Çipras’tan Erdoğan’a net Lozan yanıtı

Türkiye’nin Yunanistan’a 65 yıl aranın ardından düzenlediği ilk ziyarette AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, ortak basın toplantısı düzenledi. Aleksis Çipras bu toplantıda, Recep Tayyip Erdoğan’ın Lozan Anlaşması’nın yenilenmesi gerektiği yönündeki sözlerine, “Lozan Anlaşması'nın yeniden yapılandırılması söz konusu olamaz'' diyerek yanıt verdi.

Çipras'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Yunanistan, demokratik bir Türkiye'yi her zaman destekler.

Lozan Anlaşması'nın yeniden yapılandırılması söz konusu olamaz

Göçmen krizi anlaşmasıyla Ege'de ölümlerin önüne geçtik.

Yunanistan'ın temel ilkesi ve değeri demokratik süreçlere saygıdır. Bizim ülkemiz demokrasi ve özgürlük ülkesidir.

Yunanistan'ın darbecileri destekleyecek bir ülke olmadığını Sayın Erdoğan'a söyledim.
Yunanistan bir Avrupa Birliği ülkesidir. Yargı kararları bağımsız şekilde alınır ve hepimiz tarafından saygıyla karşılanır.

''SİZİ YENİ BİR SAYFA AÇMAYA DAVET EDİYORUM’

Yunanistan bir Avrupa Birliği ülkesidir. Yargı kararları bağımsız şekilde alınır ve hepimiz tarafından saygıyla karşılanır.

2018 Yunanistan için son derece önemli. Uzun süredir ekonomik krizle ilgili bir macedanın içindeyiz. 2018 yılında iki ülke arasında en iyi havanın yakalanması için elimizden gelen çabayı sarf etmek çabasında olmalıyız.

Sizi yeni bir sayfa açmaya davet ediyorum, Türk-Yunan ilişkilerinde.

ERDOĞAN: LOZAN SADECE EGE'Yİ Mİ KAPSIYOR?

Çipras'ın ardından söz alan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

Bizimle en rahat empati kuracak ülkeler arasında Yunanistan geliyor.

Bizim için özellikle 15 Temmuz gecesi demokrasimize kastedem FETÖ militanlarının adaletle yüzleşmesi büyük önem taşıyor. FETÖ'cü şahısların Türkiye'ye iadesiyle ilgili Sayın Çipras'la başlattığım görüşmede, bugün de Yunan yargısına benim bir çağrım var. O da şudur: Gecikmiş adalet adalet değildir.

Türkiye'de işkence, idam söz konusu değildir.

Lozan'ı iyi anlamak gerekiyor. Lozan, Türkiye ile Yunanistan arasında bir anlaşma değildir; 11 ülkenin katılımını kapsar.

Mesela Lozan'ın kapsamında Japonya da var. Lozan sadece Ege'yi mi kapsıyor? Batı Trakya'daki azınlıkların hukuku yok mu? Orada 150 bin azınlık var. Bunların hukukunu araştırmak, korumak Yunanistan'ın görevi olsa gerek.

Hala bir baş müftülük meselesi çözülemedi. Orada baş müftü seçimle değil atamayla geliyor. Lozan ne diyor? Seçimle gelir.

Benim ülkemde, bugüne kadar Türkiye'de Hristiyanların kiliseleriyle ilgili bir sorun yaşamadık. Sümele Manastırı'nı biz yapıyoruz.

Benim ülkemde, bugüne kadar Türkiye'de Hristiyanların kiliseleriyle ilgili bir sorun yaşamadık. Sümela Manastırı'nı biz yapıyoruz. Batı Trakya'da da bu sorunu aşalım, artık masamızda durmasın.

'ARTIK ZAMAN KAYBINA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK'

Çözüme odaklanalım, bardağın boş tarafıyla değil dolu tarafıyla uğraşalım, netice isteyelim. Bizim artık zaman kaybına tahammülümüz yok.

KUDÜS MESAJI

Bir diğer konu, özellikle böyle bir toplantıda sözlerimi bitirmeden önce sayın Trump tarafından Kudüs'e dair açıklamaya değinmek istiyorum. Bu karar bölgemizin ve dünyanın barışı adına son derece talihsiz bir açıklamadır. Açıklama uluslararası hukukun ayaklar altına alınmasıdır.

ÇİPRAS YENİDEN KONUŞTU

Erdoğan'ın sözlerinin ardından Aleksis Çipras açıklamalarda bulundu:

Önceki zaman zarfında Lozan ile ilgili sözlerimin tam olarak anlaşılmadığını anladım. Kendisi yeniden görüşülmesini istemiyor. Yunanistan'ın toprak bütünlüğü ile ilgili olarak herhangi bir durum söz konusu değil.

Bizim sınırlarımız Lozan ile belirlenmiştir. Lozan anlaşması ile ilgili bir güncellemeden bahsediliyor, bu anlaşmanın doğru şekilde uygunlanmasından bahsedildi. Trakya'daki Müslüman azınlık ile Türkiye'deki Yunan azınlık bizi yakınlaştıran unsurlar olmalıdır.

Yunanistan vatandaşı Müslümanlarla ilgili hükümetimiz hassas davranmakta ancak bu konularla ilgili daha fazla adımla atılması gerektiğine de inanıyorum. Ancak Yunanistan'daki vatandaşlarla ilgili konular başka ülkeleri ilgilendiren konular değil.

Erdoğan'ın Ege'deki, Kıbrıs'taki fikir ayrılıklarından bahsettiğini duydum, Kıbrıs'la ilgili olarak ben 43 yaşındayım ve 43 yıldır bu mesele açık. Bu çerçevede kimin suçlu olduğuna dair tartışma söz konusu. Bu durum 43 yıldır devam ediyor.