Özgür Demirtaş ile Ümit Özat arasında Ali Koç tartışması

Prof. Dr. Özgür Demirtaş'ın "Galatasaraylıyım lakin Fenerbahçe şampiyon olsun. Ali Koç başarılı olmalı" sözlerinin ardından Fenerbahçe'nin eski kaptanı Ümit Özat da Sosyal medya paylaşımlarıyla sıkça gündem olan Prof. Özgür Demirtaş bu kez futbol yorumu ile gündem oldu.

Demirtaş, "Galatasaraylıyım. Ama ben bu yıl Fenerbahçe’nin şampiyon olmasını istiyorum. Ali Koç başarılı olmalı. Ayrıca takımların dengeli bir şekilde Şampiyon olması, bilançoları için iyi. Türk takımlarının en büyük problemi para yönetimi. Seneye Galatasaray, iki yıl sonra da Beşiktaş olsun" paylaşımını yaptı.

Binlerce yorum alan paylaşıma, Fenerbahçe'nin eski kaptanı ve teknik direktör Ümit Özat'tan da tepki geldi. Ümit Özat, Özgür Demirtaş'ın paylaşımının altına, "E millet de boşa para versin. Muhteşem tespit! Bu sene Fenerbahçe seneye Galatasaray sonraki sene Beşiktaş sonra Trabzonspor, aslında her sene biri olsun. Futbola burnunu sokmayan bir sen vardın! Zaten bitmişti futbol, şimdi de okeye döneriz! Kafaya bak ya. Biz bu adamı ülkenin en akıllılarından sanıyorduk" yorumu yaptı.

Özgür Demirtaş: Galatasaraylıyım ama bu yıl Fenerbahçe'nin şampiyon olmasını istiyorum

"Kısmet haklısınız..."

Bu sözler üzerine Özgür Demirtaş, Ümit Özat'a şu yanıtı verdi:

"Ümit bey merhabalar. Yorumunuzda kısmen haklısınız. Neden haklı olduğunuzu ve benim ne demek istediğimi tane tane anlatmak isterim. Haklısınız çünkü ben futboldan (Teknik anlamda) sizin anladığınızın 100’de biri bile anlamıyorum. Ancak bilançodan da sizin anladığınızdan bir parça daha fazla anlıyor olabilirim.

Türk Futbol takımlarının ekonomisi berbat durumda (tıpkı ülke ekonomisi gibi). Bunun en büyük nedenlerinden biri futbol takımı yöneticileri. Bu yöneticileri ben siyasetçilere benzetiyorum. Siyasetçiler (bakın siyasetçi diyorum devlet adamı değil), bir dahaki seçime kadar oy verenleri coşturmak için ellerinden geleni yapıp bol kepçeden para harcarlar. Seçimi kazanırlar lakin ülkenin geleceğini paramparça ederler. O yüzden biz güçlü siyasetçi değil güçlü kurum isteriz. Siyasetçiler gelip geçici, kurumlar kalıcıdır. Genelde oy verenler eğer teknik bilgileri yoksa bu basit gerçeği görmezler ve siyasetçilere aldanırlar.

"Takımlar borç içinde" 

Aynı şey futbol takımı yöneticileri için de geçerlidir. Kulüp başkanları holigan taraftarları ile tek vücut olup milleti kısa vadede saçma sapan pahalı transferlerle kandırıp ve coşturup, kulüplerin uzun vadesini mahvederler. Türkiye’de futbol takımları borç içinde. Anadolu takımları ise para bulamadığından iyice berbat durumda bu durumdan çıkmanın yegane yolu sadece futbolun tekniğinden anlayan başkanların gelmesi değil, aynı zamanda gaza gelmeyecek, kurumsal şirket yönetiminden anlayan, bilanço okuyabilen, finansal detayları görebilen başkanların gelmesi.

Özgür Demirtaş'tan 'Şakkadanak Necmettin Batırel'in ırkçı yorumuna sert tepki: Acemoğlu'nun ayakkabısındaki bağcığı bile olamazsın

"Ali Koç, kurumsallığın sözlük tanımı" 

Ali Koç bu konudaki en idealidir demiyorum Ama en azından soğukkanlı ve kurumsallığın sözlük tanımı. Ben biraz dengeli şampiyonluk olsun derken hem bu kurumsallığa vurgu yapmak, hem kulüpler arası para farkının azalmasını sağlamak hem de bunlar başarıldıktan sonra para farkından değil yetenek farkından ötürü şampiyon olunması sağlamak amacını taşıyorum. Eleştiriniz de haklısınız. Ancak bir de olaya bu yönden bakarsanız sevinirim. Selamlar."

"Kurumsal olunca başarı gelmiyor" 

Özat ise, Demirtaş'ın uzun açıklaması sonrası şu yanıtı verdi: 

"5 senedir kurumsal zaten kendisi. Kurumsal olunca da başarı gelmiyor. Örnek olarak sezon başında transfer edip kadroya bile almadığı Bruma'nın maliyeti 8.5 milyon Euro. NEREDE KURUMSALLIK?

Bu durumdan çıkmanın yegane yolu iyi bir altyapı oluşturmak ve yurt dışına kendi oyuncularımızı ihraç etmek. Fakat kimse buna sabır gösteremiyor.

Katbekat iyi anladığınızı cümle alem biliyor. Zaten finansal açıdan sizin görüşleriniz tüm kulüplerimiz için çok değerli. Fakat söz konusu kurumsallaşma vs. ise bundan önce değişmesi gereken şeyler var. Zihniyetler gibi..."