Ali Koç, Trabzonspor'a seslendi: FETÖ söylemlerinin yanında mı olacaksınız

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Yüksek Divan Kurulu Olağan Toplantısı'nda konuşma yaptı. 3 Temmuz süreciyle ilgili konuşan Ali Koç, Trabzonspor'a seslenerek dikkat çeken ifadeler kullandı.

Ali Koç, "Hak etmediğiniz bir kupa için FETÖ söylemlerinin yanında mı olacaksınız, Türkiye Cumhuriyeti'nin yanında mı olacaksınız, kararınızı verin. Bu kupa bizimdir, bizim kalacaktır, müzemizdedir. Yaptığınız hiçbir şey bunu değiştirmeyecektir" dedi.

"AYKUT KOCAMAN KALABİLİRDİ"
Koç, "2018/19 sezonunda dönüp baktığım zaman belki de o zamanki hocamız sayın Aykut Kocaman'ı görevde tutup bir sezon daha devam etmek daha doğru karar olabilirdi" diye konuştu.

Koç'un açıklamalarından satır başları şöyle:
Bu göreve geldiğimizden beri 14. toplantımız. Herhalde en uzun toplantımız olacak. Ben de 1-2 saat konuşmayı düşünüyordum. Maç var diyorlar. Eteklerimizdeki taşları dökmenin zamanı bence.

Herkese teşekkür ediyorum, sadece Hulusi Belgü hariç. Haklı olduğu yerler var lakin kendi egosunu tatmin etmek için mesnetsiz bir kısmı da iftira dolu...

Bizim için en önemlisi 3 Temmuz. Saygı değer Cumhurbaşkanımız ve kıymetli eşine Koronavirüs'ten dolayı geçmiş olsun diyorum.

27 Aralık 2021 Fenerbahçe için çok değerli bir gündür. Bu vatanın bir parçasıyım diyen herkes için önemlidir. 2010/2011 şampiyonluğumuz hedef alınarak, kulübümüzün ve Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm değerlerine, önceki başkanımız Aziz Yıldırım'a, davadaki diğer arkadaşlarımıza, bütünlüğümüze yapılan FETÖ saldırısı 27 Aralık'ta Fenerbahçe'nin haklılığıyla son bulmuştur. Sistematik şekilde Fenerbahçe'ye saldırdılar. Medyamız kulübümüzün haklılığı ortaya çıktığı günden beri sessiz kalıyor.

Fenerbahçe'nin 2011 yılında Şampiyonlar Ligi'ne gönderilmemesi sebebiyle uğradığı maddi kaybın tazmini için TFF'ye dava açtık.

Son dönemde bugünlerde yargıllakin süreci devam ederken camiamızın bazı mensupları tarafından çeşitli konuşmalar yaptığını görüyoruz. Hukukta görüş farklılıkları her zaman mevcuttur. Kesin hüküm verilmesini tehlikeli ve yanlış buluyoruz. Dün Yargıtay kararının ardından önceki başkan Aziz Yıldırım'ın sözlerini takip ettik. Memnuniyetle karşıladık. Yalnız bizler birbirimizi yedikçe, kavga ettikçe, sosyal medya ortamında kulübümüz hedef alındıkça muvaffak olmamız çok zordur. Bu davada görev süremiz boyunca Sayın Aziz Yıldırım ve ekibiyle ortak çalışmayı, beraber hareket etmeyi kulübümüz için önemli bulduk. Hamlelerimiz oldu, Şekip Bey'e ayrı parantez açmak istiyorum. Kendisi istişarelerde bulundu. Tazminat davasıyla ilgili daha fazla istişareler oldu. Kendi kendi bindiğimiz dalı kesiyoruz. Kişisel problemleri bir yana bırakıp kişiler ve kurumlar ayrı demeden topyekün mücadele etmeliyiz. Önceki başkanımız kendi kulvarında, Fenerbahçe kendi kulvarında mücadele edemeyiz. Aksi takdirde bizler kaybedeceğiz. Mevcut yönetimde nasıl zaafiyet oluştururum demek yerine hepimiz aynı gemideyiz demeliyiz. Hata yaparlarsa suratlarına vururuz yaklaşımı doğru değildir. Huzurlarınızda sesleniyorum; Fenerbahçe bu süreçten derinden etkilenmiştir. Ekonomik olarak, itibar olarak, rekabetçilik açısından etkilenmiştir. Bu süreç sonrası bakın kaç şampiyonluğumuz var, bizi geçen rakibimizin kaç şampiyonluğu var?

