İstanbul Kent Savunması, İBB'ye sordu: Kabataş’a ne olacak?
İstanbul Kent Savunması, İBB'ye sordu: Kabat... İstanbul Kent Savunması, 27 Mart Pazar günü saat 14.00'te Kabataş İskelesi şantiye önünde "İBB'ye soruyoruz: Kabataş Meydan Düzenlemesinin Akıbeti Ne Olacak?" diyerek bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamayı Boğaziçi Dernekleri Platformu'ndan Kamile Yılmaz okudu. Açıklamada Kabataş Meydan Düzenlemesi'ndeki problemli noktalar sıralandı, İBB'nin katılımcı ve şeffaf bir süreç yürütmesi gerektiğinin altı çizildi.
İstanbul Kent Savunması, açıklamada taleplerini şöyle sıraladı:
1- Kabataş Meydan Düzenlemesi Projesi hakkında kamuoyuna düzgün bir açıklama yapılarak sürecin ne aşamada olduğunun belirtilmesini, ihale sürecinin ve kamuya maliyetinin açıklanmasını ve kurul onaylı projenin paylaşılmasını istiyoruz.
2- ‘Katılımcılık’ adı altında yürütülen çalışmaların sonuçlarına ne derece uyulduğunu ve bu çalışmaların tasarımı ne derece etkilediğini öğrenmek istiyor ve hâlâ gizli tutulan sonuç raporunun paylaşılmasını talep ediyoruz.
3- Eski İBB yönetiminin kente karşı işlediği suçların, verdiği zararların ‘kamu yararı’ adına sahiplenilmemesini; önceki yönetim tarafından planlanmış ya da uygulanmaya başlanmış projelere dair itirazların, gerekçeleriyle göz önüne alınarak, bu projelerin tekrar değerlendirilmelerini ve her proje için sorgusuz sualsiz tamamlama politikasından vazgeçilmesini istiyoruz.
Ne olmuştu?
Kabataş Meydan Düzenlemesi, meydanın ve iskelelerin kapatıldığı 2016 yılından bu yana çözümsüzlük içerisinde bitirilmeyi bekliyor. Kentin en önemli kamusal alanlarından ve ulaşım akslarından biri tam 6 yıldır karmaşık ve sorunlu bir sürecin sonuçlarını yaşıyor.
Kısa bir hatırlatma yapmamız gerekirse, 6 yıl önce, plansız, projesiz, tepeden inme karşımıza çıkartılan Kabataş Martı projesi, meslek örgütleri ve yurttaşların tepkisiyle, oluşan kamuoyunun etkisiyle tartışmaya açıldı ve sürecin sonunda engellendi. Ancak başlatılan çalışma dursa da kazılı devasa bir alan ve şantiye öylece kalmaya devam etti. Elimizde kala kala, deniz doldurularak uzatılan ve dolayısıyla vapura ulaşmak için üzerinde daha fazla yürümek zorunda kaldığımız iskeleler kaldı. Bunun sıkıntısını İstanbullular olarak hâlihazırda çekmeye devam ediyoruz.
Projenin iptaline, yeraltı otoparkının, tünelin ve çarşının yapılmayacağına sevinip öncesinde önerdiğimiz gibi ihtiyacı görecek boyutta, hafif, bir ya da birkaç iskele binası yapılmasını ve meydanın eski hâline getirilmesini yeni İBB yönetiminden beklerken karşılaştığımız manzara bizleri yeni bir çözümsüzlük ve karmaşanın içine sokacak gibi gözüküyor.
Sürecin başında, birçok başka alan, plan ve projede olduğu üzere, katılımcı bir yaklaşım geliştirmek istediğini beyan eden İBB, Kabataş için de online bir anket çalışması ve ilgili kurum, sivil örgütler, yurttaşlarla çalıştaylar gerçekleştirerek ve ayrıca uzman görüşlerini derleyerek bir yol haritası oluşturma iradesini gösterdi.
İBB birimlerinin yanı sıra MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden bir ekip de sürecin katılımcı bir şekilde yürütülmesi için görev aldı.
Ancak geldiğimiz aşamadan anladığımız kadarıyla, katılım ve tasarım süreci birbirlerinden kopartılmış, tasarım işi, koşullarını bilmediğimiz gayrı şeffaf yöntemlerle bir mimarlık ofisine verilmiş, katılımcı bir süreç için yürütülen çalışmalar ve oluşturulan dokümanların bir kısmı ise ya ortadan kaldırılmış ya da İBB’nin web sayfalarında kalmış; dolayısıyla, dile getirilen itirazlar, öneriler ve düşünceler pek dikkate alınmamıştır.
En son Ağustos 2021 tarihinde projenin 2 No’lu Koruma Kurulu’ndan onay aldığını öğrendik ancak kurul onaylı projeye henüz ulaşmayı başaramadık. Umarız bu açıklamamızdan sonra proje, kamuoyuyla paylaşılır.
