İBB'yi teftiş eden heyetin başkanı neden değişti?
İBB'yi teftiş eden heyetin başkanı neden değ... T24 yazarı gazeteci Tolga Şardan, İBB yapılan teftişi yazdı, Diyarbakır Bağlar Belediyesi'nin dosyasını hatırlattı.
Görevden ayrılan başmüfettişin adını polemik yaratılmaması amacıyla vermiyorum. Ayrıca, bizzat bildiğim bürokrattır. Yirmi yılı aşkın süredir Mülkiye Teftiş Kurulu'nda görevlidir. Sonradan heyet başkanı olan Yıldırım'dan en az on yıl da kıdemlidir. Kendisinden kıdemsiz başmüfettişlerin vali olmasına rağmen vali olmak için idarenin suyundan yürümeyen bir devlet görevlisidir
İçişleri Bakanlığı'nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik gerçekleştirdiği teftişin savcılığa ulaşmasıyla beraber yeni tartışma başladı.
Tartışma önemli. Zira, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İçişleri Bakanlığı'nca görevden alınmasının önünü açan sürecin ilk aşaması özel soruşturma raporunun hazırlanıp savcılığa gönderilmesi.
Ardından adli soruşturma çerçevesinde YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle aldığı hapis cezasının görevden alınmaya gerekçe olamaması sebebiyle bu kez terör örgütü / örgütleri bağlantısı gerekçe gösterilip görevden alınabilecek İmamoğlu.
İmamoğlu'nu taça çıkartmak isteyen iktidar, İçişleri Bakanlığı marifetiyle savcılığa gönderilen 578 sayfalık raporla seçim öncesinde süreci lehine yönetmeye çalışıyor.
* * *
Siyasi ve adli süreç devam ederken, İBB soruşturması çerçevesinde İçişleri Bakanlığı bünyesinde bürokratik anlamda kamuoyuna henüz yansımamış bir gelişmenin yaşandığını belirteyim.
İBB'deki iddiaların gündeme gelmesiyle Bakanlık, Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı bünyesinden başmüfettişlerin yanı sıra maliye, ticaret müfettişleri ve MASAK uzmanlarından oluşan teftiş heyetini İstanbul'a görevlendirdi.
Geçen yıl bu tarihlerde Bakan Süleyman Soylu'nun onayıyla çalışmaya başlayan müfettişler, belediye yönetiminden gelen belgeleri ve bilgileri değerlendirmeye aldı.
Günler günleri kovalarken yaz aylarında ilginç gelişme yaşandı. Soylu'nun onayı doğrultusunda teftiş heyetinin lideri olarak görevlendirilen Mülkiye başmüfettişi, görevden affını istedi.
Sağlık sorunlarını gerekçe göstererek görevden ayrılan başmüfettişin yardımcılığını yürüten isim Arif Yıldırım ise heyet başkanı olarak görev aldı.
Yıldırım'ın ismi üzerindeki tartışmalar malum. Kendisi daha önce AKP'den milletvekili aday adayı olmuştu. Daha önce de İmamoğlu'nun önceki görev yeri Beylikdüzü Belediyesi'ni teftiş eden Yıldırım, heyet lideri olarak soruşturmayı yönetti.
Görevden ayrılan başmüfettişin adını polemik yaratılmaması amacıyla vermiyorum. Ayrıca, bizzat bildiğim bürokrattır. Yirmi yılı aşkın süredir Mülkiye Teftiş Kurulu'nda görevlidir. Sonradan heyet başkanı olan Yıldırım'dan en az on yıl da kıdemlidir. Kendisinden kıdemsiz başmüfettişlerin vali olmasına rağmen vali olmak için idarenin suyundan yürümeyen bir devlet görevlisidir.
Bu cümleleri söz konusu başmüfettişi övmek için – kaldı ki işini iyi yapan bir kamu görevlisidir - yazmadım. Tam tersine böylesi görev anlayışı olan bir başmüfettişin görevden ayrılması sürecine dikkat çektim.
Bakanlık kulislerinde; söz konusu başmüfettişin, sürecin kamu görevi safhasından çıkılarak siyasi sonuç yaratılmasına çalışıldığını görmekten "rahatsız olup" görevden ayrıldığı bilgisi mevcut.
