Ertuğrul Özkök: B 747'deki 'Beyaz Türk' gazeteci, o 'Beyaz Türk' sorusunu neden sordu?

Ertuğrul Özkök: B 747'deki 'Beyaz Türk' gazeteci, o 'Beyaz Türk' sorusunu neden sordu?

Ertuğrul Özkök: B 747'deki 'Beyaz Türk' gaze... Bu soruyu sorduğuna göre, acaba bir Beyaz Türk olarak ne düşünüyor?

Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan "Tansu'ya Mektuplar" başlığı altında yazdığı ve "newsletter" olarak paylaştığı yazılarında bugün, gazeteci Pelin Çift'in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a G20 Liderler Zirvesi için bulunduğu Bali'de Ahmet Kaya ile ilgili sorduğu soruyu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Beyaz Türkler var ya; neler yaptılar malum" yanıtını değerlendirdi. 

Özkök'ün "B 747'deki 'Beyaz Türk' gazeteci, o Beyaz Türk sorusunu neden sordu?" başlıklı yazısı şöyle:

Önümde duran metin, tam anlamıyla “Resmi bir belge…”

Üzerinde şöyle bir ifade var:

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Endonezya ziyareti sonunda gazetecilerle gerçekleştirdiği söyleşi…”

Onun üstünde de şöyle bir cümle yer alıyor: 

“17 Kasım 2022 Perşembe saat 13’e kadar ambargolu.”

Anlamı açık.

Cumhurbaşkanının Bali’deki G-20 toplantısına giden gazetecilerle yaptığı görüşmenin, “İletişim Başkanlığı tarafından” hazırlanıp, onaylanmış son hali.

Yazıyı yazarken, saat tam 13.14 idi 

Bu yazıyı yazmaya oturduğumda saat 13.15’di.

Yani “ambargo” süresi dolmuştu ve muhtemelen siz bu yazıyı okurken internet siteleri ve televizyonlarda yayınlamaya başlamış olacaktı.

İletişim Başkanlığı tarafından onaylanmış bir metnin formatını  halini ilk defa görüyorum.

Bugüne kadar kaç kere Başbakan veya Cumhurbaşkanı gezisine gazeteci olarak izledim bilmiyorum lakin böyle bir uygulamanın formatını  o dönemde hiç görmemiştim.

Herbirimizin metni ve yorumu farklıydı.

Metin de hangi gazetecinin hangi soruyu sorduğu da belirtilmiş.

Bir çoğu, artık çok iyi bildiğimiz ve bizim aramızda “Abdülkadir Selvi tarzı” olarak adlandırılan ilginç bir gazetecilik tarzı ve formatında sorulmuş.:

“Efendim siz şöyle şöyle demiştiniz. Ama CHP lideri Kılıçdaroğlu halkın da tepkisini çeken şöyle bir cevap vermişti. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?”

Cumhurbaşkanı da artık bildiğimiz üslupla ve “Bay Kemal” diye başlayan cevabını veriyordu.

Ancak bu defa farklı ve hemen dikkati çeken bir soru var…

En sondaki soru…

B 747 ekibinden o son soruyu soran gazeteci

Soruyu TRT Haber sunucusu Pelin Çift soruyor. 

O bölümü resmi ve onaylanmış metinden aynen aktarıyorum:

Soru: (Pelin Çift) Bugün sizin de sevdiğiniz, şiirlerini çok da duygulu, güzel seslendirdiğiniz Sezai Karakoç’un vefat yıl dönümü. Aynı zamanda sizin özel bir bağınızın olduğunu bildiğimiz Ahmet Kaya’nın da vefatının 22. yılı. Haklarında ne söylemek istersiniz?

Soruda şair Sezai Karakoç da var lakin ana temasının Ahmet Kaya olduğu dikkatsiz bir gazetecinin bile gözünden kaçmaz. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle cevap veriyor:

