AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik 1999 depreminden sonra ne yazmıştı: Türkiye’nin yönetilememesi binlerce cana mal o

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik 1999 depreminden sonra ne yazmıştı: Türkiye’nin yönetilememesi binlerce cana mal o

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik 1999 depreminden... “Devlet toplumu felaketle başbaşa bıraktı”

Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremin ardından “AKP ve MHP’nin Cumhur İttifakı olarak sahada olduğu” yolundaki açıklamasıyla “propaganda” eleştirilerine hedef olan, yetersiz kurtarma çalışmaları için “Zaman zaman buraya daha çok araç girseydi, vinç gelseydi gibi talepler oluyor, elimizde her türlü araç için fazlasıyla imkân ve kapasite var. Eğer ihtiyaç duyulursa bunları sevk edecek şekilde bütün imkânlarımız var… Bu imtihanı inşallah birlik, dayanışma içerisinde hep beraber aşmaya çalışacağız” diyen Adalet ve Kalkınma Partisi Sözcüsü Ömer Çelik’in, 17 Ağustos 1999 depreminin ardından devleti ve siyasal iktidarı ağır ifadelerle eleştiren yazısı tekrar gündeme geldi. Çelik, Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan yazısında, “Türkiye yönetilemiyor. Ve, yönetemeyen, yönetmesi mümkün olmayan bir mekanizmanın yönetiyormuş gibi yapması binlerce cana mal oluyor. Eğer bugün birilerin fiyakası bozulmasın diye söylenmesi gerekenlerin ‘milli birlik ve beraberlik’ nutuklarının altında ezilmesine göz yumarsak; bugün susarsak, bu çarpık mekanizma yüzünden yüzlerce insanın ebediyen susmasına ortak olmuş olacağız” görüşünü dile getirmişti.

Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri olan Kahramanmaraş merkezli ikiz depremlerin ardından yetersiz kurtarma çalışmalarına yöneltilen tepkilere Adalet ve Kalkınma Partisi Sözcüsü olarak “her türlü aracın fazlasıyla mevcut olduğu” yanıtını veren ve “birlik ve dayanışma” çağrısı yapan Ömer Çelik, 1999 depreminde devletin ve iktidarın düştüğü durum için, “birilerinin fiyakası bozulmasın diye söylenmesi gerekenlerin ‘milli birlik ve beraberlik’  nutukları altında ezilmemesi gerektiğini” vurgulayarak “susmama” çağrısı yaptı.

1999 depremi sonrasında, “beceriksizlikleri tespit edenlere yetkililerin el altından gözdağı verdiğini” vurgulayan Çelik, “devletin toplumu büyük bir felaketle başbaşa bıraktığını” yazdı. Çelik aynı yazıda, “resmi sözcülerin, depremdeki ihmal ve beceriksizlikleri dile getirenleri ‘şaibeli’ duruma düşürmekten başka bir gayretinin görünmediğini” dile getirdi.

“Devlet toplumu felaketle başbaşa bıraktı”

Ömer Çelik’in, Yeni Şafak’ta 23 Ağustos 1999’da yayımlananBugün susmak…” başlıklı yazısı, -ara başlıklar T24’e ait olmak üzere- aynen şöyle:

“Depremin ilk saatlerinde ortada olmayan "devletlu" zevat, aradan saatler geçtikten sonra her köşe başından başlarını uzatıyor. İş yapmak adına bildikleri tek şey, açıklama yapmayı kesintisiz bir biçimde sürdürmek. Yapılan işlerin ne kadar beceriksizce yapıldığını tesbit edenlere görünürde kırgınlık ifade eden "yetkililer," el altından da gözdağı veren bir tutumu, devletin âli menfaatlerini korumanın tek göstergesi gibi sunmanın gayreti içindeler. Oysa tek (görevi/T24) âli toplumun hayat hakkını korumak olan devlet, tam bir şaşkınlık içine düşerek toplumu büyük bir felaketle başbaşa bıraktı. Kırılan gururunu tamir etmek kaygısından arta kalan kırıntıları enkaz kaldırma ve kurtarma faaliyetlerine dönüştürmeye çalıştığında ise iş işten çoktan geçmişti...”

