Beşiktaş ciddi bir hazırlık maçı oynadı

Ali Kaya Soysal 
   Daha öncede yazdım, Ziraat Türkiye Kupası status yanlış,16lardan bir önceki tur tek maç üzerinden oynanmalıydı diye. Böylelikle, devre arası kampının ağır antrenmanlarından çıkan takımlar liglerin başlamasına 3, 4 gün kala bu tip anlamsız maçları oynamamış olurlardı. Zirveye oynayan takımların ara transfer döneminde, misal 10 lira ek yatırım yaptığı, düşmeme mücadelesi verenlerin  olanaklarını zorlayarak 1, 2 lira harcadığı haftalardan sonra bu tip maçlarda yeni transferleri sakatlanmasınlar diye oynatılmaması futbol severlere nasıl keyif  verebilirdi ki?

   Sakın kimse bana Premier Lig örneğini vermesin,  çünkü orada Yılbaşından sonra ki gün bile maçlar oynanıyor, farklı bir futbol kültürü var İngiltere’de.

   Sorun bakalım ülkemizdeki  teknik adamlara, tamamı benim gibi düşünüyordur, eminim…

   Şenol Güneş’de bu tip düşüncelerle ilk maçtaki 4-1 lik skoruda hesaba katarak savunmayı nispeten sağlam tutup adeta B takımıyla sahaya çıktı. Buna karşın İrfan Buz’un böyle bir lüksü yoktu, 17 maçlık lig maratonunda ideal kadrosunu belirleme adına son fırsatını değerlindirmek istedi, doğrusu da buydu.

   Ancak herşeye rağmen Şenol Güneş’in kadrosunda  şans verdiği bazı isimlere değinmek istiyorum. Kaleden başlamak gerekirse Tolga yediği iki gole rağmen hazır olduğunu gösterdi, ancak bir sakatlık veya ceza durumu olmaz ise 1 numarada Fabricio oynar. Savunmada Gökhan ve Pepe’nin yerleri şimdilik sağlam, sol bekte ise Caner bir adım önde, tabi hakemlere küfür etmediği sürece. Bana  göre dünkü 90 dakikanın en iyisi " Hırvatistan defansının yarısı" Mitrovic’in performansı en çok Güneş’i düşündürmüştür olumlu anlamda tabi, çünkü formunun zirvesinde Tosic ve yeni transfer Hırvat savunmasının diğer yarısı Vida’nın varlıkları beynini karıştıracaktır..

   2. bölgeye gelirsek, asil Atiba’nın yanına vekil Medel, Tolga, Oğuzhan’dan hangisini oturtacak, Necip’in de her zaman güvenilir bir yedek olduğunuda düşünürsek, bence hocanın en rahat olduğu alan orta saha kurgusu olsa gerek, çünkü birbirine yakın kalitedeki oyuncular arasında hafta içi en iyi olan ikisini tercih edecek. Güneş’in en rahat olduğu bölge bence forvet hattı, çünkü Quaresma - Negredo- Babel üçlüsünün şimdilik alternatifi yok.

   Dün akşam ki  ilk yarı verileriyle Lens rakiplerini kesemez, ama ikinci devredeki görünümüyle her an için alternatif olur. Benim çok üstünde durduğum, U 21in "Ulusal" yeteneği Orkan da uzun ve yorucu maratonda güvenilir bir oyuncu, kiraya verilmesi çok yanlış olur, hele 14+14 sisteminde elde tutulması gerekir. Tek soru işareti forvet arkasında kim oynar, benim favorim Talisca, tabi formda olduğu sürece, o bölgede tek alternatif Oğuzhan, hatta belki Tolgay…
 

   " Center For" , yani bizim tabirimizle santrafor bölgesine transfer yapmak için Fikret Başkan’ın yurt dışında olduğunu duyuyorum .Hiç gerek yok, çünkü olası Negredo yokluğunda kadro içinde orada oynamaya aday Babel ve Talisca var. Hatta çok darda kalınırsa emektar M.Pektemek "local" de iş görür .Ancak, bonservisi bedelsiz, genç bir  golcü alınırsa yatırım anlamında olabilir, zaten hedef de bu galiba...

   Bu kadro zengiliğini Şenol Hoca’nın iyi kullanması halinde Beşiktaş şampiyonluğun en büyük favorisidir bana göre, bekleyip göreceğiz. Oynadığı futbol kalitesi açısından Başakşehir’i ciddi rakip görüyordum, ama bana göre Arda transferi yanlış oldu, bu oyuncu takım içindeki dengeleri değiştireceğini düşünüyorum. Çünkü, birkaç olumsuz saha sonuçlarından sonra takımlarını ilk yarının lideri yapan kadro nasıl bir psikolojiye girer, ülkemizde ve dünyada bu tip
örnekler çok yaşandı.

    Neyse, bunuda yaşayıp göreceğiz, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın da yarışın her zaman içinde olacağını da unutmadan falcılık yapmak istemiyorum, sadece öngörülerimi 125 gün öncesinden  paylaşmayı arzu ettim, bunun sonunda mahcup olmakta  var, ben demiştim demekte...

   Son satırlarım, dün oynanan Başakşehir - Giresun maçıyla ilgili. Bugün eğer Buca Spor Galatasaray karşısında bir mucize yaratamazsa çeyrek finale kalan takımlar içinde  İngiltere’nin nin "ef ey kap" sürprizlerine tek uygun takım Karadeniz’in yeşil beyazlı Giresun’u olacak. Bravo "Çotanaklara"!

    Ama, bu maçın ikinci yarısı oyuna girip,10 dakika içinde rakiplerine acımasızca hamleler yaparak en az birbuçuk kırmızı kartı hak eden Emre Bölezoğlu’na tek bir sarı bile gösteremeyen maçın hakeminin adını satırlarıma taşıyamıyorum ne yazık ki...