMAK'
Ancak 19 Ağustos’ta tarih tekerrür etti. Televizyon haberlerinden, HDP’nin Diyarbakır ve Van belediye başkanlarıyla birlikte İçişleri Bakanlığı’nın emriyle bir kez daha görevden alındığımı öğrendim. O zamandan beri destekçilerimiz sokaklarda ve TOMA’larla, şiddetle, dövülmeyle karşı karşıya. Oysa ki tek istedikleri şey yapmış oldukları seçime saygı duyulması.
Hepimiz teröre destek olmakla suçlanıyoruz. Gerçekte ise Erdoğan’ın kapsamı geniş bu suçlamasına hedef olan on binlerce insan gibi yaptığımız tek şey hükümetin tiranlık politikalarına karşı çıkmak. Biz üç belediye başkanı, Türkiye'deki üçüncü en büyük siyasi partiyi temsil ediyoruz. İlgili makamlar bütün adaylarımızın adaylıklarını seçimden önce onaylamışlardı. HDP’nin zaten güçlü olduğu yerlerde oy oranlarımızı artırarak seçimi kazanmıştık.
Ama sonra 19 Ağustos çıkageldi. Ve daha önce birçok kez olduğu gibi, hükümet demokrasi ve güç arasında bir seçim yapmaya karar verdi ve ikincisini seçti.
'DEVLET BASKISINA YABANCI DEĞİLİM, 5 DEFADAN FAZLA GÖREVDEN ALINDI, CEZAEVİNE ATILDIM'
Bölgemizdeki on milyonlarca Kürt gibi ben de devlet baskısına yabancı değilim. 1973'te ilk kez TBMM'ye seçildiğimden beri sırf seçmenlerimin yapmam için beni seçtiği işi yaptığım için beş defadan fazla görevden alınıp cezaevine atıldım. HDP'ye katılmadan önce, hepsi de siyasi olan göstermelik davalar sonucu kapatılan Kürt yanlısı birçok partinin kuruluşunda yer aldım.
Bu anti-demokratik saldırılar aslında sivilleri terörize eden ve barış sağlama çabalarını engelleyen bir yöntem olmasına rağmen “terörizm” veya “ayrılıkçılık” ile mücadele adına haklı çıkarılmaya çalışıldı. Uluslararası toplum, Erdoğan'ın bu yılın başlarında İstanbul belediye başkanlığı seçimini hangi cesaretle iptal ettiğini veya eleştirmenlerini mahkeme karşısına çıkarmadan neden cezaevinde tuttuğunu soruyorsa eğer, Erdoğan’ın seleflerinin geçtiğimiz on yıllarda Kürt halkı üzerinde bu taktikleri geliştirdiklerini de kabul etmeli, görmeli.
'ŞİMDİ DE İMAMOĞLU'NU TEHDİT EDİYOR'
Erdoğan şimdi de İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu bana yaptığı gibi tehdit ediyor. Erdoğan’ın "terörizm" tanımı, yalnızca devletin sürekli hedeflediği kesimi değil aynı zamanda onlarla dayanışma göstermeye cesaret eden herkesi kapsayacak şekilde genişletildi. Bu, bir gerçeği her zamankinden daha net hale getiriyor: Türkiye, Kürt nüfusu için demokratik bir ülke olana kadar hiçbir vatandaşı için gerçek bir demokrasi olamaz.
HDP'nin yapmaya çalıştığı şey işte budur ve bu yüzden halklara saldırmak pahasına kendilerini zenginleştirmek ve güçlendirmek için otokrasiyi kullanan devlet unsurları bize saldırıyor. Şimdi önemli olan bu anlayışın bir karşılığının olup olmadığıdır.
Hem Türkiye'de hem de uluslararası düzeyde demokrasiye değer veren birçok kişi, partimizin demokrasiyi savunma çabaları saldırıya uğradığında sessiz kaldı. Adil bir seçimin geçersiz kılınmasına hiçbir tepki verilmediğinde, devlet aynı şeyi bir kez daha yapabileceğini görür. Partimiz ülkemizin tüm ezilen halkları için mücadele ediyor, çünkü mücadelenin herkes için daha fazla özgürlük getireceğine inanıyoruz. Özgürlüğe değer veren herkesin bize katılma zamanı geldi."
"Ahmet Türk, Washington Post’a yazdı: Tiranlık politikalarına karşı çıktık" haberi, 07 Eylül 2019 tarihinde yazılmıştır. Politika kategorisi altında bulunan Ahmet Türk, Washington Post’a yazdı: Tiranlık politikalarına karşı çıktık haberi 2019 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Ahmet Türk, Washington Post’a yazdı: Tiranlık politikalarına karşı çıktık 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Politika konusunda 24 Kasım 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.