Biz ne yaptık? TFF'ye 2 başvurumuz oldu. Süper Kupa'nın oynanması yönünde. TFF'nin de Beşiktaş'ın da sıcak baktığını ve oynanacağını umut ediyoruz. 2. başvurumuz; şampiyonluğun hala kendilerine ait olduğunu iddia eden kulübe dair adım attık. TFF'ye bir başvuru yaptık. Buradan 27 Aralık'ta yaptığım çağrıyı söz konusu kulübe tekrar yapıyorum. Hak etmediğiniz bir kupa için FETÖ söylemlerinin yanında mı olacaksınız, Türkiye Cumhuriyeti'nin yanında mı olacaksınız, kararınızı verin. Bu kupa bizimdir, bizim kalacaktır, müzemizdedir. Yaptığınız hiçbir şey bunu değiştirmeyecektir.

Geldiğimiz nokta itibariyle gerçek ve samimi taraftarlarımızın serzenişler, kızgınlıklarda çoğunlukla haklı olduklarını ve onları saygıyla karşıladığımızı söylemek istiyorum. FBTV'de yeri geldi o kadar tenkit edildik ki kendi mecramızda buna izin verdiğimiz için tenkit edildik. Buna mükabil bazı tavırları ise hak etmediğimizi vurgulamak istiyorum. 54 yaşındayım, 48 senedir tribünlerde takımımızı seyreden biri olarak hayatımda hiç 2-0 yenikken 3-3-3 diye bağrıldığını ilk kez duydum. Bir diğer maçta 68. dakikadan itibaren hem yönetimimize hem futbolcularımıza ağır tezahüratlar oldu. Camia olarak tarihimizde çok acı günler yaşadık. Benim en çok icimi acıtan sahada, salonda takımımız mücadele verirken taraftarların takımlarımıza sırt çevirmesi olmuştur. Ne yazık ki başkanlık dönemimde böyle bir şeyle karşı karşıya geldik. Bu duygulara sebep olduğumuz için camiadan özür dilerim. Ancak bu şekilde davrananların aynaya bakıp bu işin fayda-zarar analizini yapmalarını tavsiye ediyorum. Bindiğimiz dalı kesiyoruz. Hulusi Belgü ve benzerleri, Fenerbahçe başkanlığını zayıflatmak için her türlü numarayı yapıyorlar. Taraftarlarımıza söylemek istiyorum; küfür edilmedikçe her türlü tezahüratı saygıyla karşılıyorum lakin müsabaka sırasında değil. Ama bilin ki bir grup var bu sene katılan, takım kötü giderken rollerini oynuyorlar. Daha 4. hafta başladı; 3 galibiyetle geldik Sivas maçına. 1-1 bitti, Sayın Erol Bilecik stadın dışında basınla konuşurken protesto başladı. 3 kişi maça bile girmemiş. Stadın etrafında dolaşıyorlardı. Serzenişlerinizde haklısınız, tezahüratlarınız da. Bu durumu en son isteyecek kişiler bizi. Oraya sırf aleyhte bağırmak için gelenler olduğunu da unutmayın.

Sportif anlamda 3.5 seneye bakalım. Amatör şubeleri çabucak anlatmak istiyorum. Ekonomik olumsuzluklara rağmen Fenerbahçe yarışmacılığını devam ettirmiştir.

Geçmişte olduğu gibi son olimpiyatlarda da 108 kişilik kafilenin 22'si Fenerbahçe'dendir. 3.5 yıllık süreçte amatör şubeleri kapatın, tüm odağınızı futbola verin fikrini sık sık zikredenler de olmuştur. Tenkit etmiyorum, haklı da bulabilirsiniz. Ama tüm bu olumsuz ekonomik koşullara rağmen Fenerbahçe'nin 115 yıllık geleneğini sürdürdük. Son dönemde bunun zorluklarına dikkat çekmiştim. İnşallah yönetimde kim olursa olsun Fenerbahçe lokomotif olmaya devam eder.