“Her ikisine de Allah rahmet eylesin. İki gün önce de Ahmet Kekeç kardeşimin vefat yıldönümüydü. Onu da rahmetle anıyorum. Tabii Sezai Karakoç zaten sürekli olarak şiirlerini okuduğumuz, terennüm ettiğimiz bir üstadımız. Ahmet Kaya da ben cezaevine girerken Yedikule’de Kazlıçeşme’de yapılan programa gelmişti. Bu anlamlı günümüzde onun orada yaptığı konuşma, söylediği parçalar hakikaten unutulmazdı. Ben tabii istedim ki nakli kubur yapmak suretiyle Fransa’dan alalım, burada defnini yapalım. Aile olumlu yaklaşmadı, onun için getiremedik. Yoksa o, bu toprakların insanı. Ona yapılanları, o geceyi unutmamız mümkün değil. Kusura bakmayın, bazıları kızıyor ‘niye öyle diyorsun’ diye lakin bu beyaz Türkler var ya; neler yaptılar malum. Normal zamanda ‘Ahmet Kaya şöyle, Ahmet Kaya böyle…’ Peki o gece yaptığınız ne? Neler demediler ki? Biz bir kez daha rahmet diliyoruz. Ama bizim nakli kubur teklifimiz hala masadadır. Bu teklifin değerlendirilmesiyle buna göre bir adım atılabilir. Çünkü bu topraklar, onun toprağıdır. Yeter ki aile bu konuda kararını versin ve adımı da ona göre atarız. Çünkü bu ülkede sevenlerinin olduğu kadar herhalde Fransa’da seveni olmaz.”

Jim Morrison'ın Pere Lachaise mezarlığından 'nakli kubur' 

Bu cevapta iki ayrıntı dikkatimi çekti:

(*) Bir; Ahmet Kaya’nı mezarının Paris’teki Pere Lachaise mezarlığından Türkiye’ye nakli…

Bu sayede “nakli kubur” diye bir kavramı da öğrendik. Türkiye’de özellikle genç Kürtlere sıkı bir mesaj… Paris’te Doors grubunun artık efsaneleşmiş ve o dünyadada neredeyse “aziz” mertebesine çıkarılmış solisti Jim Morrison’ın mezar komşusu Ahmet Kaya… Aynı mezarlıkta bir komşusu da Fransa’nın efsane şarkıcısı Edith Piaf…

Yaşayanları bilmem lakin orada yatan insanın pek kolayca ayrılmak istemeyeceği mutena bir semt orası. Ama nedense aynı mezarlıkta yatan Yılmaz Güney akıllara gelmemiş.

Soruyu soran Dame de Sion mezunu bir 'Beyaz Türk'

Ama asıl mesaj “Beyaz Türkler…” İtiraf edeyim “O Beyaz Türkler var ya, neler yaptılar neler” cümlesi beni çok düşündürdü.

Ama işin en ilginç yanı soruyu soran gazeteci. Pelin Çift, İzmirli bir gazeteci. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi'nden mezun. Galatasaray Üniversitesi’nde gazetecilik eğitim almış. Eğer bir beyaz Türk profili çizseniz, şıp diye yerine oturacak bir özgeçmişi var yani…

Bu soruyu sorduğuna göre, acaba bir Beyaz Türk olarak ne düşünüyor?

Bu soruyu sorduğuna göre, Ahmet Kaya’ya sempati ile bakan bir İzmirli… Pek çok İzmirl, gibi… Merak ediyorum, Cumhurbaşkanı “Beyaz Türklerin” yakasına yapışırken acaba o ne hissediyordu?   

En azından içinden şu geçmemiş midir:

“Sayın Cumhurbaşkanım ben de bir Beyaz Türküm. Ama Ahmet Kaya hakkında hiç öyle düşünmüyorum…”

Eğer soruyu gerçekten kendisi sormuşsa mutlaka içinden bu soru geçmiştir diye düşünüyorum. Şurası gerçek ki, en azından kendisi Cumhurbaşkanının yaptığı “Beyaz Türkler” genellemesine oturan bir  profile sahip değil. 

Hayali cami cemaati gitti, hayali Beyaz Türk geldi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı "Beyaz Türk" kavramını kullanırken ilk defa bu kadar keskin görüyorum. Buradan da anlıyorum ki önümüzdeki seçimde hayali düşman “Beyaz Türkler” olacak. Cumhurbaşkanı geçmişte mağduriyetini anlatırken, kendi tarafını “zenciler” olarak ifade etmişti. Ama nedense partisinin adını “Siyah Parti” değil “AK Parti” koydu.

Eskiden beri bir sosyolog olarak hep şunu söylüyorum.

“Beyaz Türk” kavramı rahmetli arkadaşım Ufuk Güldemir’in icat ettiği bir, “Kendimizle dalga geçme”  kavramdır.

