Salgın yasaklarını eleştiren savcı Eyüp Akbulut görevden alındı

Salgın yasaklarını eleştiren savcı Eyüp Akbu... Salgın yasaklarını eleştiren savcı Eyüp Akbulut hakkında inceleme başlatıldı. Akbulut YouTube üzerinden yaptığı yayında, salgın ile ilgili alınan yasaklarda kaunna aykırı durumlar olduğunu anlatmıştı.

Savcı Eyüp Akbulut hakkında inceleme başlatılmıştı ve HSK tarafından görevden uzaklaştırıldı.

Koronavirüs tedbirlerini eleştirerek resen soruşturma başlattığını YouTube üzerinden yayınladığı bir videoyla açıklayan Savcı Akbulut hakkında inceleme başlatıldı.

HSK Birinci Dairesi Akbulut ile ilgili inceleme başlatıp, müfettiş görevlendirdi. Ayrıca Şanlıurfa Valiliği de Akbulut hakkında idari ve adli inceleme başlatıldığını duyurdu.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını kapsamında alınan kararlara tepki gösteren Şanlıurfa Viranşehir Cumhuriyet Savıcısı Eyüp Akbulut, bugün YouTube kanalından bir video yayınladı ve salgın tedbirleri, maske zorunluluğu ve aşı uygulaması hakkında resen soruşturma başlattığını açıkladı.

Bu açıklamanın ardından Şanlıurfa Valiliği, yayınladığı videoda "Muhtemelen işimi kaybedeceğim" diyen savcı Akbulut hakkında idari ve adli inceleme başlatıldığını duyurdu.

Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Birinci Dairesi de Akbulut ile ilgili inceleme başlatıp, müfettiş görevlendirdi.

Eyüp Akbulut Youtube yayını videosu

Ne olmuştu?

Şanlıurfa Viranşehir Cumhuriyet Savıcısı Eyüp Akbulut, YouTube kanalından bir video yayınladı. Savcı Akbulut yayınladığı videoda salgın tedbirlerinin il hıfzıssıhha kurulları tarafından alınmasına, uygulamalar dolayısıyla verilen para cezalarına, aşı uygulamasında imzalatılan onay metnine ve siyasetçilerin, vatandaşlar kısıtlamaya dahilken kendilerinin 'kamu görevi dışında' evlere ziyarete gitmesine dair eleştirilerini dile getirdi.

Akbulut ayrıca bugün salgın tedbirleri, maske zorunluluğu ve aşı uygulaması hakkında resen soruşturma başlattığını açıkladı.

“BEN AŞI KARŞITI BİRİSİ DEĞİLİM”

Savcı Akbulut, “Ben aşı karşıtı birisi değilim” diyerek şöyle devam etti:

“Mesleğim icabı adıma aşı tanımlandığı için araştırmaya başladım. Ve araştırırken medyada, bilimsel verilerle de desteklenen, tıp sahasında uzman kişilerin beyanlarını, raporları gördüm bunlar kan dondurucu ifadeler… Ve bir Cumhuriyet Savcısı bunları ihbar kabul edip soruşturma yapmak zorunda, fakat bu dillendirildiği zaman insanlar cesaret edemiyor. Ben işim gereği bu hususta gerekli cesareti gösteriyorum. Herkes de haberdar olsun.”

Bakanlığı yayımladığı sağlığa zararlı maske markalarına ve maskelerin içinde zararlı olduğu öne sürülen maddelere dikkat çeken Savcı Akbulut, aşı olduktan sonra hayatını kaybeden kişileri hatırlattı.  

“BİR SORUŞTURMA BAŞLATIYORUM”

Savcı Akbulut, “Böyle ciddi bir meselede sadece ağız birliği yapan ve kendi içinde çelişen beyanlarda bulunan, zaman itibariyle de beyanları tutarlı olmayan şahıslar sürekli ekranlara çıkartılıyor. Diğer şahıslar ciddiye alınmıyor” dedi.

“Bir soruşturma başlatıyorum” diyen Savcı Akbulut, şöyle devam etti:

“Maskelerin içeriği hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun zehirli madde katma başlıklı 185. maddesi kapsamında değerlendirilmek üzere; yine aşılar hakkında, aynı kanunun 187. maddesi, ‘kişileri sağlığı ve hayatı bakımında tehlike oluşturabilecek şekilde ilaç yapma ve satma’ başlıklı suç kapsamında değerlendirilmek üzere; resen soruşturma açıyorum. Herkes böyle bir soruşturmanın varlığından haberdar olsun. Ve elindeki delilleri bu soruşturmaya göndersin. Bunlar çok ciddi iddialar. Ben zaten ilgili kurumlara müzekkere yazıp delil toplamaya başladım. Fakat ilgililer de bu noktada taşın altına elini koysunlar.”