Şimdi gelelim başta şahsım, yönetimimiz ve hepimiz olmak üzere bizi üzen futbol şubemizin değerlendirmesine. Daha evvel de söyledim. Hata yaptık. Farklı bir vizyon, emeller, arzularla huzurunuza çıktık. Zaman zaman evdeki hesap çarşıya uymadı. Hiçbir zaman bizim iyi niyetimizde şüphe edemezsiniz. Bunu aşağılayacak şekilde konuşmasına müsade etmem.

Hoca ve kadro istikrarı... Cocu'yla sözleşme imzalarken amacım dönemi beraber geçirmekti. Türkiye'ye uymadı. Sportif direktör konusu... Hala doğru olduğuna inandığım bir yapı. Tutmadı. Biz tutmasın mı istedik? Fenerbahçe'ye hiç fayda sağlamamış insanlara ciklet olmak için mi yaptık? Olmadı, tutmadı. 2018/2019 sezonu, 20 yıllık iktidardan sonra yepyeni bir yönetim. Samandıra özelinde teknik direktör, idari menajer ve yeni sportif direktörle çok fazla taşı yerinden oynattık. Belki de Aykut Kocaman'la 1 sene daha devam etmek daha iyi olabilirdi.

Transferde tüm kısıtlamalara rağmen büyük heyecan yaratmıştık. Pozitif havayla başladık lakin lig sonunda tarihimizin en acılı sezonlarından birini yaşattık. 2019/2020, yine son derece umut veren bir transfer dönemi geçirdik. Sezona çok iyi başladık. 20. hafta itibariyle şampiyonluğun favorilerinden biriydik. Enteresan bir şey oldu. 7 maçta 21 puanın sadece 3'ünü alabildik. Taraflı tarafsız herkesin kabul ettiği hakem facialarıyla şampiyonluk yarışının dışına itildik. Bu yönetim beceriksizliğinden mi oldu?

3.sezonumuzda son haftaya kadar geldik. Sivas maçımızı garip bir şekilde kazanamayınca şampiyonluk elimizden kaçtı. Şu 2 sezondan birinde şampiyonluk gelse zincirleme başarılar gelecekti. Geçen sezon kılpayı kaçırdığımızda şampiyonlukta yine 12-15 puanımız hakemler tarafından katledildi. Bu faktörleri es geçemezsiniz. Sadece biz değil, medyadaki en azılı Fenerbahçe düşmanları bile bugün bunu ifade ediyorlar. Sevgi limit tanımaz diye slogan çıkardık. Harclakin limitleriyle bizi durdurmak istediler. Bir önceki sezon bir sol bek alabilmek için neler yaşadığımızı profesyonel arkadaşlar bilir.

Öte yandan geçen sezonun en garip gerçeklerinden biri de deplasmanda tarihi rekor kırdık, aynı kadroyla kendi sahamızda tarihi puan kaybı yaşadık. Bu futbolun doğal akışına aykırı bir durum. Tuhaf bir şekilde hem performans düşüşü yaşıyor hem de oyuncuların amatörce hataları artıyor. İç saha maçlarımızda desteğinize çok büyük ihtiyacımız var.

2021/2022 sezonu... Bu sezon Samandıra'da disiplin, ciddiyet, yaklaşımla başladık. Bir kez daha kısıtlı manevra alanımıza rağmen umut veren bir yapılanmaya imza attık. Çok iyi başladık. Liderdik, ta ki Trabzon maçına gidene kadar. Oyun ve skor hakimiyeti bizdeyken taraflı tarafsız herkesin kabul ettiği hakem kararıyla o maçta düşüş başladı. Şunu da söyleyeyim hakem kararına rağmen kazanabilirdiniz diyebilirsiniz. Olabilir maç kazanır kaybedersiniz. Bu süreç yeni bir çözülmeye neden oldu. Takım toparlanamadı. Biz de dur diyemedik. Orada da biz hatalıyız. Hocamızla yollarımızı ayırmak zorunda kaldığımız bir süreç yaşadık. Türk futbol tarihinin görmediği şekilde puan farkı çok lakin çok erken şekillendi.

