Kürtçe krizi devam ediyor: Diyarbakır'da Kürtçe Trafik Uyarı Yazıları Tekrar Silindi

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin caddelerdeki Kürtçe trafik uyarı yazıları, Diyarbakır Valiliği tarafından tekrar silindi. İçişleri Bakanlığı'nın 26 Temmuz'da yayımladığı genelge gerekçe gösterilerek yapılan bu işlemler, Diyarbakır Barosu tarafından hukuki açıdan itiraz edildi ve genelgenin iptali için Ankara 10. İdare Mahkemesi’nde dava açıldı.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin kentin çeşitli caddelerinde sürücülere yönelik Kürtçe uyarı yazıları, Diyarbakır Valiliği tarafından bir kez daha silindi. Diyarbakır Baro Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, yazıların silinmesinin gerekçesi olarak İçişleri Bakanlığı'nın 26 Temmuz'da yayımladığı genelgenin gösterildiğini belirterek, genelgenin iptali için hukuki süreci başlattıklarını ifade etti.

Belediye, yaya geçişleri ve trafik ışıklarının bulunduğu caddelerdeki Kürtçe uyarı yazılarını yeniden yazdı. Ancak, valilik bu yazıları tekrar silmekte kararlı davrandı. Özdemir, Kürtçe veya diğer dillerde kamusal hizmet sunmanın Türkiye'deki yapısal ve anayasal mevzuat açısından hukuki bir sorun teşkil etmediğini söyledi. Kürtçe trafik işaretlerinin 15 yıldır kullanıldığını belirten Özdemir, belediyenin trafik kurallarına uyulmasını sağlamak için bu uyarıların gerekli olduğunu vurguladı.

Özdemir, İçişleri Bakanlığı'nın 26 Temmuz'da yayımladığı genelgenin Kürtçe trafik işaretlerinin silinmesi için bir emir içerdiğini ifade etti. Genelgeye göre, trafik işaretlerinin belirli standartlara uymadığı belirtilmiş, fakat Kürtçe dilinin kullanımının bu genelgenin hedefinde olduğu görülmektedir. İçişleri Bakanlığı'nın genelgesinin ardından Van, Diyarbakır, Batman ve Mardin'deki valilikler Kürtçe işaretleri silmeye başlamıştır.

Diyarbakır Barosu, İçişleri Bakanlığı'nın genelgesinin iptali için Ankara 10. İdare Mahkemesi'nde dava açtığını duyurdu. Özdemir, belediyenin çeşitli dillerde kamusal hizmet sunma yükümlülüğünün yasal bir engelle karşılaşmadığını, Kürtçe kullanımının önündeki engellerin hukuki açıdan değerlendirileceğini belirtti. Yazıların sürekli yazılıp silinmesinin merkezi bir kararın yerelde uygulanması olduğunu ve bunun, Kürtçeye yönelik tahammülsüzlükten kaynaklandığını ifade etti. İçişleri Bakanlığı'nın genelgesinin iptali veya yerel valiliklerin bu tür işlemlerine engel olacak düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurguladı.