Bülent Arınç’tan Mehmet Uçum’a: Kendini bilmez zat

Bülent Arınç’tan Mehmet Uçum’a: Kendini bilmez zat

Bülent Arınç’tan Mehmet Uçum’a: Kendini bilm... Bülent Arınç, Gazete Duvar'dan Can Bursalı'ya konuşarak, yargıdaki krizden Sinan Ateş cinayetine, 31 Mart yerel seçimlerindeki sonuçlardan AKP'nin kimliğine ve atması gereken adımlara kadar birçok değerlendirmede bulundu.

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, TİP Milletvekili Can Atalay'la ilgili, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin verdiği karar bence çok yanlış bir karar. Anayasa Mahkemesi'nin bağlayıcılığı ortada dururken buna muhalif olarak, bu kararı veren Anayasa Mahkemesi üyelerini yargılamak gerekir şeklinde bir meydan okuma Yargıtay'a yakışmamıştır." ifadelerini kullanarak Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'u eleştirdi. Arınç, "Maalesef hukuk politikalarına yön veren Uçum soyadlı bir zat, milli yargı, milli olmayan yargı ayrımını yaparak literatüre çok saçma sapan bir şey soktu. Yargıtay burada milli yargı, güya Anayasa Mahkemesi başka bir yargı." dedi. Arınç, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, "Cumhurbaşkanlığı makamı ile Genel Başkanlık makamı birbirinden ayrılmalı. Bunu ilan ettiği gün bile, 5 puan koyarız üstüne." mesajını da verdi. 

Bülent Arınç, Gazete Duvar'dan Can Bursalı'ya konuşarak, yargıdaki krizden Sinan Ateş cinayetine, 31 Mart yerel seçimlerindeki sonuçlardan AKP'nin kimliğine ve atması gereken adımlara kadar birçok değerlendirmede bulundu.

Seçim değerlendirmesinden önce, geçen ekim ve kasım aylarında Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi arasında TİP Milletvekili Can Atalay'la ilgili bir kriz yaşandı. O dönem AK Parti içinden de ciddi karşı çıkışlar olsa da sonuç değişmedi ve bir nevi Cumhur İttifakı'nın ortağı Milliyetçi Hareket Partisi'nin yönelimine göre bir sonuç ortaya çıkmış oldu. Sizin bu sürece ilişkin hukukçu olarak değerlendirmenizi merak ediyorum.

Ben milletvekillerinin dokunulmazlığı ve yargılanmaları konusunda baştan beri hep siyasetçiyi savunmuşumdur. Siyaseti temsil eden, halkın oylarıyla seçilmiş olan bir milletvekilinin parlamentodan uzak tutulmasını ben kabul edemiyorum. Burada bütün sorun Anayasanın 14. maddesindeki dokunulmazlıkları tamamen kaldıran ve o kişinin yargılanmasına yol açan muğlak ibare. Aslında bunların kategorik olarak, katalog olarak hangi suçlar olduğunu kanunla ayrıca belirlenmesi lazım. Ama buna yanaşmadılar. Bunun pek çok sebepleri var. Kimilerine göre bu madde çalışacak, kimilerine göre bu madde çalışmayacak, bunu konjöktüre bırakmışlardır.

Ben önce Enis Berberoğlu meselesinde, Berberoğlu'nu savunan tweetler attım. Bu konuşmaları hem televizyonlarda hem de gerekli olan yerlerde yaptım. Daha sonra Ömer Faruk Gergerlioğlu meselesinde de ona ithaf edilen veya izafe edilen suçların çok yanlış olduğunu bu konuda Anayasa Mahkemesi'nin ve Yargıtay'ın daha dikkatli olması gerektiğini söyledim. Anayasa Mahkemesi Enis Berberoğlu meselesinde de üzerine düşeni yapmıştır. Ömer Faruk Gergerlioğlu TBMM'de eylem yaparken oradan polis marifetiyle alınmıştır. Sanki 1994'te DEP milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırıldıktan sonra kafalarına basılarak polis arabasına konulup götürülmesinin bir benzeri yaşanmıştı. Bunların yanlış olduğunu da söyledim.

