Korkusuz yazarı Can Ataklı, Bakan Nebati’ye sordu: Dolar satan “akıllılar” kimdir, alan “aptallar” kimdir?

Gazeteci Can Ataklı, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin dolar kurundaki düşüşte “bireysel satıcıların” etkili olduğunu söylediği açıklamasını hatırlatarak, “Adam iddialı konuşuyor lakin nafile. Eğer gerçekten O gece bankalar hiç devreye girmediyse ve sadece bireysel satıcılar ortalıkta cirit attıysa güleç bakan en azından şunların cevabını vermeli. Her şey bu bireysel satıcılar arasında yaşandıysa, kim sattı kim aldı?” diye sordu.

Bakan Nebabi, dolar kurunda ani düşüş yaşanan 20 Aralık akşamına ilişkin olarak, “O gece dolar satılmadı. Kamu Bankaları devreye girmedi. Hiç kimse devreye girmedi. Bireysel satıcılar devreye girdi. Birbirleriyle yarıştılar” demişti.

Ataklı, Bakan Nebati’nin söz konusu açıklamasını hatırlatarak şunları kaydetti:

“Eğer bireysel satıcıların marifeti ile dolar yarım saat içinde tepe taklak olduysa, bu bireysel satıcılar akşamın o saatinde kerizleyecek bireysel alıcılar bulmuşlardır. Dolar satan “akıllılar” kimdir, alan “aptallar” kimdir?

Bakan Nebati: Küçük işletmelerin zarar etmesinin sebebi muhalefettir

Güya doları düşüren bu bireysel satıcılar hangi arada derede Adalet ve Kalkınma Partisi genel başkanını dinlemişler de artık ekonominin iyi yola girdiğine inanıp hemen ellerindeki dolarları “aptallara” satmaya başlamışlardır. Bu akıllı bireysel satıcılar birkaç dakika içinde Türkiye’nin artık ne kadar iyiye gittiğini anladığı halde, uzmanlık alanları bunları önceden sezinlemek olan koca bankalar neden hareketsiz kalmıştır?

Bu kadar “akıllı” bireysel satıcı varken bankaların anlı şanlı uzmanları “salaklıklarını” mı ortaya koşmuşlardır farkında olmadan yoksa aldıkları emir gereği “salağa” mı yatmışlardır?

Konu neresinden bakarsanız bakın oturmuyor. İktidarı elinde tutan güçler hiç utanmadan sıkılmadan doğru olmayan beyanlarını sürdürmektedir. Madem kendilerine bu kadar güveniyorlar, o halde bu güleç Bakan çıksın o gecenin “akıllı bireysel satıcılarının kim olduğunu” hem de “alıcıları” açıklasın. Bu olağanüstü ekonomi mucizesini başaran o bir avuç “bireysel satıcıyı” bütün Türkiye’nin tanıması ve bağrına basması gerekmez mi?”