Halkevleri’ne yapılan baskılar sonrası açıklama

Halkevleri Eğitim Sekreteri Betül Öztürk son günlerde Halkevleri’ne yapılan baskıları değerlendirdi. Ali Haydar Çelebi’nin haberine göre Öztürk’ün açıklamarı şöyle

"Bundan dört ay önce Körfez Halkevi’ne Kocaeli Valiliği’nin millieğitim müdürlüğünün isteği üzerine orada yasadışı eğitim öğretim faaliyeti ögretildigine ilişkin tespit ettikleri gerekcesiyle mühürlenme kararıyla birlikte başladı.Bu mühürlenmeyi sürecinde biz yürütmeyi durdurmak için başvurduk ve idari mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı aldık.Ardından dört ay sonra mahkeme kararı bozdu ve Körfez Halkevi’ni mühürledi.Aslında halkevi faaliyetleri sonlandırılmıyor eğitim öğretim faaliyetinin yürütüldüğüne ilişkin tespit yapıldığı söylenen yeri mühürlüyorlar.Orada bu faaliyet yapılamaz şeklinde bu kararla hareket ediyorlar. Eğitim öğretim faaliyetinin yürütüldüğü yeri mühürlüyorlar.

Ardından 29 mart Halkevleri Batıkent şubesine geliyorlar orada tebliğ etme sürecine dair bir komisyon geliyor (mal müdürlüğünden, millieğitimden,kaymakamlıktan,zabıtadan ve emniyetten oluşan bir heyetle birlikte) tabi bu heyetle birlikte kolluk kuvvetleride geliyor ve Halkevi’nden yasadışı eğitim öğretim faaliyeti yapılıyormuş sosyal medya hesaplarınızdaki paylasimlarınızdan üzerinden tespit ettik  diyerek geliyorlar. Daha sonra oradaki yönetici arkadaşlarımız görüşüyor Halkevleri’nde yasadışı eğitim faaliyetinin olmadığını burada biz üyelerimiz ve çocuklarımızla ve onların çocuklarıyla birlikte kültürel ve sosyal faaliyetler gerçekleştirdiğini söylüyorlar. Bunun üzerine tutanak tutup  kapatma ve herhangi bir yeri mühürlemeye gerek görmüyorlar ve gidiyorlar. Daha sonra 30 Mart tarihinde Halkevi Batıkent, Halkevi Seyran ,Halkevi Keçiören şubesi ve Mamak’ta bulunan Ethem Sarısüluk Kütüphanesi’ne Ankara Valiliği’nin 30 Mart 2018 kararı gerekçe gösterilerek mühürlüyorlar .30 Mart tarihinde Halkevine  yönelik bu denetleme ya da herhangi bir yazılı bir belge ile tebliğ etmeden Halkevi Batıkent ve diğer şubeleri ve kütüphaneyi mühürlüyorlar.sonra öğleden sonra Keçiören Emniyet görevlileri heyetle birlikte geldiler ve dediler ki " biz bir yanlışlık yapmışız" deyip mühürlü kendileri aştılar buna benzer bir süreci Seyran ve Batıkent şubemizde de yaşadık. Ertesi gün tekrar gelerek hala burada eğitim öğretim faaliyeti devam etmektedir diyerek tekrar mühürlediler. Keçiören Şubesi’ne içerde hiç bir yönetici orada olmazken arkadaşlarımızı gözaltına aldılar.Üstelik Halkevi’nin yasal karar defterini alarak aynı şekilde Seyran ve Batıkent Halkevine de aynı uygulamayı yaptılar.

Bizim bu sürece dair değerlendirmemiz iktidar Halkevleri’ne yönelik bir süredir gözaltılar, baskılar ve tutuklamalarla bunu bir terör faaliyeti için sokmaya çalıştı ancak başarılı olamadı ve gözaltındaki ,tutuklanan arkadaşlarımız serbest bırakıldı.Bu sürecin hemen ardından bizim çocuklarla yaptımız çeşitli kültürel faaliyetlerdir bunu sosyal medyadan yaptıkları tespitle gerekçelendirerek yapıyorlar. Bu şekilde valilik hukuksuz bir süreci işletiyor.bununla ilgili hukuksal süreci önümüzdeki başlatıyoruz. Hem suç duyurusunda bulunacağız hem yürütmeyi durdurmaya ilişkin hukuki yollara başvuracağız.

Biz bilimsel ve laik eğitime inanan bu çerçevede üyelerimize, üyelerimizin çocuklarına Halkevleri’nin şubelerinin bulunduğu her yerde çalışmalar yürütmeye devam edeceğiz.
Bilimsel ve laik eğitim en temel insan haklarından bir tanesidir. Çünkü her çocuk rekabete dayalı olmayan, gerici olmayan ve cinsiyetçi olmayan eğitimi alma hakkıdır. Biz tüzüğümüzde yazılı bir şekilde ve amacına uygun olarak bilimin ve laikliğin rehberliğinde çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bunu yeri geldiğinde şenliklerle yeri geldiğinde seminerlerle yapıyoruz. 86 yıllık köklü bir kurumdur Halkevleri kurulduğu günden bu güne kadar  yurdun dört bir yanında inandığı iki temel olan laiklik ve bilimden asla taviz vermemistir. Biz iktidarın temel sorununda laiklik olduğunu düşünüyoruz. Biz bilimsel temelli eğitime, laik eğitime ve kadın erkek eşitliğine inanıyoruz."