“Resmi sözcülerin gayreti, ihmalleri dile getirenler şaibeli duruma düşürmek”

Devletin bütün imkanlarıyla ve başarıyla olaya müdahale ettiğini söyleyen Başbakan, depremin ilk saatlerinde kendi bakanlarına bile telefonla ulaşamadığını söyleyerek yetkililere radyo ve televizyon aracılığıyla talimat vermeye çalışıyordu.. Kendisine en çok ihtiyaç duyulduğu anda "kamu otoritesi" kapsama alanı dışına çıkmış ve yetkililer, pili bitmiş bir uzaktan kumanda aletine dönüşmüştü. Apaçık ortada olan ve karşılıkları can kaybıyla, Türkiye'nin en az yirmi yılına mal olacak mal kaybıyla ödenen ihmalleri ve beceriksizlikleri dile getirenleri "şaibeli" duruma düşürmeye çalışmaktan başka bir gayreti hâlâ görünmüyor resmi sözcülerin. Kendi sorumluluğunu örtbas etmek isteyen devlet erki hâlâ meseleyi mümkün olduğunca sümen altı etmeye harcıyor enerjisini.”

“Seslerini yükseltenlere bu derece şiddetle karşılık verilmesinin nedeni…”

“Sanki ortadaki tek sorun, milletin başbaşa kaldığı yıkımın bir ucundan devlet kurumlarına da bulaşmış olması. Sanki sadece halkın oturduğu binalar yıkılsa ve sarsılmaz bir kudret ve eleştirilmez bir erk kaynağı gibi görünmeyi seven devlet bu felaket karşısında yara almamış olsaydı, mesele kalmayacaktı. Milleti himaye edilmeye ve yol gösterilmeye muhtaç bir topluluk olarak gören devletçi bakışın rahatsız olduğu konu, aslında gerçekten neyin nasıl yapılması gerektiği konusunda yol gösterilmeye muhtaç olanın devlet olduğunun ortaya çıkmış olması sanki. Yoksa insanların canları niye kurtarılmadı diye kamu otoritesini eleştirenlere ya da canları kurtarılma ihtimali olanlara bir an evvel ulaşılması için seslerini yükseltenlere bu derece şiddetle karşılık verilmesinin ne anlamı olabilir?”

“Türkiye yönetilemiyor, ‘milli birlik’ nutuklarına göz yumarsak…”

“Bu depremle birlikte ortaya çıkan mekanizmalar ve ilişkiler meselenin sandığımızdan daha vahim olduğunu ortaya çıkardı. Uzun zamandır normal hayatı olağanüstüleştirerek yaşamayı kanıksadığımız için, belli ki, içine düştüğümüz kıskacın vahametini algılamakta zaafa düşmüşüz. Çok basit lakin bir o kadar da acı olan şu: Türkiye yönetilemiyor. Ve, yönetemeyen, yönetmesi mümkün olmayan bir mekanizmanın yönetiyormuş gibi yapması binlerce cana mal oluyor. Eğer bugün birilerin fiyakası bozulmasın diye söylenmesi gerekenlerin "milli birlik ve beraberlik" nutuklarının altında ezilmesine göz yumarsak; bugün susarsak, bu çarpık mekanizma yüzünden yüzlerce insanın ebediyen susmasına ortak olmuş olacağız.”

“Cumhur İttifakı olarak sahadayız”

3 Kasım 2002 seçimlerinden itibaren Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili olarak parlamentoya giren, Kültür ve Turizm Bakanı ve AB Bakanı olarak hükümetlerde görev alan, halen Adalet ve Kalkınma Partisi Sözcüsü olan Ömer Çelik, 6 Şubat Pazartesi günü, depremden etkilenen şehirler arasında bulunan memleketi Adana’da açıklama yaptı. “Cumhur İttifakı’nın sahada olduğu” sözleri nedeniyle “deprem bölgesinde siyasi propaganda yaptığı” eleştirilerine hedef olan Çelik, kurtarma çalışmaları ve yardımlar konusunda “Yemek ve diğer ihtiyaçlar konusunda tek tek geziyoruz yıkılan binaların olduğu yerleri. Herhangi bir şekilde şu anda bir eksik gözükmüyor. Ama eksik olduğu anda da yerine getirebilecek şekilde kapasitelerimiz hazır” demişti.

