Gerçekler ve arzular

Ali Kaya Soysal

Bu gece Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde favori olan Bayern München ile maça çıkıyor. Bir kere bu realiteyi bir kenara koyalım. Çünkü iki futbol ülkesinden biri on yıllardir FİFA''nın ilk basamaklarında, diğeri malum biri kurum olmuş, bütçesi 600 milyon Euroları bulmuş, diğeri Dernekler Kanunu'na gore idare ediliyor, borcu 2 katrilyon turkis lirası... Bundesliga’nın orta sıralarından mesela Monchengladbach süper ligimizde şampiyonluga oynar, bizimki mesela Bursa, Sivas onların liginde kesin düşer. Bayern 40-50 milyon Euroluk futbolcuları transfer ederken Beşiktaş Cenk’i Everton’a 16'ya satarken düğün bayram yapıyor... Bu gerçekler ışığında konuya yaklaştığımızda München’in İstanbul’u elemesi çok doğal. 

Yukarıdaki farklar basketbol oyununda olsa Alman ekibi yüzde yüz kazanır dersiniz; fakat futbolda kazın ayağı pek öyle olmuyor. Zaten futbol oyunun milyarlar tarafından bu denli ilgi görmesinin nedeni sürprizlere açık olmasıdır. Kaldı ki Beşiktaş takımı bireysel açıdan tecrübeli ve teknik oyunculardan kurulu bir kadro yaptı bu sezon. Bunu da Porto, Leipzig, Monaco gibi takimların olduğu Munchen'inkiyle kıyaslanmayacak derecede zor gruptan yenilgisiz lider olarak çıktı. Bu durum oyuncuların özgüvenini arttıran bir faktördür.

Sonuç olarak, ben bu akşam Beşiktaş’ın oyun olarak rakibine yukarıdaki realiteler oranında ezileceğine inanmıyorum, hatta rakibine zorluklar yaşatacağını da öngörüyorum. Skoru bilemem, şans faktörünü yanına alırsa, Şenol Güneş formda olursa, hakem adaletli yönetirse ikinci maça avantaj taşıyacak bir skor niye olmasın? Farklı bir sonuç çıkarsa da Beşiktaş’ın son yıllardaki başarılarını çekemeyen fanatiklerin keyiflerine diyecek olmaz herhalde...

Bakalım, yarım gün sonra göreceğiz...