“Cami cemaati” gibi o da sosyolojik olarak hiçbir karşılığı bulunmayan uydurma bir etiketten ibarettir. 

Bu kavramlar siyasette ancak “Hayali dostlar” ve “Hayali düşmanlar” yaratmak ve onların yanında veya onlara karşı gerçek cepheler oluşturmak için kullanılırlar.

"Beyaz Türk" dediklerinizin Spotify listelerine bir bakın

Şimdi isterseniz 1990’lı yıllara dönüp, “Beyaz Türklerin” Ahmet Kaya’ya yaptıklarına tekrar bakalım.

Bir düşünün bugün hükümetin taş gibi sağlam ortağı Milliyetçi Hareket Partisi taraftarı acaba o yıllarda Ahmet Kaya için ne düşünüyordu? Bilmek çok kolay. Bugün hükümeti destekleyen Milliyetçi Hareket Partisi yanlısı köşe yazarlarının o günlerde yazdığı yazılara bakın. Ya bugün AK Parti’ye oy veren bir çok insan o günlerde Ahmet Kaya için ne düşünüyordu?

Söyleyeyim… AKP’nin övünerek “Bugün mirasını biz taşıyoruz” dediği Demokrat Partililerin çoğu, 1950’li, yıllarda “hain” gözüyle baktıkları Nazım Hikmet için ne düşünüyorlardıysa onu…

Ama “Zamanın Ruhu” hem Hazım hem Ahmet Kaya konusunda  görüşleri tamamen değiştirdi.

Bugün “Beyaz Türkler” diye yaratılan o hayali profile giren insanların çoğunun Spotify listelerinde en az üç beş Ahmet Kaya şarkısı vardır.

Madem Beyaz Türklere daldık, biraz da AK Türklerin çok yakın mazisine bakalım

Madem “Zamanın 25 yıl önceki ruhuna” daldık gelin biraz da “Ak Türklerin” 5-6 yıllık mazisine bakalım Beyaz Türkler karşıtı 

Mesela, “AK Partili” Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’la da biraz helalleşelim.

Bugünlerde ortalıkta onun geçmişte yaptığı çok ateşli bir konuşmanın videosu dolaşıyor.

Fethullah Gülen’e öyle bir övgü, öyle bir kol kanat germe, öyle bir savunma ve öyle bir “Ben bütün kalbimle senin yanındayım” deme ki…

Eminim bir çok insanı etkilemiştir.

Ama aynı Bekir Bozdağ o kaset kendisine hatırlatılınca dün şunu söylemiş:

“Keşke o konuşmayı yapmasaydım…”

Ne kadar basit ve kolay telaffuz edilen bir kelime değil mi…

Görüyor musunuz bu 'Ak Türkler' geçmişte neler yapmıştı neler...

Şimdi kendinizi  15 Temmuz’dan sonra işinden atılmış bir polis memuru, bir öğretmen, bir memur veya her şeyini kaybetmiş bir esnaf, bir vatandaş yerine koyun… 

Bu ülkenin en tepesinden en alttaki yoksuluna  kadar milyonlarca insan gibi bir “vaizin” peşine takılıp gitmişsiniz. Kim olduğunu bile bilmediğiniz birisi sizi Zaman gazetesine abone yapmış. Ne bileyim kenara koyduğunuz üç beş kuruşunuzu "Bank Asya’ya" yatırmışsınız…

Ve hayatınız bir gecede yıkılıp gitmiş… Ne düşünürdünüz Adalet Bakanı'nın bu 'keşke'sini işitince…

AK Bakanın "keşkesi" ile "zenci gariban"ın "keşkesi" bir olur mu?

Eminim onların içinden pek çoğu da “Keşke yapmasaydım” demiştir.

Ama bu nasıl bir 'keşke'dir ki AKP’li bir siyasetçiye ikbal yollarını, bakanlık makamlarını açıyor… Garibana ise mapushane  yollarını… Ona ikbalin yolları… Garibana kurşunlar,  cezaevi maltaları…

Taksim katliamının rengi ne; siyah mı beyaz mı? 

Sonuç…

Cumhurbaşkanının, böyle bir “Beyaz Türk” kavramı üzerinden ülkeyi bir kere daha bölecek bir seçim kampanyası yapmayı planlıyorsa eğer,  bu konuda bir daha düşünmesinde yarar var.

