Bir fincanı 480 TL, kilosu 34 bin 552 TL! Misk kedisinin midesinden çıkan kahve gündemde!

Endonezya’da misk kedisinin yediği kahve meyvesinin sindirim sisteminden geçip dışkı yoluyla çıkarılmasıyla elde edilen Kopi Luwak, diğer adıyla Luwak kahvesi, dünyanın en pahalı kahvelerinden biri olarak biliniyor. Kilosu 1.000 dolara satılan bu özel kahve, düşük kafein içeriği ve zengin aromasıyla geleneksel kahvelere kıyasla daha yumuşak bir içim sunuyor.

Türkiye’de nadir bulunan bu kahveyi Sakarya’ya getiren işletmeci Murat Bilgin, Adapazarı ilçesindeki Tarihi Uzun Çarşı’da, yalnızca 3 metrekarelik bir dükkanda müşterilerine sunuyor. Dünyanın en pahalı kahvesinin fincanını 480 liradan satışa sunan Bilgin, kahvenin her bir tanesinin titizlikle işlendiğini ve hiçbir toz tanesinin dahi israf edilmediğini belirtti.

"NADIR ÜRETIM, YÜKSEK FIYAT"

Luwak kahvesinin özelliklerinden bahseden Murat Bilgin, "Bu kahve Endonezya’nın Açe bölgesinde üretiliyor ve misk kedisinin sindirim sisteminde doğal olarak fermente ediliyor. Endonezya dilinde kahve anlamına gelen kopi ve misk kedisinin adı Luwak bir araya gelerek bu özel kahvenin adını oluşturuyor. Dünyada az üretilen, dolayısıyla da oldukça pahalı bir kahve" dedi.

Türkiye’de bu kahveyi bulmanın zorluğuna da dikkat çeken Bilgin, kahvenin farklı bir deneyim arayan kahve tutkunları için eşsiz bir seçenek olduğunu ifade etti. Ayrıca, bu nadide kahvenin hazırlanması ve sunumu sırasında hiçbir detayın göz ardı edilmediğini vurguladı.

Dünyanın dört bir yanında lüks tüketim ürünü olarak görülen Kopi Luwak, Sakarya’daki küçük bir dükkanda kahve severlerle buluşuyor ve özel bir deneyim yaşamak isteyenlerin ilgisini çekiyor.

Bilgin "Türkiye'de çok az bulunuyor, kilosu bin dolara kadar çıkan bir kahve. Vatandaşların bu kahveyi deneyimleyebilmesi için çok kar gözetmeden fincanını 480 TL gibi bir fiyata sunuyoruz. Kahveyi el değirmeninde çekiyoruz, masada demliyoruz hatta istedikleri zaman misafirlerimiz ile birlikte demliyoruz. Kültür alış-verişi ve tat deneyimi yaşatmak istiyoruz" dedi.

Tamamen doğal yaşamın içerisinde üretilen kahveyi tercih ederek sertifikasyon sürecine de dikkat ettiklerini aktaran Bilgin, "Kahvenin üretim aşaması çok meşakkatli. Biz kahveyi satın alırken doğal hayatta yaşayan kedilerden elde edileni aldık ve sertifikasyona bu mevzuda dikkat ediyoruz. Kafeste beslenen hayvanların değil tamamen doğal yaşamın içerisinde üretileni tercih ediyoruz. Kahve, misk kedisinin beslenme unsurlarından birisi. En iyi kahve kirazlarını seçiyor ve yiyor. Bu yediği kirazlar kedinin midesindeki enzimler ile biraz daha yumuşuyor ve sindiremediği çekirdekler, dışkılama ile birlikte dışarıya çıkmış oluyor" dedi.

Murat Bilgin, "Oranın halkı bunu topluyor, temizliyor ve sonrasında kahvenin dışındaki zardan içindeki çekirdekleri ayıklıyorlar. Bunun peşinden yeniden yıkama işlemi gerçekleştiriliyor. Bu sebeplerden dolayı üretim de kısıtlı oluyor, çünkü ağaçtan toplanan bir ürün değil. Yeşil çekirdek olarak alıyoruz, özel olarak kavruluyor. Kavrulan kahveleri de burada el değirmeni ile öğütüyoruz. V60 denen bir demleme ekipmanı ile filtre kağıdı içerisinde süzerek demliyoruz. Diğer kahvelerden biraz asit oranı biraz daha yüksek olduğu için demlerken gramajını da biraz daha az kullanıyoruz. Aslında bu durum kahveyi deneyimlemek isteyen kişinin de maaliyetini aşağıya indirmiş oluyor" şeklinde konuştu.

Sakarya'nın tarihi çarşısına renk katıp, bir albeni oluşturabilmek amacı ile kahveyi satışa sunduğunu söyleyen Bilgin, "Kahve tüm dünyada çok değerli ve yaygın tüketilen bir içecek türü. Diğer kahvelerin kilogram tutarları 10-20 Dolar arasında değişirken bunun bin dolarlık bir fiyatı var. Oldukça yüksek bir fiyat tabi bu kahveyi alıp evde deneyimlemek biraz zor. O yüzden biz işletme olarak çokta kar gözetmeksizin sırf kahve kültürüne bir katkımız olsun ve Sakarya'nın tarihi çarşısına renk katıp, albeni oluşturalım diye uygun fiyatta sunuyoruz" diye konuştu.

Bilgin "Sakarya'ya gelen misafirlerimizi de bekleriz. 1750'lerde yapılmış tarihi bir caminin altında 3 metrekarelik bir dükkanımda bu hizmeti sunuyorum. Bildiğim kadarı ile Sakarya'da bu kahve başka bir yerde yok. Türkiye genelinde de iki elin parmak sayısını geçmeyecek kadar yerde bulunuyor bu kahve, ulaşılması oldukça güç" ifadelerini kullandı.