Ayrıca, müfettiş raporu henüz tam olarak kamuoyuna yansımadı. Bakanlığın geçen hafta sonu yaptığı açıklamada yer verdiği bilgilerin raporun içinden olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Ancak kritik nokta, güvenlik soruşturması ile arşiv araştırmalarının yapılması uygulaması. Bakanlık, İBB'de işe alınanlar hakkında güvenlik soruşturması yapılması gerektiğinde ısrarlı.
İBB tarafı ise, özellikle belediye şirketlerine alınanlara yönelik güvenlik soruşturmasının yapılmasında yasal zorunluluk olmadığı görüşünde.
Daha önce Mülkiye Teftiş Kurulu'nda yıllarca görev yapıp emekli olan kaynağım, güvenlik soruşturması konusunda şu tespiti yaptı:
"Milli güvenlik açısından stratejik tesis veya projelerde çalıştırılacak olanlar dışında kamu personeli olmayan kişiler hakkında güvenlik soruşturması veya arşiv araştırması yapılamaz.
Zaten belediye veya bağlı idareleri bünyesindeki özel hukuk tüzel kişisi olan şirketler; kamu hizmeti verseler bile, kamu kurumu ya da kuruluşu olmadıkları için şirketlerde görev yapanlar, Anayasa'nın 128. maddesi ve 657 Devlet Memurları Yasası'nın 4. maddesi hükümlerine göre kamu görevlisi, dolayısıyla yaptıkları işte kamu görevi olarak kabul edilmemesi gerekir.
Ancak müfettişlerin raporda nasıl değerlendirme yaptığını görmeden kesin hüküm vermek doğru olmaz."
Ortaya çıkan tabloya bakıldığında; İBB'de yapılan teftişin sonuçları daha çok konuşulacak, gündem olacak.
Soru 2: Diyarbakır Bağlar Belediyesi'nin dosyası nerede?
Konu belediyeden açılınca yakın tarihte yaşanan bir olayı daha Büyüteç'te okurla buluşturayım.
Olayın yaşandığı yer Diyarbakır'ın Bağlar Belediyesi.
Bağlar Belediyesi'nin özelliği HDP'nin kalesi olarak bilinir. 2019'daki son yerel seçimler sırasında HDP'li başkan adayının YSK tarafından adaylığının kabul edilmemesiyle siyasi tartışmaların odağındaydı.
İddiaya göre, HDP'li adayın seçim dışı kalması sonrasında seçimi kazanan AKP'nin adayı Hüseyin Beyoğlu başkanlık koltuğuna oturdu.
Aradan geçen zaman zarfında belediye hakkında yolsuzluk, usulsüzlük ve kamu zararı iddiaları kentte konuşulmaya başlandı.
İddiaların artması üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı devreye girdi. Bizzat dönemin Başsavcısı Ahmet Yavuz, belediye hakkında iki klasör evrak ve fezleke hazırladı.
Başsavcı, sonrasında klasörlerle birlikte Ankara'nın yolunu tuttu. Başkentte dönemin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu ziyaret ederek durumu anlatıp, beraberinde getirdiği dosyaları teslim etti.
Edindiğim bilgiye göre; Adalet Bakanı Gül'den, ‘şimdilik ihbara kaydedin, ben inceleyeceğim' yanıtını alan Başsavcı Yavuz'a İçişleri Bakanı Soylu'dan da ‘teşekkür ederim Başsavcım, biz gereğini yapıp üzerine gideceğiz" sözlerini kulaklarıyla duydu.
O günden bugüne Bağlar Belediyesi hakkında adli veya idari herhangi bir işlem yapılmadı.
Tolga Şardan'ın yazısının devamı için lütfen linki tıklayınız
"İBB'yi teftiş eden heyetin başkanı neden değişti?" haberi, 27 Aralık 2022 tarihinde yazılmıştır. 27 Aralık 2022 tarihinde de güncellenmiştir. Politika kategorisi altında bulunan İBB'yi teftiş eden heyetin başkanı neden değişti? haberi 2022 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. İBB'yi teftiş eden heyetin başkanı neden değişti? 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Politika konusunda 26 Aralık 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.