Haplaştırılmış hayat içinde zamana yolculuk

Haplaştırılmış hayat içinde zamana yolculuk

Haplaştırılmış hayat içinde zamana yolculuk Sami GünalHayvanlar âleminde zamanlama kavramı iki boyutludur. Temelde ikisi de biyolojik: Beslenme ve üreme. Eklemlemek gerekirse bu iki ana yaşamsal faaliyete bağlı olarak geliştirilen savunmaya da harcadıkları bir zaman var. Bu...

Sami Günal

Hayvanlar âleminde zamanlama kavramı iki boyutludur. Temelde ikisi de biyolojik: Beslenme ve üreme. Eklemlemek gerekirse bu iki ana yaşamsal faaliyete bağlı olarak geliştirilen savunmaya da harcadıkları bir zaman var. Bu zamanlama faaliyetleri içgüdüsel olduğu için öyle -kökten yok da değil ama- akla dayalı her an yenileyebildikleri derin bir stratejileri de yok. Evrimleşme sürecinde öğrendikleri var. Savunma stratejileri çok basit. Kaçma ve saldırma üzerinedir. Aslında bu noktada, bilgiden yoksun hareket etmiş oluyoruz. Hayvanlar ailesinin kimi üyelerinde sadece topukları yağlamaya yönelik bir savunma davranışı olmayıp biyolojik tarihleri itibariyle geliştirdikleri içgüdüsel savunma/korunma becerileri de var.

Hele bir görün bakalım tavşanın yiyecek bulmaya çıkarken yavrularını âlemin diğer yırtıcı üyelerinden korumak için nasıl bir saklama şekil ve taktiği uyguladığını! Örneklemeleri çeşitlendirelim biraz. Kendisini düşmandan korumak için ölü taklidi yapanları mı; ya da bukalemun olma pozisyonlarına bürünenleri mi; yoksa toprak altı yuvanın içinde nöbetleşe dışarı çıkıp gözetleme yapanını mı ararsınız? Hani o savunma amaçlı dikine kaykılmış halde verdikleri pozla ünlü ve sevimli olan mirketleri anımsadık mı? Ya düşmanı korkutmak için cüssesini ya da dikenlerini kabartanlara ne dersiniz?

Savunma ya da avlanma mekanizmalarını geliştirmek ve kolaylaştırmak için hayvanların sayı ve zaman kavramını da hesaba kattıkları bilinir. Hayvanların azlık-çokluk algılamalarına yönelik sayı kavrama yetenekleri üzerinde deneysel çalışmalar olduğunu biliyoruz. Örneğin bir papağan türü ile kimi şempanze türleri gibi yine bazı hayvan türlerinin bu zekâ düzeyini gösterdiği gözlemlenir. Hayvanlar sayı saymayı bilmezler ama sayı çokluğunun işe yaradığını bilirler. Misal, aslanlar kolay avlanmak, bizonlar ise kolay ve güvenli savunu yapabilmek için sürüler halinde hareket ederler.

Televizyonda karşınıza bir hayvan belgeseli çıksa kanal değiştirmeye gönlünüz el vermez. Bizim yazı da o hesaba dönüşmüşken biz yine de meramımıza dönmeye çalışalım. Hayır hayır! Bu yazıyı toparlayamayacağım! Zamana uymayı/uymamayı yazacakken boş avara satırlarla zaman tüketiyorum. Bakalım sonu nereye varacak? Hayvanlar âleminden destek ve feyz alarak insanın zamanı katletmesine girecektim. Yukarıdan bu yana hayvanların avlanma-üreme ve korunma ahengindeki zamanlama taktik ve riayet etme konularının içinden çıkabildim de düzeni bozuk insana girmeyi henüz beceremedim. İçinde bulunduğum insanlık âlemi bendenizin de düzenini bozdu.