Projenin ve sürecin ne aşamada olduğunu anlamaya dair yaptığımız araştırmada karşılaştığımız problemli noktaları madde madde paylaşmak ve herkesin huzurunda İBB’ye sormak istiyoruz:
- ‘Katılımcılık’ adı altında yürütülen çalışmalarda toplanan bilgiler neden değerlendirilmemekte? Örneğin, itiraz edilmesine rağmen tek (veya yüklenici firmanın sayfasında yazdığı gibi iki) katlı yeraltı otoparkının yapımında neden ısrar ediliyor?
- Şantiye alanını gezdiğimizde gördük ki, inşaat ile ilgili ne bir tabela, ne de firma adı bulunmakta! Aynı şekilde kamu kurumu İBB’nin sayfalarında da projeye dair hiç bir bilgiye ulaşamadık. Yüklenici firmanın kim olduğu, inşaatın ne kadar süreceği ya da projenin kaç liraya ihale edildiği gibi kamuoyunu ilgilendiren bilgilerin hiçbirini bilmiyoruz! Elimizde sadece, şantiye duvarlarını kaplayan üç adet temsilî resim bulunmaktadır. Bu resimlerden de projeye dair fikir edinmek mümkün değildir. Sayın yetkililer, projenin içeriği ile ilgili bilgileri ne zaman paylaşmayı düşünüyorsunuz?
- Projenin kendisine verildiğini (yakın zamanda ve resmî olmayan kanallardan) öğrendiğimiz mimar Arman Akdoğan, hangi şeffaf süreçlerden geçerek Kabataş gibi önemli ve ihtilâflı bir kamusal alanın tasarımında yetkilendirilmiştir? Belirlenme yöntemi bir yana, sürecin en başında bu bilginin kamuoyuyla, yurttaşlarla paylaşılması gerekmez miydi? Biz, önceki yönetim döneminde Kabataş için atanan mimar Hakan Kıran’ın süreciyle, mevcut yönetim döneminde atanan mimar Arman Akdoğan’ın süreci arasında herhangi bir fark göremedik. Nasıl bir yöntem farkı olduğunu açıklayabilir misiniz?
- Yetkili birim Etüd ve Projeler Dairesi Başkanlığı ile iletişime geçtiğimizde aldığımız bilgi şu oldu: ‘Kabataş inşaatı belli bir aşamaya geldiği için, bunca masraftan geri dönüş kamu zararına yol açar, o nedenle projeye devam etmek zorundayız’!
Kamu zararı/yararı söylemi, yeni yönetim de dâhil olmak üzere bütün kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin ortak ezberi durumunda. Mevcut İBB yönetimi, geçmiş dönemde başlanan, başında veya ortasında bırakılıp yarım kalan birçok projeyi, kamu zararı oluşmasın diye tamamladı, tamamlamaya da devam ediyor. Aynı mantık, Kabataş projesinde de sürüyor.
Soruyoruz: Kamuyu zarara uğratmamak adına verilen çaba, yapılan masraf ve ayrılacak bütçe yeni bir kamu zararı oluşturmayacak mıdır? Bunun gelecekte yaratacağı zarar neden düşünülmüyor? Ayrıca, otoparkın Kabataş’a getireceği fazladan trafik yükü, nasıl bir kamu yararı oluşturacaktır? En başından yanlış planlanan, yanlış projelendirilen bir süreç, sırf başlatıldığı için bitirilmek zorunda mıdır?
Biz burada herhangi bir kamu yararı görmüyoruz! Kamuyu zarara uğratmama retoriğinin de ayrıca sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz.
Yukarıda saydığımız bilgiler, gelişmeler ve sorduğumuz sorular ışığında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’ndan taleplerimiz şunlardır:
1- Kabataş Meydan Düzenlemesi Projesi hakkında kamuoyuna düzgün bir açıklama yapılarak sürecin ne aşamada olduğunun belirtilmesini, ihale sürecinin ve kamuya maliyetinin açıklanmasını ve kurul onaylı projenin paylaşılmasını istiyoruz.
2- ‘Katılımcılık’ adı altında yürütülen çalışmaların sonuçlarına ne derece uyulduğunu ve bu çalışmaların tasarımı ne derece etkilediğini öğrenmek istiyor ve hâlâ gizli tutulan sonuç raporunun paylaşılmasını talep ediyoruz.
3- Eski İBB yönetiminin kente karşı işlediği suçların, verdiği zararların ‘kamu yararı’ adına sahiplenilmemesini; önceki yönetim tarafından planlanmış ya da uygulanmaya başlanmış projelere dair itirazların, gerekçeleriyle göz önüne alınarak, bu projelerin tekrar değerlendirilmelerini ve her proje için sorgusuz sualsiz tamamlama politikasından vazgeçilmesini istiyoruz.
İstanbul Kent Savunması olarak Kabataş sürecinin takipçisi olmaya ve gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğiz!
"İstanbul Kent Savunması, İBB'ye sordu: Kabataş’a ne olacak?" haberi, 27 Mart 2022 tarihinde yazılmıştır. 27 Mart 2022 tarihinde de güncellenmiştir. Türkiye kategorisi altında bulunan İstanbul Kent Savunması, İBB'ye sordu: Kabataş’a ne olacak? haberi 2022 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. İstanbul Kent Savunması, İBB'ye sordu: Kabataş’a ne olacak? 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Türkiye konusunda 22 Kasım 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.