Kumpas mağduru Teğmen Çelebi: Göreve hazırım

Ergenekon davasında “terör örgütü üyesi olmak'' suçlamasıyla 16,5 yıl hapis cezasına çarptırılan 41 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olan CHP Parti Meclisi Üyesi Teğmen Mehmet Ali Çelebi, 30 Ağustos Zafer Bayramı münasebetiyle CHP İl ve Merkez İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen panel öncesi konuştu. 
30 Ağustos’un Türk Milleti’nin hiçbir esaret zincirine boyun eğmeyeceğini göstermesi bakımından son derece önemli bir tarih olduğuna dikkat çeken CHP Parti Meclisi Üyesi Mehmet Ali Çelebi, 30 Ağustos ile Türkiye’ye barış ve huzur geldiğini ifade ederek: “Elbette 30 Ağustos’ta sağlanan huzurun, barışın, Atatürk’ün emanet ettiği Cumhuriyet’in savunucuları olmaya devam edeceğiz. Nereden gelirse gelsin Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılacak her yan bakış Türk Milleti’ni karşısında bulacaktır. Bizler bu ülkeyi yangınlar ortasında kurmuş bir gelenekten geliyoruz. Biz CHP olarak kuruluşun ve kurtuluşun partisiyiz. Bu nedenlerden ötürü hem genel başkanımıza hem de partimize saldırılar artmıştır. Partimizin düşünceleri toplumda yapılmaya çalışılan kutuplaşmaları bölen bir yapıya sahiptir. Bu nedenle hedef alınmıştır. Terör örgütlerinin ortak düşüncelerine bakıldığında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefeleri olduğu görülür'' dedi.
“SİLİVRİ’DE HUKUK BOMBALANIRKEN KİMSENİN SESİ ÇIKMADI''
Fethullahçı Terör Örgütü’nün kurduğu kumpaslar sonucunda haksız yere 41 ay cezaevinde yattığını kaydeden Mehmet Ali Çelebi: “FETÖ zamanında Silivri’de hukuku bombalarken kimsenin sesi çıkmıyordu. Şimdi de halkı bombalamaya başladılar. Zamanında FETÖ’nün bunu yapabileceğini her zaman dile getirmiştik ancak çok dikkate alınmamıştık. O zaman bir iş birliği vardı. İktidar tarihi FETÖ’nün kendisine dokunduğu tarihi baz alarak okumaya başladı. Bu nedenle milletimiz bedeller ödüyor ve ödemeye de devam ediyor. ''Aldatıldık, Allah affetsin, millet affetsin’ söylemleri ile günah çıkarılmaya çalışılıyor. Fakat hukuk sistemi içerisinde böyle bir kaide yok. İş İşleri Bakanı 81 vilayetin 74’ünün başında olan emniyet müdürünün, 6 bin 500 istihbarat elemanının 6 bininin FETÖ’cü olduğunu beyan ediyor. Aslında burada biz sızma değil tercih söz konusu. Dolayısıyla herkes tercihinin bedelini ödemek zorunda. Bu yapının siyasi uzantıları da temizlenene kadar takipçisi olacağız. 41 ay cezaevinde yattım, eşimle cezaevinde evlendim. Türk subayları olarak bizleri çağırdıklarında gittik teslim olduk. Hiçbir zaman başımızı öne eğmedik. Olmayan hiçbir şeyi söylemedik. Şimdi bu yapıdan içeri girenlerin başları öne eğildi. Cezadan sıyrılmak ve itirafçı olmak için birbirleriyle yarışıyorlar. Bizler hayatlarımızı içeride birleştirirken onlar dışarıda boşanmanın derdine düştüler. Bizi ''camileri bombalayacaklar’ iddiasıyla içeri attıranlar şimdi hem Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni hem de Akıncı Üssü’ndeki bazı camilere bomba yağdırdılar. Gelinen süreçte de ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha ortaya çıkmıştır'' diye konuştu.
“DARBE GİRİŞİMİ ATATÜRKÇÜ SUBAYLAR TARAFINDAN ENGELLENDİ''
FETÖ’nün kalkıştığı hain darbe girişiminin Atatürkçü subaylar tarafından engellendiğini vurgulayan Çelebi: “15 Temmuz darbe girişimi gösterdi ki bu darbeye dur diyenler çeşitli kumpaslar sonucunda hakları ellerinden alınan vatanını, milletini, devletini ve bayrağını seven Tük askerleridir. Türk Silahlı Kuvvetleri gerçekten emir, komuta zinciri içerisinde bu harekete girişmiş olsaydı o zaman bu darbenin karşısında kimse duramazdı. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ana gövdesini oluşturan Atatürkçü kesim darbeye ve darbecilere geçit vermemiştir. Eğer olur da bize de bir görev tevdi edilirse seve seve görevimizin başına döneriz'' şeklinde konuştu. 
CHP İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı ise Türkiye’de gündemin normalin çok üzerinde hızlı bir şekilde değiştiğini söyledi.
“KİN VE NEFRETLE HAREKET EDİLMEMELİ''
Normal şartlarda 1 yılda yaşanacak olayların neredeyse 1 haftada yaşandığının altını çizen Muzaffer Bıyıklı: “Genel Başkanımıza karşı düzenlenen saldırı girişimi detaylı olarak konuşulmaya başlanmadan Türk Silahlı Kuvvetleri sınır dışı harekat düzenliyor. Şehit cenazeleri artık o kadar sıradan hale getirildi ki haber programlarının gündemlerinde eskisi gibi yer almamaya başladı. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra suçlular yakalanarak tutuklandı ve hala çalışmalar devam ediyor. Gelinen süreçte yaşananlar bizi endişelendiriyor. Bu süreci farklı noktalara sürüklenmemesi gerekiyor. Darbe yapanlar, darbecileri destekleyenler hukuk önünde hesap vermelidir. Ancak sorumlular cezalandırılırken hukukun dışına çıkılmamalıdır. Kin ve nefretle hareket edilmemelidir. Hukukun üstünlüğü ilkesini gaye edinerek gereken cezalar verilmelidir'' açıklamasında bulundu.