Hayvanlar âleminde öğreneceğimiz çok şeyler var çok! Zamanı kullanış şekillerini iki üç boyuta indirgeyerek küçümsesek de zamanlama ahenklerine ancak hayranlık duyabiliriz. Dünyanın dengesinin bozulmasına hayvanların bir katkısı yok. İnsanlar, dünyanın dengesini bozdukları gibi hiç yere ya da hakkı olmadıkları halde birbirlerinin düzenlerini de bozarlar. Bu da modern hayatın/kentleşmenin gelişmesiyle yaygınlaşan bir olgudur. İlkel zamanlarda bu yoktu ya da o kadar değildi. İşte “o kadar'' diye serzenişle beraber ölçümlenmeye başlanan nokta, modern hayatın/kentleşmenin başladığı anlardır.

Kentleşme, insana hız ve zaman kavramını dayatır ve öğretir. Eğer ki toplumsal dokuda varsa azgelişmişlik, zamanın kullanımını aksatan unsurlar oluşacaktır. Bunun da temeli ya çarpık kentleşme ya da bu sebepten mütevellit ahlaki bozulma temelli saygı erozyonudur. Bir de bu çarpık gelişimin doğuracağı bağlı ekonomik sistem oluşacaktır. Sistem altta kalanın canı çıksın-aç kalsın sistemidir. Bu sistem içinde asgari “zıkkımlanma'' telaşının beraberinde teknolojik nimetlere sahip olunma dürtüsü ya da bilinçli arzulamayla çirkin bir yarışa sürüklenmektedir insanlık. Sonu, borç harç yıkım.

Oluşan çarpık sosyal yapılanma içinde pay ve parsa kapma yarışı başladığında ahlakınız ve özsaygınızla birlikte çevreye olan duyarlılığınızı da yitirirsiniz. Bu saygı örgünüz kaybolduktan sonra da türdaşlarınızı hiçe saymaya başlarsınız, gözetmezsiniz. “Kötü para iyi parayı kovarken'' paranız artsa da kültürünüz azalacaktır. Dolayısıyla alt kültür grubu üyesisinizdir artık. Hayırlı olsun(!)

Evet evet, insanı yakalamışken bırakmayalım! Peki, ah insanlar diyerek devam edelim.

Toplumsal gelişmişliklerimize göre davranış farklılıkları gösteririz. Kimilerimiz olması gereken gibi medenice; kimilerimiz de keyfe keder riayet ederiz zamanlamaya. Randevu yerindeki bekleyenimizin -zamanlarını çalışımızı- hiç yüksünmeden nişan sütunu niyetine o yerinde bırakırız. Beklet babam beklet!

Kentleşme kavramının başlangıcına dair tarihin daha gerilerine gitmeksizin modern anlamdaki kentleşmenin başlangıcı olarak baz alacağımız Sanayi Devrimi’nin doğurduğu modern kentleşme, bize zaman kavramının gereğini ve değerini öğretmiştir. Zaman; akıp giden bir mefhum olması hasebiyle modern hayatlar içinde bizi yarışa mecbur kılan bir mevladır. (efendi, köle sahibi)

Günümüzde, artık başarının ölçüsü haline gelmiştir zamanı kullanabilme yeti ve yetkinliği. Plansız programsız hareket ettiğinizde darma dağın olursunuz. Zamanı tümden tüketmiş olmanıza rağmen bir gün olsun baştan sona tüm işlerinizi tüketememiş olduğunuzu görerek hep yakınırsınız, hep yakınırsınız! Tam da bu noktada Goethe’nin “Zamanı iyi kullanırsanız yeterli zaman bulabilirsiniz.'' tavsiyesine kulak verirsek programlamanın, zamanın öğretmeni olduğuna dikkatimizi çekmiş olacağız. Yani “zaman yönetimi'' diye bir kavramın varlığını anımsayacağız. Aynı zamanda zaman yönetimi denen becerinin, insanın kendi kendisini yönetme becerisi olduğunu göreceğiz.

