İbrahim Tatlıses de Fethullah'ı işaret etti

Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan İbrahim Tatlıses, 2011 yılında kendisine silahlı saldırıda bulunan Abdullah Uçmak’ın Cemaatçi hakimler tarafından tahliye edildiğini ifade ederek şöyle yazdı: “Hapisten çıktıktan sonra bu kişi hakkında soruşturma dosyası açılmış, kendisi izlemeye alınmış, telefon dinlemeleri ve teknik takip yapılmış. Bu dosyayı açan savcı, başta Ergenekon olmak üzere pek çok kumpas davasının savcısı olan ve şu an FETÖ/PDY kapsamında hakkında tutuklama kararı olan ancak yurt dışına kaçmış Savcı Cihan Kansız'dır. Tabi bu dinleme ve teknik takipleri yapanlar da savcıya bağlı, emniyet içinde yuvalanmış FETÖ/PDY mensubu polislerdir. Maalesef bu yapılan izleme ve dinlemeler neticesinde bu kişinin bana saldırı gerçekleştireceği, saldırının gün ve saatine kadar FETÖCÜ Savcı Cihan Kansız ve FETÖCÜ polisler tarafından saldırıdan çok önce öğrenilmiştir. Ancak bunlar o dönem Beyaz Tv'de program yapmam, Ak Parti'den milletvekilli adayı olacak olmam, velhasıl AK Parti'ye yakınlığımdan dolayı bu silahlı saldırıyı engelleyebilecekleri halde bunu yapmamış ve silahlı saldırıya uğramama izin vermişlerdir.''

İbrahim Tatlıses’in o satırları şöyle:

“2011 yılı Mart ayında uğradığım silahlı saldırının baş faili Abdullah Uçmak, yine bana karşı işlediği bir suçtan dolayı hapisteyken silahlı saldırıdan birkaç ay önce kumpasçı hakimler tarafından tahliye edilmişti. Hapisten çıktıktan sonra bu kişi hakkında soruşturma dosyası açılmış, kendisi izlemeye alınmış, telefon dinlemeleri ve teknik takip yapılmış. Bu dosyayı açan savcı, başta Ergenekon olmak üzere pek çok kumpas davasının savcısı olan ve şu an FETÖ/PDY kapsamında hakkında tutuklama kararı olan ancak yurt dışına kaçmış Savcı Cihan Kansız'dır. Tabi bu dinleme ve teknik takipleri yapanlar da savcıya bağlı, emniyet içinde yuvalanmış FETÖ/PDY mensubu polislerdir. Maalesef bu yapılan izleme ve dinlemeler neticesinde bu kişinin bana saldırı gerçekleştireceği, saldırının gün ve saatine kadar FETÖCÜ Savcı Cihan Kansız ve FETÖCÜ polisler tarafından saldırıdan çok önce öğrenilmiştir. Ancak bunlar o dönem Beyaz Tv'de program yapmam, Ak Parti'den milletvekilli adayı olacak olmam, velhasıl AK Parti'ye yakınlığımdan dolayı bu silahlı saldırıyı engelleyebilecekleri halde bunu yapmamış ve silahlı saldırıya uğramama izin vermişlerdir. Anlayacağınız FETÖCÜ savcı ve emniyette ona bağlı olarak çalışan FETÖ paralel devlet yapılanması mensubu polislerce silahlı saldırıya uğrayacağım günü ve saatine kadar bilinmesine rağmen, silahlı saldırıya uğramama FETÖ/PDY tarafından göz yumulmuştur. Allah'ıma çok şükür, sevenlerimin duası ile hayatta kaldım ve öldürülmemi isteyen bu Fethullahçı teröristler hain emellerine ulaşamadılar. Ancak olay burada bitmiyor, anlaşılıyor ki yargı içerisine de yuvalanmış bu FETÖCÜLER bundan sonra da yargıdaki dosyalarıma müdahale etmeye karar veriyorlar ve üst üste aleyhime hukuka aykırı kararlar çıkmaya başlıyor. Hatta yakın zamanda halen devam eden uçak davası ile ilgili Yargıtay 12. Hukuk Dairesi skandal bir karara imza atıyor ve bu olay nedeniyle uğradığım 3 milyon dolar zararımın dışında, 6 milyon liralık evimin de hukuka aykırı şekilde 1,5 milyona kapatılmasını sağlayarak beni ciddi şekilde mağdur edip zarara uğratmışlardır. Basından takip edebildiğim kadarıyla bu kararı veren Yargıtay 12.Dairesi hakimleri Mehmet Uslu ve Ayhan Doğan şu anda FETÖ/PDY üyesi olmaktan soruşturuluyor.''