Hain arıyorsan aynaya bak polis telsizcisi Hayko!

Yazının başlığı; ''Muharrem İnce’yi desteklemek Türkiye’ye ihanettir’1. Şimdi bu başlığı okuyanlar yazının kuvvetle muhtemel yandaş medya sitelerinin birisinde yine kuvvetle muhtemel sürreal havuz kanallarından birisinde yorumculuk yapan şahıslardan birinin kaleminden çıktığını düşünebilir. Hayır, yazının yayınlandığı yer, AKP’nin eski ortaklarından Fethullahçı örgütün yurtdışından yayın yapan organlarından birisi olan Ahval News. Yazıyı kaleme alan ise, ''Yetmez Ama Evet’ sloganın mucidi olmakla her fırsatta övünen Hayko Bağdat adlı şahıs. Bu şahıs yazısı boyunca HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı olan Selahattin Demirtaş’ı desteklemiş ki bu son derece olağan bir durum. Lakin yazıda desteği boyunca diğer cumhurbaşkanı adaylarına (AKP’nin adayı Recep Tayyip Erdoğan hariç) yönelik ağır ve hakaretamiz eleştirileri bu kripto Fethullahçı ve AKP’li bu şahsın amacını da gayet net bir şekilde ortaya koyuyor. Belki de 16 sene sonra ilk defa muhalefetin bütün kesimlerinin siyasi iktidara karşı en azından asgari bir birliktelik ve dayanışma kurduğu bu günlerde, bu dayanışmayı bozmanın kime hizmet edeceğini çözmek çok da güç olmasa gerek. Muharrem İnce’yi destekleyen ben ve milyonlarca yurttaşa ''hain’ diyerek hakaret eden bu mahlukat hakkında yeniden çok şey yazmaya gerek yok, sadece önceden yazdıklarımla ifşa etmek yeter de artar bile.
 

(Aşağıdaki yazı, Çağlar Ezikoğlu’nun ABC Gazetesi’nde 15 Mayıs 2017’de kaleme aldığı yazıdan alıntılanmıştır.)

Solcu Molculuktan, Polis Telsizciliğine

“…Fakat ben o zaman Ermeni taklidi yapan bir gençtim.

Ermeni taklidi yapan bir genç nasıl oluyor?

Yani işte, herkes gibi solcu molcu takılıyordum. Çok fazla etnik kimliğimi vurgulamıyordum ve kendi kimliğimin kurumlarını falan bilen bir adam değildim.''2
 

Bu röportajında aslında özünü anlatıyor Hayko Bey, nam-ı diğer polis telsizcisi Hayko. Girdiği her ortama ayak uydurabilen, yeri geldi mi AKP’li, yeri geldi mi Fethullahçı, e işte yeri geldi mi de solcu molcu takılan bir isimden bahsediyoruz. Peki nasıl meşhur oldu ya da buna ne vesile oldu? 2010 Anayasa değişikliklerinde, referandum sonrası Tayyip Erdoğan’ın özel teşekkürüne mazhar olan DSİP’li bir genç aktivist olan ve dönemin kumpasçı gazetesi Taraf Gazetesi’nde yazan Hayko Bağdat, o meşhur sloganı bularak kendi ününü de başlatmış olacaktı:

“Yetmez ama evet dedik. Hatta şahsen ben sloganın mucidi olmakla övündüm zaman zaman. Aynı tartışmaları tekrar açacak değilim elbet. Askerî vesayetin, darbeci katillerin karşısında seçilmiş iktidarın yanında olmak kaçınılmaz bir sorumluluktu.''3

İşte bu sözlerle AKP iktidarının temellerini kuvvetlendiren en önemli argümanlardan birisi olan 'Yetmez Ama Evet’çiliğin mimarlarındandı Hayko Bağdat. Lakin lakabı oradan gelmiyor, bunun için Gezi Parkı protestolarına dönmemiz lazım. Gezi Direnişi'nin en ateşli günlerinde dönemin Başbakanı Erdoğan’ın iktidara yakın akil olduğu iddia edilen insanlarla yapacağı toplantıya davet ediliyor Hayko Bey. Bu toplantıya iştirak etmekten son anda vazgeçen Hayko Bey direnişin sürdüğü 11 Haziran gününde birden ortaya çıkıyor. Dönemin İstanbul Valisi ile görüştüğünü ve müdahale olmayacağını, kitlenin barikata çekilmesi gerektiğini söylüyor toplanan protestoculara. Ama sesini duyuramadığı anlaşılınca, o güne kadar protestoculara türlü fiziki şiddet uygulayan polis devreye giriyor ve Hayko Bey’den polis telsizi ile bu duyurusunu yapmasını istiyor. Hayko Bey de çıkıyor TOMA’nın üzerine ve telsizden kitlenin barikatlara doğru çekilmesini istiyor. Tabii kendisini daha sonra savunmak adına bunun bir çekilme çağrısı olmadığını insanların daha fazla zarar görmesini istemediği için böyle bir çağrı yaptığını ifade ediyor polis telsizcisi Hayko.

Bu savunmaya inanıp inanmamak elbette okuyucuya kalmış lakin polis telsizcisi Hayko’nun Gezi sonrası serüveni bu savunmasının inandırıcılığını da kaybettiriyor. Zira Gezi sürecinde AKP ile ittifak halinde olan ve emniyet içindeki yapılanmasıyla Gezi’deki yurttaşlara akıl almaz saldırılarda bulunan ve medya organlarında aşağılıkça bu saldırıları savunan Fethullah Gülen Cemaati’nin kanatlarının altına giriveriyor polis telsizcisi Hayko. Hem de kimle program yapıyor; en yakınım dediği Hrant Dink’in katledilmesinde başrol oynadığı yıllar sonra ayyuka çıkan Fethullahçı polis Ali Fuat Yılmazer’i her fırsatta koruyup kollayan Nazlı Ilıcak ile. Ve diğer Fethullahçılarla can ciğer kuzu sarması şeklinde pozlarla artık solcu molcu takılmasına ihtiyacı kalmıyor Hayko Bağdat’ın.

Peki dertleri ne bunların? Dertleri çok açık, AKP’nin ikinci döneminde 2007-2011 arasında kazanmış oldukları güce yeniden kavuşma isteği. Zaten bu istek polis telsizcisi Hayko gibilerini doğrudan Fethullahçı örgüt ile işbirliğine itmişti zira AKP ile mücadelede kazanan tarafın Fethullahçılar olduğunu düşünüyorlardı. Kısacası yanlış ata oynadılar, ama içlerindeki hırs zerrece bitmedi. Hala Ergenekon/Balyoz kumpaslarını savunacak cüretteler, hala bu memleketin en önemli sorunun Kemalist vesayet olduğunu iddia ediyorlar. AKP içerisinde olası bir yönetim değişikliği veya Erdoğan’ın bir şekilde siyasi sahneden uzaklaşması ile reformize edilen bir AKP iktidarında kendilerine yeni fırsatlar doğacağına inanıyorlar. İşte bütün bu sebeplerden ötürü, içlerinde bu ülkenin ilerici Atatürkçü laik ve Cumhuriyetçi insanlarına karşı bitmek bilmeyen bir kin var. Bu kin olduğu müddetçe de, bu tip akbabaların benzer linç girişimleri ile yeni avlarını bekleyeceklerini öngörmek yanlış olmayacaktır.
 

1