Aytunç Erkin yazdı: Savunma Sanayii’nde tarikat-cemaat kadrosu

Üç yıl öncesine gidelim. İktidara yakın medyada yer alan bir haber: "Ankara’da FETÖ’nün savunma sanayii yapılanmasına yönelik MİT destekli soruşturma kapsamında aralarında daha önce TUSAŞ, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN gibi kurumlarda çalışan 3’ü aktif görevde 13 mühendis hakkında gözaltı kararı verildi. Soruşturmayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu yürüttü. Terör örgütünün savunma sanayi alanındaki örgütlenmesinin deşifresi için MİT Başkanlığıyla koordineli çalışma yürütüldü. Büfe, ankesörlü hatlardan örgüt sorumluları ile haberleştikleri tespit edilen, aralarından birinin ByLock kullandığı tespit edilen şüphelilere yönelik operasyon için düğmeye basıldı. Örgütün savunma sanayi kuruluşlarına sızmış mensuplarının, devlet sırrı kapsamında yürütülen projelerde görev almadıkları belirtildi. (28 Eylül 2021)"

Bu haberin can alıcı yeri: "Devlet sırrı kapsamında yürütülen projelerde görev almadıkları..." Peki Fetullahçı yapılanmadan ders alındı mı? Hayır! Neden mi? İki örnekle anlatayım:

Tarih 22 Aralık 2023.

TBMM Genel Kurulu’nda, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi görüşmelerinde CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, "Savunma Sanayii Başkanlığı 2024 Bütçesi" üzerine açıklama yaptı. Salıcı, başkanlıktaki tarikat ve cemaat yapılanmalarına dikkat çekerek uyarılarda bulundu:

"Şimdi size 3 tane vakıf ismi söyleyeceğim: Gaye Vakfı, Erkam Vakfı, Hayra Davet Vakfı. Bu 3 vakfın 2 tane ortak noktası var: Birincisi, Nakşibendi tarikatının farklı kollarında hizmet ediyor olmaları; ikincisi, Savunma Sanayii Başkanlığı’nın desteklemiş olduğu TEI, TUSAŞ, ASELSAN gibi şirketlerde önemli mevkilerde kurucularının ya da üyelerinin bulunuyor olması.

"Gaye Vakfı’ndan 6 kişi TEI’de (TUSAŞ) üst düzey görevlerde Genel Müdür Mahmut Faruk Akşit, Gaye Vakfı lideri Mustafa Cevat Akşit’in oğlu. TEI’nin İnsan Kaynakları Başkanı Mustafa Kemal Baldöktü, Gaye Vakfı 2’nci Başkanı Mehmet Baldöktü’nün kardeşi. Bekir Evcil, TEI’de Tesisler Bakım Müdürü, ayrıca vakfın yayınevinden sorumlu. Ender Dur, TEI Tesisler ve Güvenlik Müdürü. Levent Tüfekçi, TEI İnsan Kaynakları Müdürü. Gürsel Boz, Eskişehir’de kurulu Erkam Vakfı üzerinden TEI Programlar Müdürü. Savunma sanayisi şirketlerinde çalışan bu arkadaşların dışında örneğin bir Bekir Batuk var, bu Bekir Batuk evrakta sahtecilik yapıyor, on altı ay ceza alıyor fakat buna rağmen TEI’de altı yıl çalışıyor ve güvenlik danışmanı olarak çalışıyor."

"Hayra Davet Vakfı’nın 29 kurucusundan 7’si Savunma Sanayii, Millî Savunma Bakanlığı, ASELSAN ve Savunma Sanayii projelerini destekleyen TÜBİTAK’ta görev yapıyor. Bu kuruculardan birisi Savunma Sanayii Başkanımız Sayın Haluk Görgün; bir diğeri, önceki Savunma Sanayii Başkanımız İsmail Demir. Gelecek olan üçüncü Savunma Sanayii Başkanı şu anda vakfın içinde bir yerde hazırlanıyor da biz mi bundan haberdar değiliz?

"Devam edeyim Hayra Davet Vakfına: Celal Sami Tüfekçi şu anda Millî Savunma Bakan Yardımcısı, vakfın kurucularından; Abdullah Erol Aydın eski adıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı Daire Başkanı; Eray Yasan ASELSAN’da Kıdemli Müdür; Selman Nas GSATCOM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, TUSAŞ’ın eski Genel Müdür Yardımcısı; Orkun Hasekioglu TÜBİTAK Başkan Danışmanı eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı."