MEHMET UÇUM'A TEPKI 

Can Atalay meselesi yeni cereyan etti. Aday olduğu, adaylığı kabul edildi, seçildiği, seçildiği kabul edildi, TBMM'de ismi okundu, bir komisyonda da görev aldı. Fakat belli suçlamalar sebebiyle de işte malum şekilde tutuklandı. Burada Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin verdiği karar bence çok yanlış bir karar. Anayasa Mahkemesi'nin bağlayıcılığı ortada dururken buna muhalif olarak, bu kararı veren Anayasa Mahkemesi üyelerini yargılamak gerekir şeklinde bir meydan okuma Yargıtay'a yakışmamıştır.

Bunun sebepleri üzerinde çok fazla durmayacağım ama çekişmeyi dışarıdan da biliyorum. Maalesef hukuk politikalarına yön veren Uçum soyadlı bir zat, milli yargı, milli olmayan yargı ayrımını yaparak literatüre çok saçma sapan bir şey soktu. Yargıtay burada milli yargı, güya Anayasa Mahkemesi başka bir yargı. Anayasa varsa uygulanır. Uygulanırken sıkıntı doğuyorsa, gücünüz varsa değiştirilebilir.

O milli yargı lafını getiren, kendini bilmez kişiye şunu söylemek istiyorum ki, 30 sene avukatlık yapmış, barodan da 50 yıl plaketini almış bir arkadaşları olarak, Türkiye'de her mahkeme, AİHM hariç milli yargıyı temsil eder. Çünkü gerekçeli kararının başında, 'Türk milleti adına' der. Yanlışlıklar çok. Türkiye'de insanları kişisel hürriyetlerinden yoksun etmek, özellikle de Can Atalay özelinde çok yanlıştır. Bunun süratle düzeltilmesi lazım.

Bizde milli yargı diye bir şey ortaya çıkartmak, Bekri Mustafa’nın Ayasofya’ya imam olmasıyla aynı şey. Ben Başbakan Yardımcısı’yken cemaat vakıflarından da sorumluydum. Azınlıkların bazı gayrimenkullerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda iade ettik. Kararlar geldiğinde Başbakan’a sordum. ‘Hakları mı?’ diye sordu. Ben hakları olduğunu söylediğimde ‘Verelim gitsin’ dedi. Şimdi böyle bir insanın Cumhurbaşkanı olduğu bir dönemde onun adına konuşma yetkisi olanlar başka şeyler söyleyebiliyor. Ama inşallah düzelecek.

"SINAN ATEŞ SÜRECI HRANT DINK SÜRECINE BENZEMESIN"

Can Atalay, MHP’lilerin de oylarıyla komisyon üyeliğine seçildi. O süreçte Sinan Ateş cinayetinde de gelişmeler yaşanıyordu. MHP’nin Can Atalay mevzusundaki pozisyon değişikliğinde, Sinan Ateş cinayetinin etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?

"Böyle bir yorum yapmam. Ama Sinan Ateş konusu çok acı bir olaydır. Hepimiz üzüldük. Liderine büyük bir sadakat göstermiş, okuyan, düşünen, çevresinde çok sevilen bir insanın adice bir komploya kurban gitmesi, planlı bir cinayetin hedefi olması hepimizi şahsen çok üzdü. Bir ceza avukatı olarak söyleyeyim, asli faillerin yanında azmettirenler, aracılık yapanlar hakkında verilecek karar ile ailesi belki de adaletten ümitli hale gelecek. Eşi ve iki çocuğu, MHP haricinde tüm partileri ziyaret ettiler, dertlerini anlattılar, acılarına ortak olmayı teklif ettiler. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere de küçük kızına verdiği sözle, elden gelen yapacaktır. Umarım ki yargı süreci daha önceki bazı yargı süreçlerine benzemez. Mesela Hrant Dink vakası benim TBMM Başkanlığım döneminde yaşanmıştır. Ama Hrant Dink'le ilgili yargı süreci daha yüzde 100 tamamlanmış da sayılamaz. Faili, elinde tespih sallayarak geziyor. Bunlar kamu vicdanını yaralar. Ben istiyorum ki, kimin suçlandığına da bakmadan, kimin bu işte dahli olduğunu da bilmeden ortada çıplak gözle cuma namazından sonra işlenmiş bir cinayet var. Ben şahsen bir dindar, Müslüman olmaya çaba eden bir insanımdır. Onun için çok dualar okudum."

AK Parti’nin Cumhur İttifakı’ndaki birlikteliği sürdüğü müddetçe muhafazakar demokrat kimliğine geri dönmesi mümkün mü?

Geri dönmesi çok mümkün.

Bunun formülü nedir sizce?

Formülü bende gizli.

İlgili yerlere bu formülü sundunuz mu?