Zaten hocamız gelmeden önce yerden yere vuruluyordu. İlk tökezlemede devam edildi. Kazandığımızda da yapılıyordu. Türk hocalar savunulurken hocamız yerden yere vuruluyordu. Kendi hocamıza tahammülümüz kalmadı. Hoca seçimlerinde, sahiplenmede çok daha dikkatli olması gerekir. Yeni hoca görüşmelerine ivedilikle başladık. Kulübümüzü çok iyi bilen, 2015'te kulübümüze yaşatılan 4 Nisan saldırısına rağmen şampiyonluğu kıyısından kaçıran İsmail hocamızla anlaştık. Tüm oyuncular üzerinde pozitif hava yarattı. Antalya kampımız iyi geçti. Bu sinerjinin bu gece sahaya yansımasını bekliyorum. İsmail Kartal'a başarılar diliyorum.

Genel tabloya baktığımızda hiç arzu etmediğimiz, beklemediğimiz bir 3.5 yıl yaşadık. Bu 3.5 yıl içerisinde istikrar ve kadro mühendisliğinde hatalarımız oldu. Ancak bütün başarısızlıkların tek sebebini yönetimsel hatalara bağlarsanız dış etkenleri görmezden gelmiş olursunuz. Fenerbahçe ile ilgili her konuda yönetim sorumludur. Başarısız olduğumuzda çıkıp biz mi oynayacağız demeden tüm sorumluluklar bizdedir. İstediğiniz tezahüratları yapın lakin sizden rica ediyorum bu çocuklar etkileniyor bunlardan. Bana ve yönetime olan tepkinizi maç öncesi ve sonrasına bırakın. Takıma destek olmanızı rica ediyorum.

Önümüzdeki sezon teknik direktör konusu, transferler, FFP konusu... Öncelikle Vitor Pereira'yı getirmekle hata yapmadık. O dönem çok hocayla konuştuk. Kendisi Lazio ile görüşüyordu. Çin'den sonra çalışmamayı düşündü, sonra Lazio ile görüştü, olmadı. Hocanın neyine bakarsınız? Kupalara bakarsınız, nerede kazandığına bakarsınız, puan averajına bakarsınız. Yabancı ülkede adapte olup olamayacağına bakarsınız. 4 ülkede şampiyon olmuş, Türkiye'yi biliyor. Puan averajı neredesyse 2.0'ın üstü. İlgilenenler varsa bakın Transfermakt'a. Ben hala hatalı karar olmadığını düşünüyorum. Bizim ona sunduğumuz iklim yeterli olmadı. Türkiye'ye gelen yabancı hoca iseniz nasıl sıkıntılar yaşandığını tecrübe ederek gördük. Daha gelmeden yıpratılma operasyonları başladı. Türk hocalar maç kaybederken sabır diyenler, yabancı hocalar kazandığında dahi eleştiriliyor.

Önümüzdeki sene hangi hocayla anlaşırsak anlaşalım argümanların farkındayız. Ben özgüveni yüksek biri olarak bile etkileniyorsam, genç oyuncuları ve gelen hocaları düşünün.

Hocamız ayrıldı, yok efendim biz karar alamıyormuşuz. İki arkadaş var ya aday olmuşlardı. Yok 365 gün hocamız olmamıştı, yok 9 hocamız olmuştu... Biz hocamızla ayrıldıktan sonra ilk önceliğimiz doğal olarak minimum homurdanma getirecek ivedilikle devre arasına yetiştirmekti. Konuştuğumuz isimler sezon ortasında çalışmaya sıcak bakmadılar. Hibrit sistem konuştuk. Çalışacağınız ekipten yardımcı antrenörünüzü yollayın, bizim ekiple mayıs ayına kadar götürelim. Bu arada sezon planlamasını yapalım. 6-7 tanıma süresi olsun dedik. Konuştuğumuz hocalardan 2'si sıcak baksa da adım atamadık. Geldiğimiz noktada 3 hocayla görüşmelerimiz devam etmektedir. 2'siyle parasal konulara gelinmiştir. İsmail hocayı da getirdikten sonra acele etmeden devam ediyoruz. Sayın İsmail Kartal bütün bu gerçekleri bilerek buna rağmen kayıtsız şartsız geldi. Bir kez daha teşekkür ediyorum.

