Bir Dönemin Dev Markası Tekzen: Evden Hayal Kırıklığına! Neden İflas Etti?

Türkiye’de yapı market sektörünün öncülerinden biri olan Tekzen, 1995 yılında Türk-Alman ortaklığıyla kurulduğunda büyük bir başarı hikâyesine imza atmıştı. "Burası Benim Evim" sloganıyla zihinlere kazınan ve "Kendin Yap" konseptini Türkiye’ye taşıyan marka, uygun fiyat politikasıyla bireysel müşterilerin yanı sıra profesyonel inşaatçıların da ilk tercihi olmayı başardı. Ancak zamanla ekonomik dalgalanmalar, artan rekabet ve yönetimsel sorunlar, bu dev zinciri kaçınılmaz sona sürükledi.

YÜKSELIŞIN BAŞLANGICI: ALMAN ORTAKLIK VE TÜRK GIRIŞIMI

1995 yılında faaliyete geçen Tekzen, "Kendin Yap" konseptiyle sektörde fark yaratmayı başardı. Türk-Alman ortaklığıyla kurulan şirket, kısa sürede sektördeki yerini sağlamlaştırdı. 1998’de Alman ortaklıktan ayrılarak tamamen Türk iş insanı Murat Gigin’in kontrolüne geçti. Bu tarihten itibaren yerli bir marka kimliği kazanan Tekzen, her yıl yeni şubeler ekleyerek büyümeye devam etti.

2010’lara gelindiğinde şirket, 120 milyon TL sermayeye ve 100’ü aşkın mağaza sayısına ulaştı. Bu dönemde ciro her geçen yıl katlanarak arttı. Ancak, sektördeki diğer büyük oyuncular olan Koçtaş ve Bauhaus gibi devlerle rekabet etme zorunluluğu, Tekzen’in geleceğini şekillendiren zorlu bir süreci başlattı.

EKONOMIK DALGALANMALAR VE ARTAN MALIYETLER

Yapı market sektörü, ekonomik dalgalanmalara oldukça hassas bir alan. Özellikle döviz kurlarındaki oynaklık ve ithalat maliyetlerinin artışı, Tekzen gibi uygun fiyat stratejisiyle öne çıkan firmaları ciddi şekilde etkiledi. Bu süreçte Tekzen, maliyetleri karşılamakta zorlanmaya başladı.

Fiziksel mağazaların genişlemeye devam ettiği bir dönemde, pandemiyle birlikte bu strateji büyük bir darbe aldı. Dijitalleşme ve e-ticaretin hız kazandığı süreçte Tekzen, bu alanda gerekli adımları zamanında atamayarak rekabette geride kaldı.

PANDEMI DÖNEMI: DIJITALLEŞME VE LOJISTIK KRIZI

Pandemi sürecinde fiziksel mağazaların kapanması, Tekzen için dönüm noktası oldu. E-ticaret devleri hızla büyürken, Tekzen’in dijitalleşme adımları yetersiz kaldı. Pandemi döneminde müşterilerden gelen yoğun siparişlerin zamanında teslim edilememesi ve müşteri hizmetlerine ulaşılamaması gibi sorunlar, markanın imajını olumsuz etkiledi.

Lojistik ve tedarik zincirindeki aksaklıklar da süreci daha karmaşık bir hâle getirdi. Bu sorunlar, müşteriler ve tedarikçiler tarafından yoğun eleştirilere neden oldu. E-ticaretteki başarısızlık, Tekzen’in pazar payını hızla küçülten önemli bir faktör haline geldi.

ÇALIŞAN ŞIKAYETLERI VE FINANSAL KRIZ

2022 yılına gelindiğinde Tekzen’in finansal sorunları artık gizlenemez bir boyuta ulaştı. Çeşitli haber sitelerinde yer alan haberlere göre, çalışanlar maaşlarını düzenli alamadıklarını belirtti. Bazı çalışanlar iki ay boyunca maaşsız kaldıklarını, bazılarının ise yarım maaşla çalıştıklarını ifade etti.

Sadece çalışanlar değil, aynı zamanda tedarikçiler ve temizlik firmaları da ödemelerini alamadı. Tedarikçilerin ürünlerini mağazalardan geri çekmesi, müşteriler tarafından fark edildi ve yoğun tepkilere neden oldu. Tekzen yetkilileri, ekonomik sıkıntılar nedeniyle maaşların geciktiğini ve yeni bir ortaklık anlaşmasıyla bu sorunun çözüleceğini duyurdu. Ancak, verilen sözler yerine getirilemedi ve sorunlar derinleşti.

2024: İFLAS HABERLERI GELIYOR

2024’ün başında Tekzen’in iflas haberleri gündeme oturdu. Sem Danışmanlık A.Ş., Tekzen Ticaret ve Yatırım A.Ş.’ye karşı icra takibi başlattı. Tekzen bu takibe itiraz etse de Sem Danışmanlık, itirazın iptali ve iflas kararının verilmesi için dava açtı.

Bu dava, Tekzen’in finansal durumunun ne kadar kritik bir seviyede olduğunu ortaya koydu. Şirketin iflas sürecine girmesiyle birlikte sektörde büyük bir boşluk oluştu. Ancak, bu boşluğun nasıl doldurulacağı ve Tekzen’in yeniden yapılanma sürecine girip girmeyeceği büyük bir soru işareti olarak kalmaya devam ediyor.

TEKZEN’IN GELECEĞI BELIRSIZ

Bir dönem Türkiye’nin en büyük yapı market zincirlerinden biri olarak sektöre damga vuran Tekzen, şu an davalar ve finansal sorunlarla mücadele ediyor. Yeniden yapılanma sürecine girip giremeyeceği ya da sektöre nasıl bir dönüş yapacağı belirsizliğini koruyor.

Bu süreç, Tekzen’in yalnızca bir marka değil, aynı zamanda Türkiye’de yapı market sektörünün dönüşümüne dair önemli bir örnek olduğunu da gösteriyor. Tekzen’in çöküş hikayesi, sektörde faaliyet gösteren diğer firmalar için ders niteliği taşırken, tüketiciler ve çalışanlar için derin bir hayal kırıklığı olarak kayda geçiyor.