Bakın son Taksim saldırısında yakalanan veya tespit edilen 6 sanığın altısı da Arap ismi taşıyor.

Altısı da şu an “Türk Ordusu’nun kontrolünde” olduğu söylenen Suriye’den gelmiş…

Yani Türkiye’nin şu anki sorunu hayali bir “Beyaz Türk” değil…

AK Parti iktidarının getirdiği 10 milyon “Siyah Arap…”

Bir gün bir bakarsınız, sorumsuz bir siyasetçi  de çıkmış ve şunu söylemeye başlamış:

“Şu AK Parti iktidarı, ‘Siyah Araplarla’ el ele Türklere neler yaptı neler…”

Ne kadar sorumsuz, ne kadar tehlikeli bir laf değil mi…

O nedenle sayın Cumhurbaşkanı, siz “Cumhur’un başı olarak” siyasette ve günlük hayatta insanların başına eklenen “Ak”, “Beyaz”, “Kara”, Siyah” gibi kavramlara itibar etmeyin lütfen…

Çünkü dünya,  20’inci yüzyılın başından beri insanın derisine yapıştırılan renk sıfatlarından çok çekti.

Çünkü hem renklere yazık oluyor hem bizlere…

 

"Ertuğrul Özkök: B 747'deki 'Beyaz Türk' gazeteci, o 'Beyaz Türk' sorusunu neden sordu?" haberi, 17 Kasım 2022 tarihinde yazılmıştır. 17 Kasım 2022 tarihinde de güncellenmiştir. Gündem kategorisi altında bulunan Ertuğrul Özkök: B 747'deki 'Beyaz Türk' gazeteci, o 'Beyaz Türk' sorusunu neden sordu? haberi 2022 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Ertuğrul Özkök: B 747'deki 'Beyaz Türk' gazeteci, o 'Beyaz Türk' sorusunu neden sordu? 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Gündem konusunda 26 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Ezgi Bozkurt Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 03:38 Maya yok, beklemeye gerek yok! Herkes hazır aldınız zannedecek! 5 dakikalık simit poğaça tarifi
  2. 03:36 Pırlanta gibi eşlerinize zengin tarif! İşte elmas kurabiye tarifi
  3. 03:33 Çağlayı tuzlayıp yemeyi unutacaksınız! Mardin’in meşhur lezzeti Firkiye tarifi
  4. 03:31 PUBG oyununda Erangel haritası değişiyor! Yeni güncelleme yolda
  5. 03:27 Türk Hava Yolları, 2023'te tüm zamanların rekorunu kırdı
  6. 03:24 A101 şimdi Samsung Galaxy S24'ü müşterilere sunuyor! Ürünün fiyatı ne kadar?
  7. 03:24 Mehmet Şimşek açıkladı: Türkiye sahalara döndü; sıkıntılar geride kaldı
  8. 03:21 KKM'de hesabı olanlar dikkat! Faiz oranları değişti!
  9. 03:18 Kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi olacak! İşte puf poğaça tarifi
  10. 03:16 Pastörize sütte kuş gribi virüsü bulundu!
  11. 03:13 Cam bezlerini çöpe atın, daha iyisini bulduk!
  12. 03:11 Ütü derdine son: Bu tarifi uygulayan ütüden kurtulur!
  13. 03:08 Galatasaray, Portekiz'in kariyerinde 129 gol ve 96 asist bulunan süper yıldızıyla anlaşıyor!
  14. 01:32 Ülkemizde de popüler olan ünlü tencere firması iflas etti: İşsizlik kapıda
  15. 01:28 Uzun yıllar boyunca tatlı anılar bırakan bir marka, resmi olarak iflas ettiğini duyurdu
  16. 01:24 Fernando Muslera'dan Beklenmedik Bir Karar: Emeklilik! Şaşırtıcı Açıklama Geldi!
  17. 01:03 Türkiye'nin Otonom Sistemler Fuarı'nda Gösterdiği Performans Avrupalıları ve Asyalıları Etkiledi!
  18. 00:55 Beşiktaş'ın Yeni Teknik Direktörü Belli Oldu, İmzalar Atılıyor!
  19. 00:54 Fenerbahçe'de İrfan Can Kahveci ve İsmail Yüksek'in transferi gündemde!
  20. 00:52 Resmi Gazete’de yayımlandı: Sağlık alanında 36 bin personel alınacak
Gündem Haberleri