Bazen şeş derken beşi de görebiliriz. Attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değmeyebilir. Zaman kullanımında esas olan verimliliktir. Hani, çocuğunuzla sevgiden yoksun bir beş saat yan yana durmak mı, yoksa kırk beş dakika sevgi halesi içinde sarmalamak mı iyi? Esas olan kaliteli zaman paylaşımı ve onun doğuracağı verimliliktir.

Bundan hareketle ters köşe bir açımlama yapalım. Yüz kırk karakterlik hayatlara sıkıştırılmış insanları sıkmamak, -okur sayısını azaltmamak- adına kısa olsun çabasıyla yazıda hiç de bir şey anlatamamak daha mı iyi? Yani, o kısa dediğin zamanın tümden buharlaşması söz konusu değil mi? Uzun ama anlamlı yazılara, hız hastalığına yakalananların uzattıkları dil karşısında ilaç gibi gelen bir söze sarılırım.

“Kusura bakmayın, kısa yazacak kadar vaktim yok.''

Hıza dayalı zaman tüketiminden vazgeçmeliyiz. Bilmem haberdar olanımız var mı? Nitekim şimdi, insanlığı yüz kırk karakterli hayatlara hapsedenler, duyulan yetersizlik karşısında iki yüz seksen karaktere çıkartma denemesi yapıyorlar şimdilik çok sınırlı aboneleri arasında.

Dayatılan kapitalist fikriyatların nesnesi olunmamalıdır. Yüz kırk karakterlik haplaştırılmış hayatlar en sonunda insanlığı haplaştırılmış beslenmeye götürüyor. Dayatılanların süksesine kapılmayınız. Sofra ritüelinin yarattığı terapi ve keyif gücünün kaldırılmasına taraf olanlar parmak kaldırsınlar. E, ne bu boş dayatmaları çağın gereği diye kabule boyun eğmek? Ne o, yüz kırk karakterlik hızlandırılmış hayatlarla şimdiye kadar devrim yapabildiniz mi de uzun fikirleri gereksiz görmeye başlattılar size? “Hap hayat'' fikir(sizlik)lerden vazgeçin. Kansere niye şaşırıyorsunuz? Çok mu sürpriz? Üç buçuk ilaç sanayii tröst ve teröristinin kârı maksimize iştihasına alet olmayın. Tüm biyolojik ve ruhsal hızlar insanlığı hasta ediyor. Anlınızda denek ve kurban etiketi var.

Yukarıda, zamanın kullanım saygısına dair “Toplumsal gelişmişliklerimize göre davranış farklılıkları gösteririz.'' demiştik. Evet, illaki zamanı hızlı akıtmak demek tuzağa düşmek anlamına gelmez. Kastımız, hız tuzağına düşmeden verimli kullanımı artırmaktır. Tabii ki tembelliği olumlamak değil.

Zamanın algısı, her yönüyle farklılaşmıştır diyebiliriz artık. Günümüzde ekonomide tıpkı emek, doğal kaynaklar, sermaye ve teşebbüs gibi üretim faktörleri arasında sayılmaya başlanılmıştır zaman. Hasılıkelam önemli ve etken bir kaynaktır. Zamanın ekonomik değerini algılamamıza yarayacak bir atasözümüz de var. “Vakit nakittir.'' Dönüşebilirlik katsayısı yüksektir. Kaçışı yok. İllaki harcanan bir kaynaktır, durduramazsınız. Anca, doğuracağı sonucu yönlendirebilirsiniz. Zamanın içinde üreten ekonomi de tüketen ekonomi de yaratabilirsiniz. Zaman nasıl talep edilirse kendini öyle kullandırır.

Zamanı iyi kullanamayan kişi ya da toplumlar keseden yiyor sayılırlar. Örneğin uzay çağını başlatanlar, şartlar oluşmasına rağmen birkaç yüz yıl daha mahsusçuktan beklemiş olsalardı insanlık medeniyet yolunda bu seviyeye gelmemiş olacaktı. Biraz da çarpıcı bir örnekleme yapalım. Mesela hoş, pek de sağlıklı olduğu söylenmese bile uzay çalışması olmasaydı mutfaklarımızdaki teflon tavalar olamayacaktı. Daha neler neler!

