'Çölün Gelini' Palmira yeniden özgür: İşte insanlık tarihinin direnişi!

ABC - Serdar Nâzım YüceSuriye halkının bildiği isimle Tedmür'dü, 'Çölün Gelini'ydi o. Sadece Ortadoğu'nun değil, dünyanın en güzel yaşayabilmiş antik kentiydi. Bu modern cihat makinalarıyla karşılaşmadan önce Suriye,...
ABC - Serdar Nâzım Yüce
Suriye halkının bildiği isimle Tedmür'dü, 'Çölün Gelini'ydi o. Sadece Ortadoğu'nun değil, dünyanın en güzel yaşayabilmiş antik kentiydi. Bu modern cihat makinalarıyla karşılaşmadan önce Suriye, Suriye'ye giden turistlere anlatılırdı; "Buraya mutlaka uğramalısınız" denirdi. Palmira'dan bahsediyoruz. 'Çölün Gelini' Palmira, bugün yeniden kurtarıldı. IŞİD belası, bu kez antik tiyatroyu da yerle bir etmişti. Peki neden önceki sefer yıkmamıştı tiyatroyu?
Birçok kişi Palmira'yı IŞİD'in videolarından tanıdı. Tarihin, çağların, asırların yerle bir edildiği videolar dolaştı internette. Sonra feveran ettik; IŞİD hafızamızı parçalıyordu. Ama hayır, IŞİD çağdışı bir cihatçı grup değildi. Tam da bu çağa uygundu. Emperyalizm ve onun bölgesel işbirlikçileri çok önce yaratmışlardı IŞİD'i. ÖSO ve benzeri unsurlar etkisiz kalınca aküyü şarj ettiler ve IŞİD'i duyuverdik. Emperyalizmin Suriye'deki planlarının işlemesini tekrar sağladı IŞİD, bataklığa saplandığı düşünülürken planlar, tekerlerin döndüğüne ikna oldular. Halbuki tekerler döndükçe daha da batıyordu içeri. Bu filmi 11 Eylül'le sonuçlanan ve sosyalizme darbe vurmak için Afganistan'da palazlandırılan El Kaide'de de izlemedik mi? Besleyip büyütülen gericiliğin nasıl dönüp dolaşıp sahibini ısırdığını...
Sonrası çok yakın tarih zaten, biliyoruz. IŞİD'e karşı koalisyonlar kuruldu, tüm dünyada çeşitli operasyonlar düzenlendi IŞİD'in tabanına dair. Türkiye'de de oldu bunlar. Adliyeye ön kapıdan sokulan 'şüpheliler' bir bir arka kapıdan salınıyordu vesaire.
IŞİD için 'Çölün Gelini' önemliydi. İnsanlığa, aydınlığa düşman bu örgüt aynı zamanda paraya susamış sapıkların örgütü. Tarihi eserlere balyozlarla saldırdıkları görüntüleri izledik, kahrolduk ve IŞİD asıl gerçeği bizden bir süre kaçırdı. IŞİD o tarihi eserleri pazarlıyordu! Bununla ilgili kanıtlar da sunuldu, çok yazıldı da. Yeniden, peki neden yıkmadılar tiyatroyu? Çünkü para ediyordu! O yüzden ünlü Tetrapylon (Dört Kapı) anıtını, bir öncesinde esir aldıkları Suriye askerlerini katlettikleri (Roma) antik tiyatroyu ve daha birçok eseri yıkmadılar. Tabii bir şey daha var, bunu kaçırmayalım. Biliyorlardı, Suriye ordusu asla o eserleri bombalamazdı... Sonra, Aralık 2016'da tekrar ele geçirdiklerinde Palmira'yı, bunları bir bir parçaladılar. Çünkü artık kaçıyorlardı, daha çok korkuyorlardı ve çok net kaybediyorlardı. Bize yâr olmayan, Şebbiha'ya mı yâr olsundu...
'Çölün Gelini' şimdi özgür. Eminiz, cihatçıların elinde duracağına kendini yaralı bir şekilde Suriye halkının kucağına bırakmayı tercih ederdi o da. Nitekim öyle de. Suriye'nin yarası sarıldıkça 'Çölün Gelini' de gülmeye başlayacak, yaşadıklarını hafızalarda dolaştırarak.
Bir şey daha... Yüz yıllardır Palmira'da doğan kız çocuklarına Zennubya ismi verilirmiş. Zennubya Roma’ya isyan eden, bu yüzden de savaşıp esir düşen Tedmür Kraliçesi'nin ismi. Haksızlığa baş kaldırsın, hürriyetinin kıymetini bilsin diye çocuklara konulurmuş bu isim. Suriye'nin Zennubya'ları, Halid Esad'ları baş kaldırdı yeterince insanlığın düşmanlarına. Suriye halkı bundan sonra önlemini baştan alacak, daha çok kızına Zennubya, daha çok oğluna Halid adını verecek.
