Gülen’in yeğenini yazmıştı… Ahmet Altan hakkında yakalama kararı o yazısından dolayı mı çıkarıldı?
Gülen’in yeğenini yazmıştı… Ahmet Altan hakk... 4 Kasım'da tahliye edilen Ahmet Altan hakan hakkında bugün yakalama kararı çıkarıldı. UYAP'tan önce Sabah'ın duyurduğu kararın, Altan'ın tahliyesinin 5'inci günü kaleme aldığı yazıya ilişkin olabileceği gündeme geldi.Hakkında...
4 Kasım'da tahliye edilen Ahmet Altan hakan hakkında bugün yakalama kararı çıkarıldı. UYAP'tan önce Sabah'ın duyurduğu kararın, Altan'ın tahliyesinin 5'inci günü kaleme aldığı yazıya ilişkin olabileceği gündeme geldi.
Hakkında yakalama kararı çıkarılan Ahmet Altan, T24'te yayınlanan 'Kâğıttan flüt' başlıklı yazısında Fetullah Gülen’in ByLock kullanan yeğeni Selman Gülen’i anlatmıştı. Altan hakkında çıkarılan yakalama kararının Selman Gülen hakkında övgüyle bahseden yazısıyla ilgili olabileceği gündeme geldi.
Tahliye edilmişti... Ahmet Altan gözaltına alındı!
Altan'ın kaleme aldığı yazısının bir bölümü şöyleydi:
O demir parmaklıklar ve kalın duvarlar cangılından çıktığımda ardımda çaresiz insanlar bıraktım.
Üç yıldan fazla bir zaman küçük bir hücrede iki mahkûmla birlikte kaldım, hiçbir suçları yoktu, söylediklerini kimse dinlemiyordu, defalarca suçsuz olduklarını anlatmalarına rağmen Silahlara Veda’daki yargıçlara benzeyen birileri tarafından mahkûm edildiler.
Aralarından biri oğlumla aynı yaştaydı, tutuklandığında yeni evlenmişti. Dindardı ama aynı zamanda felsefeye ve bilimsel araştırmalara da meraklıydı.
Müthiş bir el becerisi vardı, imkânların çok kısıtlı olduğu yerde akla gelmeyen malzemelerden akla gelmeyecek şeyler yapardı. Tuz paketlerinden dumbbell, çatallardan mandal, çay kaşıklarından cımbız yapabilirdi. Hapishane yemeklerine değişik malzemeler katarak yepyeni yemekler icat ederdi. Adı Selman’dı. Şikâyet etmenin, Tanrının çizdiği kadere karşı gelmek olduğunu düşünür ve asla şikâyet etmezdi.
Çeşitli nedenlerden dolayı hiç ziyaretçisi yoktu.
Bundan da şikâyet etmezdi.
Bir gün plastik masada yeni romanım Hayat Hanım’ı yazarken avludan bir müzik sesi duydum. Bir flüt sesi. Avluya çıktım. Selman sırtını duvara dayamış, gözlerini kapamış elindeki flütü çalıyordu. Çevredeki hücrelerde sesler kesildi. Herkes bu beklenmedik müziği dinliyordu. Şarkı bittiğinde müthiş bir takırtı duyuldu. Çevre hücredekiler kantinden almış oldukları şekerlemeleri atıyordu bizim avluya. Bu, alkış ve “bis” anlamına geliyordu. Saatlerce çaldı Selman.
Avlu kapısı kapanınca, “bu flütü nereden buldun” dedim. Takvim kartonlarından yapmıştı. Elinde bir mezura olmadığı için deliklerin aralıklarını parmak hesabıyla belirlemiş, plastik bir soda şişesinin ağzını kesip flüte ağızlık olarak takmıştı.
Yeryüzünde hiçbir müzik aletinden duyulamayacak bir ses çıkıyordu flütünden, çok değişik ve biraz kalınca bir sesti, çalarken neredeyse hiç nota kaçırmıyordu.
Sadece kederli türküler değildi çaldıkları, bazen eğlenceli havalar da çalıyordu ama genellikle hüzünlü bir sese kayıyordu flütü.
Benim oğlum gibiydi.
Kimsesi gelmiyordu.
Bir tek kez bile yakınmadı.
Kâğıttan bir flüt yaptı. Sırtını duvara dayayıp onu çaldı.
Bir geceyarı hapishaneden çıktığımda bana ne hissettiğimi sordular, özgürlüğüne yıllar sonra kavuşan birinin sevindiğini duymak istiyorlardı, biraz üzgün olduğumu söyledim.
Binlerce masumu ve kâğıt flütüyle Selman’ı o duvarların ardında bırakmıştım.
Suçsuz olduklarını biliyordum ve gücüm onları kurtarmaya yetmiyordu, kimse onların anlattıklarını dinlemiyordu. Sadece yargıçlar değil neredeyse toplumun çok büyük bir kısmı, mağarada idam cezası veren o aldırmaz adamlara dönüşmüştü. Kasketlerini giyiyor, bir selam veriyor, idam mangasının önüne gönderiyor ve yeni kurbanlarına dönüyorlardı.
O mağarayı gördükten, masum mahkûmların çektiklerine tanıklık ettikten ve kâğıttan flütü dinledikten sonra o hapishaneden çok mutlu çıkmak mümkün değil. İnsan kendini bir büyük suçun yardakçısı gibi hissediyor. Hapishanede bir haksızlığın kurbanıyken, dışarı çıktığında büyük bir haksızlığın suç ortağı oluyorsun.
Dünyadaki en korkunç şeyin senin kaderin hakkında karar verme gücüne sahip olan biriyle karşılaşmak olduğunu biliyorum, böyle bir güce sahip olanın senin hiçbir söylediğine aldırmamasının nasıl azap verdiğini, insanı nasıl aşağıladığını da biliyorum.
Kâğıttan bir flütten nasıl bir ses çıktığını, dinmemiş bir özlemi nasıl dile getirdiğini de biliyorum.
Yeniden tutuklanma ihtimalim olduğunu da biliyorum.
Ama Selman için tutuklanmak bir ihtimal değil, o zaten tutuklu.
Ve benim oğlumla yaşıt, tuzdan dumbbell, kâğıttan flüt yapıyor.
Gelen kimsesi yok.
Hiç şikâyet etmiyor.
Sadece sırtını duvara dayayıp, flütünü çalıyor.
"Gülen’in yeğenini yazmıştı… Ahmet Altan hakkında yakalama kararı o yazısından dolayı mı çıkarıldı?" haberi, 12 Kasım 2019 tarihinde yazılmıştır. Politika kategorisi altında bulunan Gülen’in yeğenini yazmıştı… Ahmet Altan hakkında yakalama kararı o yazısından dolayı mı çıkarıldı? haberi 2019 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Gülen’in yeğenini yazmıştı… Ahmet Altan hakkında yakalama kararı o yazısından dolayı mı çıkarıldı? 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Politika konusunda 22 Kasım 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.