İşte, gelişmişlikle gelişmemişlik makasını açan bir maniveladır zamanın kullanılma biçimi. Unu, şekeri, yağı helva yapan bir ustadır. Objektiftir. Zamanı ertelerseniz olmaz.

Hayır, bu yazı hiç te kurguladığım gibi olmadı. Şu yazımına devam ettiğim bitiş paragrafım bile durup dururken aniden bu yazının ağırlığına ters düşecek. Güya ABC Yayın Koordinatörü Serdar Nazım Yüce ile Haber Müdürü Orhan Şahin’in onuruma verdikleri daha doğrusu vereceklerini umduğum bir daveti yazacaktım. Bu davette heba edilen zamanımın şikâyetini dile getirecektim amma yazı beni farklı yerlere sürükledi. Davetin intikamını almam lazım. İlgili o yazımı, kavramsal olarak bağlı olan bu yazının arkasında bilsinler ki bir pazar günü yazısı hoşluğu içinde servise sunacağım, bekleyiniz efendim…

"Haplaştırılmış hayat içinde zamana yolculuk" haberi, 09 Ekim 2017 tarihinde yazılmıştır. 09 Ekim 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan Haplaştırılmış hayat içinde zamana yolculuk haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Haplaştırılmış hayat içinde zamana yolculuk 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 19 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 11:33 NASA Uyarıyor: Starlink Uyduları Dünya'nın Manyetosferini Tehdit Ediyor!
  2. 11:30 Cem Yılmaz'ın "CMXXIV" Gösterisinde Espri Konusu: Nafaka!
  3. 11:28 Yüzde 50+1 kuralına Saray'dan olumsuz yanıt geldi: Boşuna uğraşmasınlar
  4. 11:23 Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar: Doğalgaz ve elektriğe mayıs ayında zam yok
  5. 11:20 İzmir Seferihisar Açıklarında 4,5 Büyüklüğünde Deprem: AFAD'dan Son Dakika Açıklaması
  6. 11:18 Nuri Alço'nun sağlık durumunda yeni gelişme
  7. 11:16 Rusya'nın Stavropol Bölgesinde Tu-22M3 Bombardıman Uçağı Düştü
  8. 10:59 İstanbul'da 2 İETT otobüsü çarpıştı: Yaralılar var
  9. 10:51 İkinci el otomobilde fiyatlar uçtu
  10. 10:48 Mehmet Şimşek açıkladı: Kamuda kemerler sıkılacak
  11. 10:40 Trol çeteleri, kendilerini besleyenleri hedeften çıkarabilmek için sağa sola pervasızca saldırıyor
  12. 10:35 İstanbul’da feci kaza: Kamyon ile otomobil çarpıştı: 2 ölü 4 yaralı
  13. 10:30 Karar yazarı Yusuf Ziya Cömert: Mehmet Şimşek de müteahhitlere kıyamıyor
  14. 10:22 İyi Parti'den istifa eden Salim Ensarioğlu: 60 milletvekili kendisine yer arıyor
  15. 10:17 AK Parti'yi yönetenler acilen istifa etmeli ve kendilerinden sonrakilere yol açmalıdır
  16. 09:52 Şahan Gökbakar Yılmaz Morgül'ü ti'ye aldı
  17. 09:46 AK Parti MYK'da 31 Mart analizi: En büyük darbe eski AK Partililerden
  18. 09:41 Göçmen işçi dönemi başladı: Özlem Zengin inkar etti, AK Parti'nin programında yer aldı
  19. 09:36 George Russell: Şu anda ince marjlarla dolu bir savaşın içindeyiz
  20. 09:32 Ahmet Tatlıses'in avukatı: İbrahim Tatlıses'in akli dengesi yerinde değil
ABC Kritik Haberleri