Bu arada bir not:

Resmi Gazete’de Hayra Davet Vakfı’nın 10 Eylül 2015 tarihinde kuruluşunda yer alan isimler Oğuz Kaan Salıcı’nın verdiği isimlerle aynı. Sadece "Vakfın amacı"na bakalım:

"Ülkemizin birlik ruhu içinde var olup yükselmesi, insanımızın huzur ve güven içinde başı dik olarak geleceğe bakması, milletimizin moral, hukuk, iktisat, teknoloji ve bilim alanlarında ileriye gitmesi için çalışmak, toplumumuzun tarihi, kültürel, milli ve manevi değerleri ile ilmi ve sosyal alanlarda gelişimine katkıda bulunmak, ait olduğumuz medeniyet mirasının ışığında maddi, manevi, bilimsel öğretim, eğitim ve araştırmalara destek vermek, böylece, ülkemizin ve halkımızın maddi ve manevi gelişimine katkıda bulunmak ve sıralanan bu amaçları gerçekleştirmek üzere gerekli diğer tüm faaliyetleri yapmaktır."

Oğuz Kaan Salıcı’yı aradım ve "Bu konuşmanız üzerinden size bir yanıt geldi mi" sorusunu yönelttim: "O konuşmamda üç vakıf var. Biri dışında diğer iki vakıfla ilgili, onların kurucularını bulamıyoruz. Kurucularını sorduk. Bilgi Edinme üzerinden sorduk. Cevap gelmedi. Savunma Sanayi bu ülkenin göz bebeği. Burası objektif akılla, rasyonellikle yönetilmeli. Buralarda siz sadece bir vakfın kurucularından bir yönetim kurarsanız olmaz. Kimden emir alacak bu kişiler? Hiyerarşideki amirinden mi yoksa dışarıdan mı emir alacak? Sorulardan bir tanesi bu. İkincisi; burada çok dikkatli dil kullanmak gerekiyor. Buraya aynı okuldan mezun altı kişiyi koyun bu da tehdittir. Meseleye tarikat bağlantısı üzerinden bakmıyorum daha geniş bakıyorum. Koskoca Türkiye’de aynı okuldan mezun altı kişiyi mi buluyorsunuz? Altını çiziyorum: Burada mesele sadece tarikat-cemaat örgütlenmesi değil herhangi bir okuldan da mezun aynı isimler olmamalı."

İsmailağa kapılarını ilk kez gazetecilere açtı

BAKANA ISIM ISIM SORULDU

Bu konu önceki gün de gündeme geldi.

CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesinde, Türkiye’nin ulusal savunma sanayi şirketlerinde yaşandığı iddia edilen cemaat örgütlenmelerini isim isim sordu:

■ TEI Genel Müdürü Mahmut Faruk Akşit, döneminde işten çıkarmaların ve liyakatsiz atamaların yoğunlaştığı bilgisi doğru mudur?

■ Bir buzdolabı fabrikasında endüstri mühendisi olarak çalışan Gürsel Boz’u işe alarak programlar müdürü olarak atadığı iddiası doğru mudur?

■ Yine Sayın Akşit’in Ali Gökhan Genç’in atamasını yaparak Menzil yapılanmasının önünü açtığı ve bu görevlendirmeler eliyle alan açılarak nitelikli kadroların işten çıkarıldığı iddiaları doğru mudur? Bu şahısların görev yaptıkları zaman diliminde kurumdan kaç teknik personelin ilişiği kesilmiştir?

■ Akın Özdemir, Semih Erol, Fatma Gevrek Sarıoğlu, Altınel Çalışkan, Ramazan Tarhan, kurumda işe başlatılmışlar mıdır? Kurumda işe başlamadan önceki mesleki bilgi birikim ve deneyimleri nedir? Bu şahıslarda mı ‘Buzdolabı fabrikasında’ çalışırken birden bire TEI tarafından keşfedilip yüksek maaşlarla müdür, kıdemli lider, kıdemli uzman yapılmışlardır?

SONUÇ: Sorular çok... CHP’li Salıcı’nın dediği gibi, savunma sanayi ülkenin göz bebeği ve burada herhangi bir örgütlenmenin sakıncalarını bu ülke yaşadı! Ders çıkarmak gerekiyor.