Ege Akersoy’un avukatı: Polise kendisi teslim oldu neden kaçma şüphesi olsun

Önce ilgili kanunu okuyalım.

TCK 216/1: Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

TÜGVA’nın önceki gün Galata Köprüsü’nde düzenlediği “Şehitlerimize Rahmet, Filistin’e Destek, İsrail’e Lanet” eylemi sonrası Şişhane’de “Kelime-i Tevhid” bayrağı taşıyan İsmail Aydemir, yumruklu saldırıya uğradı. Ege Akersoy tarafından yumruklanan kişi sosyal medyada gündem oldu, ardından Akersoy trafik polisi tarafından yakalandı. Daha sonra da savcılığa ifade verdi.

Üniversiteli Akersoy ilk ifadesinde dedi ki:

“Ben Yıldız Teknik Üniversitesi elektrik mühendisliği son sınıf öğrencisiyim. Benim babam Emekli Binbaşıdır. Ben de milliyetçi yetiştirildim. Geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan tarafından ülkemizin kurucu liderinin fotoğrafı mesele edilerek ülkemiz aleyhine uygulama yapılması, geçtiğimiz günlerde yaşanan terör saldırıları sonucunda 12 askerimizin şehit edilmesinden sonra ben de bir Türk vatandaşından Türk bayrağını taşımasını beklerken, karşımdan gelen yeşil üzeri Arapça yazılı bayrak taşıyan şahsa hitaben; ‘Sen Türk Vatandaşı değil misin? hassas zamandayız’ dedim. Kendisi de bana, ‘İstediğimi taşırım’ dedi. Aramızda bir itişme oldu. Kendisi yakınıma gelince kendimi korumak için kendisine yumruk attım. Kendisini sözlü olarak uyarmam gerekirdi. Olay nedeniyle pişmanım. Ben herhangi bir ulusa yönelik aşağılayıcı söylemde bulunmadım. Sadece Türk Vatandaşı olduğunu düşündüğüm şahsı uyarmak istedim. Olaydan sonra etraftan tanımadığım bir kişi de bana vurdu. Bana vuran kişiden şikayetçiyim.”

İFADESİNDEN: BAYKAR’A STAJ İÇİN BAŞVURDUM

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı şüpheli Ege Akersoy’u TCK 216/1’den Sulh Ceza Hakimliği’ne tutuklanması istemiyle sevk etti. İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği’nde de aynı ifadeyi veren Akersoy ek olarak şunları söyledi:

“... O bana dokundu, beni itti, yakınıma girdi. Yakınıma girince kendimi korumak için yumruk attım, pişmanım. Bu bana yakışmayan bir hareketti. Hayatım boyunca hiçbir suç işlemedim. Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği’nde son sınıf öğrencisiyim. İkinci dönem Baykar’da İHA geliştirmesi projesinde staj yapacağım. Pişmanım. Güncel şehit haberleri varken bizim kendi değerlerimiz olan şeyleri ön plana çıkarmak gerekir dedim.”

''Son günlerde Türk bayrağına, Atatürk’e yapılan saygısızlıklara çok içerlemişti''

Ege’nin babası: Bugüne kadar en ufak bir kavgaya bile karışmadı

Ege’nin babası Zafer Akersoy’la konuştum. Yaşananlardan üzgün ve şöyle konuştu:

“Bu kadar basit bir olay nasıl bu hale geldi. Tamam oğlum bunu yapmamalıydı. Bize yakışan bir tepki değil. Yumruk yanlış! Ama konuyu ne bir bayrağa indirmek ne de dini bir noktaya da getirmek doğru değil. Ege bugüne kadar en ufak bir kavgaya karışmadı. Daha geçen annesine dedim ki; ‘Bu çocuk bir olay olsa kavga etmeyi bilmez’ diye takıldım. Ailemizde de en ufak ses bile yükselmez. Benim de oğlumun da siyasi partilerle bir bağı yok. Önümüzdeki hafta final sınavları var. Hocaları tarafından takdir edilen bir çocuk.”

Avukatı Öztürk: Ege, dini değerleri aşağılama gibi bir saikle hareket etmedi

Ege Akersoy’un avukatı Ali Öztürk de şu açıklamayı yaptı: “Sosyal medyaya yansımasaydı basit bir yaralama olarak kalıp tutuklama kararı çıkmayacaktı. Ege Akersoy dini değerleri aşağılama gibi bir saikle hareket etmemiştir. Olay iki kişinin basit bir tartışmasının bu noktaya gelmesidir. ‘Kaçma şüphesinin bulunması’ gibi bir gerekçe olamaz. Kaçma şüphesiyle ilgili; CMK 100’üncü maddede ‘şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular’ aranır. Bu olayda Ege Akersoy olayın hemen sonrasında olayın meydana geldiği noktadan 50 metre ilerideki polis memuruna giderek kendisi teslim olmuştur. Ege, Yıldız Teknik son sınıf öğrencisi. Önümüzdeki hafta final sınavları bulunmakta. Bu nedenle bile kaçma şüphesi olmadığı açıktır. Akersoy’un cezalandırılmasına karar verilse bile mevcut infaz yasaları çerçevesinde hükmün ceza ilgası kapsamında cezaevinde tutulması mümkün değildir. Tutuklama tedbirdir, cezalandırma değildir. Dolayısıyla başarılı, genç bir öğrencinin cezaevinde tutularak tüm geleceğinin olumsuz yönde etkilenmesi kamu vicdanını yaralamıştır.”