Bakan Yusuf Tekin'den öğretmen atamaları için 'mülakat' açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'den eğitim gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Beklenen 20 bin öğretmen ataması için Danıştay kararını beklediklerini ifade eden Tekin, büyük tepki çeken okul kayıt ücretleri ile ilgili de "Kayıt yaptıracakları okul mekanizması yok. Hal böyle iken kayıt ücreti isteniyor denmesi biraz abes açıkçası. Bunu kabul etmiyorum." diyerek iddiaları yalanladı. 

MÜLAKAT SÜRECİ VE DANIŞTAY’IN ROLÜ

Mülakatlarla ilgili de Habertürk'e konuşan Tekin, "'Kul hakkı yemeyecek adil biçimde deneme dersi anlatmak istiyoruz'. KPSS'ye girmiş adaylardan üç katı adayı mülakata davet edeceğimizi deklare ettik." dedi. 

Tekin, mülakat süreçlerinin reforme edildiğini ve mülakat notlarının önceki uygulamaların aksine yüzde 50 olarak belirlendiğini açıkladı. Bu değişiklik, bazı siyasetçi ve sendikalar tarafından yargıya taşındı. Eğer Danıştay, bu düzenlemenin iptaline karar verirse, mülakat notlarının yeniden yüzde 100 olacağını belirtti. Tekin, Danıştay’ın henüz bir karar almadığını, yürütme durdurma talebinin reddedildiğini ve esasa ilişkin bir karar beklediklerini söyledi. Danıştay’ın nihai kararının kendilerine ulaştığında açıklama yapacaklarını ifade etti.

MÜLAKATLARIN UYGULAMA ŞEKLİ

Tekin, mülakat süreçlerinin adil ve şeffaf bir şekilde yürütüldüğünü belirtti. Adayların mülakatlarda kimliklerinin gizli tutulduğunu, sadece bir kod numarası ile tanımlandığını ve mülakat sırasında verilen cevapların dört ana başlık altında değerlendirildiğini açıkladı. Mülakatlarda, adayların 10. sınıf müfredatından belirli konuları anlatmaları istendi. Ayrıca, mülakatlarda ses ve görüntü kayıtlarının alındığı ve her türlü adaletsizliğe karşı tedbirler alındığı belirtildi.

SOSYAL MEDYA VE KAMUOYU YORUMLARI

Tekin, sosyal medyada mülakat süreci ve öğretmen atamaları hakkında bilgi sahibi olmadan yorum yapan kişilere dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu tür yorumların süreci etkileyebileceğini ve bazı kişilerin popülerlik arayışı nedeniyle bu tür yorumları yaptığını söyledi. Ayrıca, sosyal medyada kendisine yönelik eleştirilere karşı cevap vermediğini ve bu eleştirilerin genellikle kişisel popülarite artırma amacını taşıdığını ifade etti.

TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF MODELİ VE MÜFREDAT DEĞİŞİKLİKLERİ

Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli çerçevesinde yapılan müfredat değişikliklerine de değindi. Bu modelde, Türkiye Cumhuriyeti'nin binlerce yıllık devlet geleneğine vurgu yapıldığını ve bu geleneğin gelecek kuşaklara aktarılmasının önemine işaret edildiğini belirtti. Gazze’de yaşanan insan hakları ihlallerine ve zulümlere dikkat çekilerek, bu konuların devlet geleneğiyle ve millet olma bilinciyle örtüştüğü ifade edildi. Ayrıca, Gazze'deki trajik durumun eğitim müfredatında yer aldığı ve bu konunun müfredatın önemli bir parçası olduğu belirtildi.

EĞİTİMDE ATATÜRK VE KURTULUŞ SAVAŞI VURGUSU

Tekin, hazırlanan 15 dakikalık videolarda Atatürk ve Kurtuluş Savaşı’na dair eksiklik bulunmadığını, videoların bu konularda yeterli bilgi sunduğunu söyledi. Videoların, öğretmenlerin derslere başlamadan önce kullanılabileceği ve müfredatta vurgulanan tarihsel olayların nasıl ele alındığını gösterdiğini belirtti.

"20 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI İÇİN DANIŞTAY'I BEKLİYORUZ" 

Ben lisans düzeyinde 1990'lı yıllarda idare hukukunda öğrendiğim ana konu şu; idari yargıda dava açma hakkı ve yetkisi kime aittir? Hakkı ve menfaati ihlal edilen kişi dava açabilir, bir de eğitimle ilgili sendikaların dava haklarını Danıştay kabul etmiştir. Herhangi bir milletvekilinin idari yargıda dava açma inisiyatifi yok zaten. Ben Milli Eğitim Bakanı olarak 1 yıl önce 'okullarda çocuğu emanet ettiğim bir öğretmeni seçme inisiyatifim olmalı' dedim. Mülakatları buna revize edeceğiz dedik ve değişiklik yaptık. Mülakatların süresi ve içeriğiyle ilgili. Değişikliği yapmadan önce aday KPSS skoruna göre 3 katı aday davet ediliyor, mülakata giriyor, mülakat skoru atama notu oluyordu. Biz de süreci değiştirdik ve dedik ki yüzde 100'de değil de KPSS'nin ve mülakatın yüzde 50'sini alıyoruz dedik.

Mülakatlarla ilgili her ortamda şunu söyledim 'Kul hakkı yemeyecek adil biçimde deneme dersi anlatmak istiyoruz'. KPSS'ye girmiş adaylardan üç katı adayı mülakata davet edeceğimizi deklare ettik. Mesela ortaöğretim matematik öğretmenine dedik ki '10. sınıf matematik müfredatından şu tarihte mülakata gireceksin, bize ders anlatacaksın' dedik. Bütün lisans boyunca aldığı matematik dersinden değil. 10. sınıf müfredatında diyelim 15 konu var. 'Bu 15 konudan seni mülakata alacağız' dedik. Verilen cevapları 4 başlıkta değerlendireceğiz dedik. Adaya diyoruz ki, '10. sınıf matematikten herhangi konuyu anlatmanı isteyeceğiz, anlatırken şunlara dikkat edin'. Aday arkadaşımız salona gittiği zaman gerçek kimliği belli değil, kapalı. Ben şube müdürü olarak juri üyesiyim diyelim. Karşıma gelen kişinin adı, memleketi yok. Bir kod numarası tanımladık. Aday da kendisini sınav yapacağı 3 kişinin kim olduğundan haberi yok. Aday geliyor, orada bilgisayar ekranında kendisine bir soru için tuşa basıyor.

Bu soruyu cevaplandırdıktan sonra başka diyalog yok juri üyeleriyle. Juri üyeleri 4 parametre üzerinden değerlendirip notunu veriyor. Aday arkadaşımız her ihtimale karşı, 'bana bu soru soruldu ben de şunları söyledim' diye yazılı kayıt düşüyor. İlave olarak ses ve görüntü kaydı var.