Kenya’da Yaşlılar “Cadı” İddiasıyla Öldürülüyor: Miras Kavgalarının Ardındaki Gerçekler

Kenya'da yaşlılar, miras anlaşmazlıkları yüzünden "cadı" oldukları iddiasıyla öldürülüyor. BBC'nin haberine göre, büyücülük ve batıl inançlar, yaşlıların arazilerini ele geçirmek amacıyla cinayetlerin meşrulaştırılmasında kullanılıyor. İnsan hakları örgütü Haki Yetu'nun raporuna göre, Kilifi sahilinde her hafta bir yaşlı bu nedenle hayatını kaybediyor.

Kenya'da yaşlılar, miras tartışmaları nedeniyle "cadı" oldukları iddiasıyla öldürülüyor. BBC'nin haberine göre, büyücülük ve batıl inançlar, yaşlıların arazilerini almak amacıyla öldürülmelerini haklı göstermek için kullanılıyor. Kenya, Malawi, Tanzanya ve Güney Afrika'nın bazı bölgelerinde, yaşlıların tapusu olmayan arazilerini aile içinde devretme ihtiyacı, "cadı avı" gibi bahanelerle cinayetlere yol açıyor.

Kenyalı insan hakları örgütü Haki Yetu'nun "Yaşlılar, Sınırda" adlı raporuna göre, Kenya'nın Kilifi sahilinde her hafta bir yaşlı, "cadı" oldukları iddiasıyla öldürülüyor. Kuruluşun program sorumlusundan Julius Wanyama, bu cinayetlerin genellikle aile içindeki miras ve arazi anlaşmazlıklarından kaynaklandığını ve "cadı avı" gibi gösterildiğini belirtiyor. Wanyama, öldürülen her 10 kişiden 7'sinin yaşlı erkekler olduğunu ve bu cinayetlerin çoğunlukla toprak mülkiyeti nedeniyle işlendiğini ifade ediyor.

Bu duruma karşılık olarak bölgede bir kurtarma merkezi bulunuyor; hayır kurumu tarafından işletilen bu merkez, saldırıya uğramış ve evlerine geri dönemeyen yaklaşık 30 yaşlıya ev sahipliği yapıyor. Nisan 2023'te yatak odasında palayla saldırıya uğrayan 63 yaşındaki Katana Chara, "Cadılıkla hiçbir ilgim yok. Büyük bir arazim var ve o da deniz kıyısında" şeklinde konuştu.

Benzer şekilde, 74 yaşındaki Tambala Jefwa da evinde iki kez saldırıya uğradı; ilk saldırıda bir gözünü kaybetti, ikinci saldırıda ise ölümden döndü. Eski bir kiralık katil, BBC'ye yaptığı açıklamada, her cinayet için 400 dolar aldığını ve "Eğer birisi yaşlı bir insanı öldürürse, bilin ki parasını ailesi ödemiştir" dedi.

Bu trajik durum, yaşlıların miras ve arazi mülkiyetinin, batıl inançlar ve yalan suçlamalarla nasıl bir tehlike haline getirilebileceğini gözler önüne seriyor.