Çelik, “daha çok araç girseydi, vinç gelseydi gibi talepler olduğunu, ellerinde her türlü araç için fazlasıyla imkân ve kapasite bulunduğunu, ihtiyaç duyulursa bunları sevk edecek şekilde bütün imkânların olduğunu” savunarak, “Bu imtihanı inşallah birlik, dayanışma içerisinde hep beraber aşmaya çalışacağız” demişti.
 

"AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik 1999 depreminden sonra ne yazmıştı: Türkiye’nin yönetilememesi binlerc." haberi, 08 Şubat 2023 tarihinde yazılmıştır. 08 Şubat 2023 tarihinde de güncellenmiştir. Gündem kategorisi altında bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik 1999 depreminden sonra ne yazmıştı: Türkiye’nin yönetilememesi binlerc.. haberi 2023 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik 1999 depreminden sonra ne yazmıştı: Türkiye’nin yönetilememesi binlerc.. 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Gündem konusunda 02 Mayıs 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Ezgi Bozkurt Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 02:58 Google Chrome tarayıcısındaki adres çubuğuna yapay zeka özelliği geldi!
  2. 02:58 Sims'e meydan okuyan yaşam simülasyon oyunu inZOI'nin erken erişim tarihi duyuruldu!
  3. 02:54 Ay'da astronotlara, "Ölüm Duvarı" çevresinde koşmaları öneriliyor
  4. 01:46 Diego Maradona’nın ölümüne ilişkin çarpıcı bulgular açıklandı! “Biri doğal diğeri zehirli madde…”
  5. 01:05 "Kürk Mantolu Madonna" adlı eserin dizi uyarlaması yapılacak
  6. 01:05 Fordham Üniversitesi, ABD'de Filistin'e destek gösterilerinin son adresi haline geldi
  7. 01:05 Yeni bir batarya teknolojisi, elektrikli araçların menzil sorununu çözecek!
  8. 00:47 Erzincanlılar dikkat! Meteoroloji uyarıda bulundu: O saatlerde dışarıya çıkmayın
  9. 00:42 Fed'in faiz kararı, New York borsasında dalgalanmalara neden oldu
  10. 00:42 Alp Dağlarına bile 1000 basacak güzellik: Giden asla dönmek istemiyor!
  11. 00:38 Dolar sahipleri yakında dört dönecekler! Doların 7 lira yükseleceği tarih belli oldu
  12. 00:37 Edebiyatın "rock yıldızı" Paul Auster hayatını kaybetti
  13. 00:28 Beşiktaş'ta yeni bir Şenol Güneş dönemi başlayabilir! Hasan Arat itiraf etti
  14. 00:28 Bakan Tekin'den öğretmen atamaları ile ilgili açıklama geldi
  15. 00:25 Fenerbahçe, Konyaspor Maçı Hazırlıklarına Hızlı Başladı
  16. 00:21 Ankara'daki ekmek zammına vatandaşlardan tepki geldi: "Bu nasıl bir vicdansızlık?"
  17. 00:21 TGC, 1 Mayıs'ta İstanbul'da Gazetecilere Yönelik Polis Müdahalesini Sert Bir Şekilde Kınadı
  18. 00:20 Plastik kirliliğine en fazla sebebiyet veren markalar belirlendi!
  19. 00:18 Bayburt ve Çevresinde Beklenen Kuvvetli Yağışlar İçin Meteorolojiden Uyarı: Dikkatli Olun!
  20. 00:17 KYK yurdunda ekmeğin içinden çıkan şeyin görüntüleri mide bulandırdı: Kimse inanamadı!
Gündem Haberleri