Kısmen konuşuyoruz, kısmen de gel bakalım bu mesele nasıl olacak denirse her şeyim hazır gider söylerim. Yeter ki niyetleri olsun.

"BIZ BIRILERINDEN DAHA FAZLA ŞUCU BUCU OLAMAYIZ"

Bir talepte mi bulunuyorsunuz şu anda?

Kendi adıma bir talepte bulunmuyorum. Ben şunu söylüyorum yani ilgilerine de ilgisizlerine de. Her partinin bir kimliği vardır. Şimdi kimliği olmayan partiler sıkıntı yaşıyor. AK Parti'den ayrılarak kurulmuş partiler var. Seçimlerde ne kadar oy aldıklarını görüyoruz. Hayattalar mı değiller mi çok belli değil. CHP'den ayrılan partiler var. Hayatta mı değil mi hiç belli değil. AK Parti'yi AK Parti yapan şeyler adaletli olmaktır, haksız kazanca karşı olmaktır, yolsuzluğa, yoksulluğa karşı olmaktır. Çünkü fakirlikle küfür arasında çok ince perde vardır diyen bir hadis-i şerif hatırlıyorum ben. Fakir olmamak lazım. İnsanımızı fakirlikten kurtarmamız lazım. Biz bunları kabul ettik ve yüzde 50'den aşağı oyumuz düşmedi. 20 seçime girdik, hepsinde başarılı olduk. En sondakileri kast etmiyorum. 10 tane referandum yaptık, tek başımıza. Karşımızda MHP varken, CHP varken, biz yüzde 58'lerle referandumu kazandık. Bütün bunlara tekrar sahip olmamız lazım. MHP'nin çizgisi milliyetçi bir çizgiyse buna saygı duyarız. Türkiye'nin böyle bir partiye de ihtiyacı var. Ama biz muhafazakar demokratız. AK Parti olarak kendi kimliğimizin içinde yaşamak mecburiyetindeyiz. Biz birilerinden daha fazla milliyetçi, biz birilerinden daha fazla ülkücü, biz birilerinden daha fazla ulusalcı, biz birilerinden daha fazla şucu bucu olamayız. Bizim kimliğimiz belirlenmiş, hala tüzüğümüzde, programımızda bunlar var. Buralarda bir erozyon görüldü, tabii bu içeride yaşadığımız olaylara da bağlı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya göreve ilk başladığında en büyük desteği siz verdiniz. Hem bir açıklama yayınladınız hem de ziyaret ettiniz. 2016-2023 yılları arasında da Türkiye’yi AK Parti yönetiyordu ancak geçen eylülden beri görüyoruz ki, ulusal ya da uluslararası çok sayıda suç örgütü Türkiye’ye girmiş. Önceki dönemde bir güvenlik zaafiyeti mi vardı yok bilinçli bir tercih mi söz konusuydu?

Tercih olamaz. Yani bir hukuk devletinde bunu böyle tanımlayamayız. Ama sadece yerli ve milli suç örgütleri değil ki… Bütün dünyanın en azılı mafyaları, baronları Türkiye'de kamp kurmuşlar ve birbirlerini öldürecek hale gelmişler. Cinayetler işlendi. Bu Türkiye'miz için iç güvenlik açısından kaygı verici, hatta utanç verici bir olaydır. Biz AK Parti iktidara geldiğinde ilk işimiz olarak yolsuzlukları araştırma komisyonu kurduk ve o çalışma sonucunda 55 tane suç örgütü dağıtıldı. Biz bu işin orada bittiğini düşünüyorduk. Dışarıdan gelecek, içeriden olacak, onunla bununla irtibatlı olacak, fotoğraf çektirecek…

Geldiğimiz noktada birileri Türkiye’de gerçekten birileri cirit atıyor. Sayın Yerlikaya'ya bütün gönlümle teşekkür ediyorum ve onun arkasında bir desteğe ihtiyacı varsa onu da her zaman sağlayacağımı düşünüyorum. Ondan öncesinin hesabını birileri bir şekilde vereceklerdir. Sadece böyle suç örgütleri meselesi değil, Türkiye bir uyuşturucu cenneti haline geldi. Böyle bir tablo hiçbir zaman görülmemişti.

"CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI ILE GENEL BAŞKANLIK MAKAMI BIRBIRINDEN AYRILMALI"

AK Parti 23 yaşında, 22 yıldır iktidarda. Cumhur İttifakı dönemini de dahil edersek hep tek başına iktidardaydı. Partinizin ilk ödevi ne?