İlk listemizde olan Rossi'nin kirallakin bedelini yaz ayındaki UEFA kaydından sonra yapabildiğimiz için girdi. Kışın satış yapamadığımız için yazamadık. Crespo'ya da bonservis ödediğimiz için yazamadık. Şimdiden büyük ilgi var. Muhammed Gümüşkaya'yı neden çıkardınız? Kim Min-Jae ve Crespo'da olduğu gibi Vitor Pereira'ya teşekkür ediyorum. Satacaktık, sakın ha dedi. Büyük bir cevher var dedi. İyi ki demiş. Muhammed'e çok inanıyoruz.

Ozan Tufan bizde oynadı, Watford'a gitti. 3. kulüpte oynaması mümkün değil. Dedi ki biz ligde kalırsak opsiyonu kullanmak zorundayız, kalmaz isek size dönecek. Ozan'ı devre arası listesine koyamıyorum, bu oyuncu oynamazsa ikimizi de zarar verecek bir durum. Almak ister misiniz dediler. İsmail hocaya sorduk, istedi. Çarşamba görüşmeye başladık, apar topar getirdik, yazdık. Hocamız Muhammed oynamalı dedi. Oynlakin maddesiyle kiraladık.

Sol beke ihtiyacımız var mı? Var. Forvet, kanat forvet ihtiyacımız var. Konan'ı çok istiyorduk. Toplamda 9 milyon euro 3,5 sene için ödenecekti. UEFA'ya yazdırmak için fırsat transferi diye adlandırayım. Bedelsiz oyuncu aradık, olmadı. Sırf almak için almadık. Konuştuğumuz hocalarla da görüşüyoruz bunları. Durumumuz bu. Niye agresif değiliz? Yabancı oyuncu sınırı, yeni hoca, FFP...

Gelelim FFP'ye... Diyorsun ya Aziz Yıldırım döneminden sorumlusun diye. 2012'de yönetimde ayrıldım. Çöküş 2014'te başlamıştır. Bunu aklına kazı. Sırf almak için transfer yapmadık. Konuştuğumuz hocalarla doğal olarak parasal mevzuları konuşana kadar yeni kadro planlamasını da konuşuyoruz. 14 yabancı, seneye 12'ye düşecek. Atacağımız her kurşunu en iyi şekilde kullanmalıyız.

UEFA ile mart ayında görüşmelerimiz olacak. Bu incelemede son 3 sezona bakılacak. Olumsuz tablomuz hala devam etmektedir. 2 nedeni vardır; İçinde bulunduğumuz pandemi sezonları ve ülke ekonomisinin kur hareketlerinin ağır yükleri. Mart ayında toplantıya gittiğimizde röntgenimiz çekilecek. Müzakereler başlayacak. UEFA değerlendirmeleri sonucunda bir yaptırım ya da uzlaşma riski söz konusudur.

Bazı futbolcularımızın algı operasyonlarıyla tribün önüne atıldığı, bu kişilere saldırıyı kesmek için ayni ve maddi menfaatlerin sağlandığını biliyoruz. Genç çocukları tribünlerin önüne atıyorlar. Bir şekilde yıpratana kadar bana saldırıyorlar. Bakalım kimin nefesi daha uzun dayanacak!

Bu sosyal medya meselesini şimdi belki hafife alıyor olabilirsiniz lakin ilerde belki de dünya demokrasilerini hedef alacak hale gelecektir bu aygıtlar, bu algı operasyonu yapan düzen.

Ali Koç istifa' veya 'Ali Koç bırak git' demek herkesin hakkı. Ancak bunu organize yapıya getirip Fenerbahçe başkanına, bir terör örgütü gibi saldırmasına müsaade etmeyeceğiz!

İnşallah yakında Fenerbahçe Token'ı uluslararası platformlara taşıyacağız.