Murat Ağırel yazdı: Sayıştay raporlarının anlattıkları

Bugün Türkiye'nin en büyük problemi nedir diye sorsanız, iktidara yakın vakıfların devlet malına çökmelerini söyleyebilirim.

O kadar çoklar ki kontrol edilemez noktadalar ve kamunun üzerine adeta sülük gibi yapışmış vaziyetteler.

En çok da belediyeler üzerinde duruyorlar. Belediyelerin koşa koşa sahip oldukları taşınmazları bunlara kiraladığına tanık oluyoruz.

AKP'li Kayseri Büyükşehir Belediyesine ait Sayıştay raporlarını okurken ise benzer, ancak bu sefer esnafı gözeten bir duruma denk geldiğim için anlatmak istedim.

Yeniçağ yazarı Murat Ağırel: Bu kulüpleri kim batırdıysa onlar kurtarsın

Onlarca dükkân, dernekler üzerinden kiraya verilmiş.

Bakın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 16'ncı maddesinde bir tanım yapılmış.

Bu kanuna göre belli sayıda dükkânın kirasını üstlenen dernekler "tacir" kapsamındadır. Yani tüccar sayılır.

Peki, ne olmuş hemen anlatayım…

Şehir merkezindeki yeraltı çarşısındaki 62 adet dükkân, Yıldızevler Mahallesi Doğu Garajı 180 adet dükkân, alt geçitteki 49 dükkân, Cumhuriyet Meydanı'ndaki 14 adet çiçekçi dükkânı, Mimarsinan alt geçitte 12 adet dükkân derneklere 10 yıl süre ile kiraya verilmiş. Kira artışları da ÜFE oranında artırılmış.

Bu kadar dükkânın kiraya verilmesi konusu kafamı karıştırdı ve derneği merak ettim.

Bu sefer TÜGVA, TÜRGEV beklerken beklediğim çıkmadı.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Hüseyin Beyhan'ı aradım. Sağ olsun sorularımın hepsine cevap verdi. Bu dernek veya dernekler kimdir diye sordum.

"Muhtarlar ve esnaf dernekleri" olduğu bilgisini aldım. Belediye ayrı ayrı kiralar ile uğraşmak yerine orada kurulmuş dernekler vasıtası ile kiralamalar yapmışlar.

Resmî bir açıklama olduğu için ve TÜGVA, TÜRGEV gibi yapılara böylesine büyük bir rant aktarılmadığı için size de anlatmak istedim.

Fakat takıldığım diğer bir durum vardı.

O da şu…

Sayıştay, Belediyedeki itfaiye memurluğuna geçişlerde bir gariplik olduğunu belirlemiş. Belediye İtfaiye Yönetmeliği'ne göre kural şöyle:

"Herhangi bir resmî kuruluştan veya belediyenin diğer hizmet birimlerinde asıl memur iken, belediye itfaiye erliğine geçmek isteyenler; 30 yaşını aşmamaları, 15'inci maddedeki yaş dışındaki diğer şartları taşımaları ve 16'ncı maddede öngörülen sözlü sınavda başarılı olmaları kaydıyla, 657 Sayılı Kanuna ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine uyularak itfaiye erliğine atanabilir."

Bir de tabii işin doğası gereği sağlık açısından kapalı mekan, dar alan ve yükseklik gibi fobisi olmaması kaydıyla itfaiye teşkilatının çalışma şartlarına uygun olması şartları aranıyor. En sonunda da atanacakların yazılı ve sözlü sınavları geçmeleri şartı aranıyor.

Ancak belediyede, 1 kişi bilgisayar işletmeni kadrosundan, 1 kişi 50 yaşında şoför kadrosundan, 13 kişi farklı tarihlerde uzman çavuş kadrosundan, 1 kişi de memur kadrosundan itfaiye erliğine, yönetmelikte aranan şartlar yerine getirilmeden ve sınav yapılmadan atanmışlar.

Haksız atama yapılmış yani…

Naklen itfaiye erliğine ataması yapılan kişilerin dosyalarında gerekli şartların sağlandığına veya incelemenin yapıldığına ilişkin bilgi yok.

Kiminin atanma tarihinde yönetmelikte aranan şartın tutmadığı görülmüş. Kiminin de sınavın yapıldığına dair belgelerin olmadığı görülmüş. Sayıştay da belediyeyi açıktan uyararak, "Yönetmeliğe uygun yapılmayan bu atamaların iptal edilerek bu kişilerin uygun kadrolara atamalarının yapılması gerekir" demiş.

Yeniçağ yazarı Murat Ağırel: Gelen tehlikenin farkında mısınız

Genel Sekreter Hüseyin Beyhan'ı hazır bulmuşken bu durumu da sordum. Doğruladı, "dosyalarında mülakat evrakları bulunamadı ancak devlet memuru statüsündeydiler zaten" diye cevap verdi.

Sonuç olarak Sayıştay raporları, aslında okumasını bilenlere çok şeyler sunuyor. Esasen bize Türkiye'deki belediyelerin ne halde olduğunu da gösteren çok çarpıcı tespitlere yer veriyor.

Açıkçası şöyle bir baktığımda benim dışımda bu raporları inceleyen ve ayrıntılı bir şekilde analiz edip muhatapları soranları da göremiyorum. Üzülüyorum. Benim de gözümden kaçırdığım ayrıntılar, yetişemediğim konular oluyor.

Sadece milyarlarca liralık usulsüzlüğü senelerdir bu raporlar sayesinde öğreniyoruz. Halkın okumasını bekleyemeyiz tabii ancak biz gazetecilerin bu raporlara eğilerek gerçeğe ulaşması gerekiyor.

Ben gördüğüm irili ufaklı olayları aktarmaya devam edeceğim…