Adalet hepsinden öncelikli olacak. Ekonomiye, toplumsal barışa el uzanacak. Ama adalet her şeyin temelidir. Adalet tecelli etsin, isterse kıyamet kopsun anlayışına bir an evvel gelmemiz lazım. Haksız tutuklamalar, yargıdaki hak ihlalleri… Bütün bunları giderecek bir yargı, bir adalet anlayışını derhal ilan edilmeli. Mesela ben Sayın Cumhurbaşkanımızın yerinde olsam, yarın ‘Ey millet, ülkede sıkıntılarımız var. Ben de şu kadar yıldan beri varım, çok doğru şeyler yaptım ama yanlış yaptıklarım da olmuştur. Size söz veriyorum, adaletten, hukuktan, yargıdan ne kadar şikayetiniz varsa ben de sizin kadar şikayetçiyim. Bundan sonra bu kurumlardan şunu istiyorum. Sadece adalet tecelli etsin. Hiçbir talimata kulağınızı açmayın. Hiçbir işarete ne olur bakmayın. Önünüzdeki dosya ne ise ona göre karar verin’ derim. Bunu dese yargı zaten buna hazır. Sayın Cumhurbaşkanımızın halkı bu açıdan rahatlatması gerekir diye düşünüyorum. Nihai kanaatim şudur. Cumhurbaşkanlığı makamı ile Genel Başkanlık makamı birbirinden ayrılmalı. Bunu ilan ettiği gün bile, 5 puan koyarız üstüne."

"Bülent Arınç’tan Mehmet Uçum’a: Kendini bilmez zat" haberi, 03 Temmuz 2024 tarihinde yazılmıştır. 03 Temmuz 2024 tarihinde de güncellenmiştir. Politika kategorisi altında bulunan Bülent Arınç’tan Mehmet Uçum’a: Kendini bilmez zat haberi 2024 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Bülent Arınç’tan Mehmet Uçum’a: Kendini bilmez zat 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Politika konusunda 05 Temmuz 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Kaynak:Gazete Duvar

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 19:54 Yeşim Salkım, Fahrettin Koca'ya "Hakkımı Helal Etmiyorum" Dedi!
  2. 19:50 Suriye'de Türk Bayrağını Parçalayan Şahıs Özür Diledi ve Bayrağı Öptü!
  3. 19:21 Yatırımda bu hafta borsa ve altın kazandırırken dolar kaybettirdi!
  4. 19:21 Rusya, uluslararası aranan zanlıyı Türkiye'ye geri gönderdi
  5. 19:21 İYİ Parti'den "bozkurt" işareti teklifi: Ulusal sembol kabul edilsin
  6. 17:32 Asgari Ücrete Ara Zam Geliyor mu?
  7. 17:27 CHP'nin Kara Günü: Eski Başkan Vefat Etti!
  8. 17:12 Koç Holding'ten Büyük Finansal Hamle!
  9. 17:07 WhatsApp'tan Sohbet Güvenliği İçin Yeni Özellik!
  10. 16:20 Peugeot'dan Heyecan Verici Haber: 7 Koltuklu Model Türkiye'ye Geliyor!
  11. 16:19 Dev Otomotiv Markası Türkiye'ye Yatırım Yapıyor: Fabrikanın Kurulacağı Kent Belli Oldu
  12. 16:14 Acun Ilıcalı açıkladı: "Dünyaca ünlü yıldızla anlaştık"
  13. 16:13 ABD'nin merakla beklenen istihdam verileri sonunda açıklandı
  14. 16:08 Jinekolog kandırdı, tecavüz etti!
  15. 16:03 Dünya Çapındaki Banka, Türk Bankaları İçin Hedef Fiyatlarını Yeniden Belirledi
  16. 16:02 Acun Ilıcalı'dan Transfer Sürprizi: Mourinho'nun Gözde Forveti Yolda!
  17. 16:02 Ankara'da Yeni Hizmet Başladı: ABB'den Hem Ücretsiz Hem Serinletici İmkan!
  18. 15:55 Galatasaray'dan duyuru: Nicolo Zaniolo, İtalyan ekibi Atalanta'ya kiralanmış oldu
  19. 15:55 Kılıçdaroğlu dikkat çeken bir ziyaret gerçekleştirdi
  20. 15:55 Dünyada ilk: Milyon liralık araçları donanma gemisi ile taşıdılar
Politika Haberleri