KRONOLOJİK BAZI NOTLAR:
Palmira 2013'ten itibaren cihatçıların bombalarının hedefi oldu, zarar görmeye başladı. Bu nedenle, tarihi Neolitik döneme kadar uzanan Palmira Antik Kenti, 2013 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından ''Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi''ne alındı. Daha sonralarda Anadolu Ajansı tarafından 'Eserleri çalmakla' suçlanan Suriye devleti, bu süre zarfında yüzlerce taşınabilir eseri güvenli bölgelere nakletti.
Sonra görüldü ki, IŞİD çalınan eserleri çeşitli yollardan satmaya başladı. Bu yolların belki de en acıklısı, eserlerin uluslararası e-ticaret sitesi EBAY'e düşmüş olmasıydı:
Antik kentteki bir yılı aşan IŞİD kontrolü sırasında tarih gibi insanlık da yıkımdan nasibini aldı. Kanlı çatışmalarla 2015'in Mayıs ayında Humus-Palmira hattında kontrolü sağlayan cihatçılar, buldukları sivilleri ve esir aldıkları devlet görevlilerini katletti. Yüzlerce kişi infaz edildi bu sürede. Bunlardan en bilineni, Temmuz 2015'te görüntüleri yayınlanan, antik tiyatronun sahnesine dizilen 20'yi aşkın Suriye askerinin infazıdır. Olay Mayıs'ta yaşandı aslında. Görüntülerin Temmuz'da yayınlanmasının nedeni ise, Suriye ordusunun Palmira'yı kurtarmak için harekete geçmesi. IŞİD, Suriye askerlerini katlederek ordunun moralini bozmayı planladı. Ama olmadı.
Bir diğeri ise, 2 bin yılı aşkın tarihi olan 'Çölün Gelini'nin 50 yıldan fazla süredir bekçisi olan, müzeleştirme çalışmalarının baş emekçisi, yaşayan bir tarih Halid Esad'ın katledilmesi. 82 yaşındaki Suriyeli arkeolog, aylarca süren ağır işkenceden sonra, Ağustos 2015'te kafası kesilerek öldürüldü. Palmira'da var olduğunu düşündükleri hazine ve tarihi eserler hakında bilgi almak için Esad'ı konuşturmaya çalıştılar. Halid Esad ise ser verip sır vermedi... Onu ikna etmek için çok yalvardıklarını söyleyen Antik Eserler Bölümü Direktörü Mamu Abdülkerim, onun Palmira'yı terk etmeye yanaşmadığını "Burada doğdum ben, burada öleceğim" dediğini anlatmıştı. "Her sütundaki tek bir çiziği ve tüm tarihini biliyordu" demişti onun için. Esad'ın gövdesinden ayrı başı, o çok iyi bildiği sütunlardan birinin üzerinde 'sergilendi'...
Suriye ordusunun, Hizbullah askerleri, İmam Ali tugayı ve Suriyeli milislerle birlikte başlattığı operasyon, başka odak noktalarının oluşmasıyla durdu. Mart 2016'da tekrar yoğun saldırılar başladı. Binlerce cihatçıyı temizleyen Ordu, nihayet Mart ayının son günlerinde Palmira'yı kurtardı. Tarihi hala hatırlarım; 27 Mart. 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nde kurtuldu Palmira Antik Kenti. Mayıs ayında ise 'tam kontrol' sağlandı.
Son olarak, 26 Aralık'ta tekrar IŞİD'in eline geçen Palmira, 10 Ocak'ta Suriye ordusu, Hizbullah ve bağlı birlikler tarafından, Rusya'nın da hava desteğiyle saldırıya geçti. Bu sürede birçok eser gibi taşınmaz 'Dört Kapı' eseri de cihatçılar tarafından yok edildi. Rusya 12 Şubat'ta Palmira'nın havadan çekilmiş görüntülerini paylaştı. Bu görüntülerde cihatçıların birçok eser gibi sadece infaz için kullandıkları antik tiyatronun da yıkıldığı görülüyor.
Nihayet, bugün, 2 Mart'ta Palmira ve çevresinde tam kontrol sağlandı. Bölgeden IŞİD'çilerin net bir şekilde geri çekildiği haberleri gelirken, Suriye ordusu özgürleştirdiği topraklarda mayın ve bomba temizliği yapıyor.
DÜN-BUGÜN
Ve Antik Tiyatrodan son fotoğraf...
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.