IMF'den uyarı: Küresel finansal kırılganlıklar, olumsuz şokların riskini yükseltebilir

IMF, Ekim ayı Küresel Finansal İstikrar Raporu'nu "Rotayı Sabitlemek: Belirsizlik, Yapay Zeka ve Finansal İstikrar" başlığıyla yayımladı. Raporda, nisan ayından itibaren küresel ekonomik faaliyetlerin yavaşladığı ve enflasyonun düşmeye devam ettiği belirtildi. Büyük merkez bankalarının parasal gevşemeyi sürdürmesiyle finansal koşulların uygun olduğu, gelişmekte olan piyasalarda dirençli bir yapı gözlemlendiği ve varlık fiyatlarındaki oynaklığın düşük kaldığı ifade edildi. Ancak, kısa vadeli riskleri sınırlayan bu uygun koşulların aynı zamanda kırılganlıkları artırarak uzun vadede finansal istikrarı tehlikeye atabileceği uyarısı yapıldı.

Raporda, devam eden askeri çatışmalar ve belirsiz politikaların ekonomik ve jeopolitik riskleri artırdığına dikkat çekildi. Ayrıca, belirsizlik ile piyasa oynaklığı arasındaki kopukluğun ani piyasa dalgalanmalarına ve varlık fiyatlarının hızla yeniden belirlenmesine yol açabileceği vurgulandı.

Yüksek seviyedeki borçlanmanın küresel bir sorun olmaya devam ettiği belirtilen raporda, ekonomik belirsizliklerin artmasının büyüme ve banka kredileri üzerinde aşağı yönlü riskler oluşturduğu ve bu belirsizliklerin küresel mali kriz seviyesinde artması durumunda küresel büyümede yıllık 1,2 puanlık bir düşüş yaşanabileceği ifade edildi. Bu durumun ticaret ve finansal bağlantılar aracılığıyla küresel etkiler yaratabileceği de kaydedildi.

Raporda ayrıca gelişmiş ekonomilerin para politikasındaki gevşemenin gelişmekte olan piyasalar üzerindeki baskıyı hafifletebileceği ancak ticaret politikaları ve Çin’in yavaşlayan büyümesinin bu ülkelerde finansal istikrarı zorlaştırabileceği belirtildi.

Küresel bankacılık sektörünün güçlü sermaye ve likidite tamponlarıyla direnç gösterdiği, ancak bazı kredi türlerinde batık oranların arttığı, faiz indirimlerinin banka kârlılıklarını olumsuz etkileyebileceği kaydedildi. Yapay zekanın sermaye piyasalarında kullanımıyla banka dışı finansal kurumların büyümesini desteklediği, ancak bu teknolojinin olası risklerinin de göz önünde bulundurulması gerektiği ifade edildi.

Kısa vadeli riskler kontrol altında görünse de kırılganlıkların arttığı ve politika yapıcıların bu kırılganlıkları sınırlamak için önlem alması gerektiği vurgulandı.