AKP, Sokak Hayvanları Çözüm Çalıştayı''nda ''temayül gereği'' konuştu!

24 Ocak 2019 tarihinde Ankara’da düzenlenen "Sokak Hayvanları Çözüm Çalıştayı"nda Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Ülkemizde rehabilite edilmemiş 800 bin sahipsiz hayvan olduğunu, yerel yönetimlerce kurulan 86 bin 500 hayvan kapasiteli 234 hayvan bakımevi yapıldığını ve  2009-2018 yılları arasında 61 yerel yönetime, toplam 31 milyon lira mali destek sağlandığını söylemişti.”

Yapılan bu açıklamadan sonra, CHP Giresun Milletvekili konuyu Meclis gündemine taşıdı.

Tığlı, “Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli gibi daha önce aynı görevi yapmış diğer bakanlar, kameralar önünde söz vermelerine rağmen doğuştan hisli canlılar olan sokak hayvanları için bu güne kadar hiçbir çalışma yapmamışlardır” dedi.

16 yıldır iktidarda olan AKP’nin hayvanların haklarını belirleyecek yeni bir kanun çıkartmamasını samimiyetsizlik ve vurdumduymazlık olarak değerlendiren Tığlı, “Sokakta bulunan sahipsiz hayvanlar, maalesef devlet yöneticileri eliyle açlığa mahkûm edilmektedir” dedi.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2019 yılı bütçesi bir önceki yıla göre yüzde 9.4’lük bir artışla 23 milyar 712 milyon 275 bin TL olmuştur. Buna rağmen hem komisyonda hem de TBMM Genel Kurulu’nda yapılan bütün bütçe sunumlarında bakanlığın görevleri ve sorumluluğunda olan sokak hayvanlarına ayrılacak bütçeye hiç değinilmemişti diyen Tığlı, “2019 yılı bütçesinden hissedebilir canlılar olan sokak hayvanlarının ihtiyaçları giderilsin ayrılan pay ne kadardır?” sorusunu sordu.

Giresun Milletvekili Necati Tığlı’nın, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye yanıtlaması istemiyle yönelttiği sorular şöyle:

* 2019 yılı bütçesinden hissedebilir canlılar olan sokak hayvanlarının ihtiyaçları giderilsin ayrılan pay ne kadardır? Bakanlık, 2019 yılı içinde hangi illerde, hayvan bakımevi kurmayı planlamaktadır? Ya da kurmak isteyen hangi yerel yönetimlere mali destek verecektir?

* Sözünü ettiğiniz 61 yerel yönetim hangileridir? Her bir yerel yönetime sağlanan destek miktarı ne kadardır? 800 bin sahipsiz hayvan olduğu bilindiği halde, 2009-2018 yılları arasında yerel yönetimlere verdiğinizi söylediğiniz 31 milyon liranın, sokak hayvanları için yeterli olduğunu mu düşünüyorsunuz?

* 61 yerel yönetim dışında diğer yerel yönetimlere mali destek verilmemesinin gerekçeleri nelerdir? Onlar mı talep etmemişlerdir yoksa talep ettikleri halde, istekleri kabul mü görmemiştir?

* Yerel yönetimler tarafından kurulan ve 86 bin 500 kapasiteli 234 hayvan barınaklarının tamamı dolu mudur? Bu barınakların günlük giderleri hakkında, iktidar dışındaki yerel yönetimler tarafından bakanlığa iletilen ihtiyaçlar neden karşılanmamaktadır? Yoksa hayvanlara verilecek mamaları, ilaçları, suyu ve sevgiyi siyasi bir propaganda aracı olarak mı görüyorsunuz?

*Tüm lüks ve gereksiz harcamalara devlet bütçesi içinde yer bulunabilirken, sokakta karınları aç bir şekilde yaşam mücadelesi veren, hayvanlar için yeterli bir bütçe ayrılmamasını ve sokaktaki sahipsiz hayvanların, devlet yöneticileri eliyle açlığa mahkûm edilmesini nasıl yorumluyorsunuz?

* Sokaklarda dolaşan sahipsiz hayvanların korunması ve rehabilite edilmesi konusunda sivil toplum kuruluşlarımız ve vatandaşlarımız aracılığı ile bakanlığa yapılan müracaatlara neden duyarsız kalınmaktadır?  

* Aynı bizler gibi doğuştan hisli canlılar olan ve bu dünyayı ortak olarak paylaştığımız hayvanlar için çıkartılan, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu adının ve içindeki tüm maddelerin, Hayvan Hakları Kanunu adı altında yaşamsal haklar üzerine, yenilenmesi için neden bir çalışma yapmıyorsunuz?

* “Hayvanlara şiddet gösterenlere, öldürenlere gereken cezaların verilmesi maksadıyla, ilgili kanunda değişiklik yapılmasına yönelik çalışmalara devam ediyoruz” demekle, sorumluluğu üzerinizden atabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?

* Sokak Hayvanları Çözüm Çalıştayı esnasında yaptığınız konuşmanızdan sonra hayvan hakları konusunda yapılan çalışmaların, verilen kanun tekliflerinin dikkate alınması, komisyonda görüşülmesi ve kanunlaşması için gereken girişimleri yapacak mısınız? Yoksa “temayül gereğidir” diyerek, görmezden mi geleceksiniz?