Konteyner kentlerdeki yaşam travmaları derinleştiriyor!

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden neredeyse iki yıl geçti, ancak depremzedelerin büyük bir kısmı hala konteyner kentlerde yaşamlarını sürdürüyor. Bu geçici barınma alanlarının zorlayıcı koşulları, deprem sonrası yaşanan travmaları derinleştiriyor.

Travma ve Afet Ruh Sağlığı Çalışmaları Derneği (TARDE) tarafından UNICEF iş birliğiyle hazırlanan ve Bahçeşehir Üniversitesi'nde sunulan "Afetin Ruhsal ve Toplumsal Etkileri" başlıklı rapor, bu durumun çarpıcı detaylarını ortaya koyuyor. Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman illerinde yapılan araştırmalara dayanan raporda, konteyner kentlerdeki yaşam koşullarının travmalar üzerindeki etkileri vurgulanıyor.

Raporda yer alan bazı önemli bulgular:

21 metrekarede yaşam zorluğu: Beş kişilik bir ailenin 21 metrekarelik bir konteynerde yaşamaya çalışması, mahremiyet kaybına ve ruhsal sorunlara yol açıyor.

Sosyal alan eksikliği: Konteyner kentlerde sosyalleşme imkanlarının yetersiz olması, aile içindeki ilişkilerde bozulma ve şiddet gibi sorunlara sebep oluyor.

Sağlık sorunları: Kronik hastalıklar ve solunum problemlerinde artış gözlemleniyor.

Deprem tetikleyicileri: Elektrik kesintisi, artçı depremler ve gök gürültüsü gibi olaylar, güvensizlik hissi ve panik atakları tetikliyor.

Psikolojik etkiler: Katılımcıların yüzde 67,8’i orta ve şiddetli depresyon, yüzde 64,9’u ise orta ve şiddetli anksiyete yaşıyor.

Ergenlerde süregelen yas tepkileri: Çocuklar ve gençlerde kayıplara bağlı problemler ve derinleşen travmatik etkiler devam ediyor. Öfke, yeniden yaşantılama, aşırı uyarılmışlık ve kaçınma gibi davranışsal sorunlar yaygın.

Ruhsal bozukluk oranları yüksek: Depremin üzerinden 16 ay geçmesine rağmen yapılan araştırmalar, ruhsal bozukluk oranlarının hala yüksek olduğunu gösteriyor.

• Travma sonrası stres bozukluğu: Yüzde 43,6
• Anksiyete: Yüzde 64,9
• Depresyon: Yüzde 67,8

Birçok katılımcı, geleceğe dair umutlu olmadığını belirtiyor. Yaşam koşullarının iyileştirilmemesi halinde, bu sorunların daha da derinleşeceği ifade ediliyor.