“LEBALEP PARTİ KONGRELERİ YAPILMASI…”

Savcı Akbulut, şunlara dikkat çekti:

“Yeterince insanımız intihar etti, yeterince insanımız iflas etti, bir takım grafiklerle, bunların söylenen boyutta olmadığı iddia ediliyor. Ben işim gereği günde onlar insan dinliyorum. Kimlik tespitinin yapılması bağlamında, mesleğini, aylık gelirini sorduğum zaman, onlarca insandan bu ilçede ‘falan işi yapıyordum fakat pandemi’ sözünü işittim. Hiçbirimiz yerden bitmedik, bu milletin evladıyız, yaşanana yakinen şahidiz. Bu tedbirler alınmasına rağmen, lebalep parti kongreleri yapılması, statüye göre cenaze törenleri düzenlenmesi tedbirlerin gereksizliğini ortaya koyar.”  

“MUHTEMELEN İŞİMİ KAYBEDECEĞİM, BAŞIMA BELA ALACAĞIM, FAKAT…”

“Muhtemelen işimi kaybedeceğim, başıma bela alacağım, fakat haysiyetli bir hukukçunun bunu yapması lazım” diyen Savcı Akbulut, açıklamasını şöyle sonlandırdı:  

“Bu hususta kimse çıkıp da bizi alaya almaya kalkmasın. Hiç kimse o beyan sahiplerini, millete hakaret etsin, tahkir etsin diye çıkartmıyor. Hiç kimse bizi kedi köpek gibi aşılayamaz.

Ben işimi gereği gibi yapmaya ve sonucunda da ceremesini çekmeye hazırım. Şayet öyle bir şey olursa, bunu yapanlar utansın.”

 

Eyüp Akbulut Youtube yayını videosu deşifre, tam metin

Beni Eyüp Akbulut Cumhuriyet savcısıyım. Bu da benim mesleki kimliğim. Bu video kaydını. Uzun zamandır izlediğim haksızlıklar hakkında konuşmak ve başlatılmış olan bir soruşturmada insanları haberdar etmek için yapıyorum. Birazdan anlatacağım. Hususların bugüne kadar pek çok etkili Farklı meslek gruplarından insanları anlattım. Fakat onlar benim yapmak istediğimden ve mevzuat gereği yapılması Gerekende onun başına iş alırsın. İşini kaybedersin. Sana bir şeyler isnat ederler. Biz hiçbirşey yapamayız diyerek beni melekler bugüne kadar fakat haysiyetli bir hukukçu bunu yapmak zorundadır. Bu işimizin gereğidir. Netice alınabilir Anlamaz Başka husustur. Bu vasattı. Hareket bizzat neticedir. Hukuk devletine yakışmayacak uygulamalar görüyoruz Ve bunlar büyük mağduriyetlere sebep oluyor. En başta söylemek İcabeder ki bugüne kadar pek çok Anabilim Dalı Başkanı Profesör ehliyet sahibi hukukçu tarafından dillendirildi. Esasen bunları tespit etmek için çok büyük bir müktesebata da gerek yok. Hukuk Fakültesinin 1-inci sınıfını bitirmiş herkes. Aynı tespiti yapabilir. Bugün uygulamada olan sokağa çıkma yasağı maske takma zorunluluğu sosyal mesafe Kuralı seyahat kısıtlamaları bunların tamamı hukuka aykırıdır. Uzatmamak için çok fazla tahsilat'a girmiyorum. Fakat Anayasa da bunun nasıl yapılabileceği kaygısıyla düzenlenmiş. Onlar için de başlangıçta büyük karışıklık vardı. Yani belirlilik yoktur. Tadı vatandaş ne ile muhatap olacağını bilmiyordu. Iık İl İdaresi Kanunun zikrediliyordu. Bunun 11 Cve 66-ıncı maddeleri uyarınca bu işlemlerin yapıldığı söylendi. Fakat bir kanun da Vali gereken tedbirleri alır denmesi bu kısıtlamalar için hiçbir şey ifade etmez. Yoksa bu valiyi bize aklımızın almayacağı şeyleri emredip temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasında dar yorum esastır. Kanunilik ilkesi caridir. Bunu bu kanuna istinaden yapamazsınız. Kabahatler Kanunu gelecek olursak o da mesnet olarak zikrediliyordu. Bunun da 32-inci maddesi. İstismar ediliyor Ancak 2'nci fıkrası okunmadı. Çünkü birlikte değerlendirildiğinde görülür ki emrin yahut yasaklamanın kanunda açıkça düzenlenmesi gerekir. Fakat burada zımni bir düzenleme dahi bulunmam. En sonun bunun ise kanun uyarınca idari yaptırım kararlarının verilmesi kararlaştırılmış gibi görünüyor. Fakat kanunun açık açılıp okunduğunda bu kanunda hem tedbirlerin ki bu tedbirler arasında hukuka aykırı olduğunu zikrettikleri bulunmamakta. Hem hastalıkların ki bu hastalıklar arasında COVID-19 yoktur. Hem de tedbirlerin uygulanabileceği kişilerin sınırlandırıldığı bu şekilde belirtildiği görür. Kimdir O kişiler o insanlar ancak hasta olduğunda yahut hastalık şüphesi altında bulunduğunu da bu tedbirler uygar mı? Yani toplumun geneline yönelik bu şekilde kısıtlamalar düzenlemeler getirilmesi hukuken mümkün değildir.Bunlar hukuk devletinde olacak işler değil. Yeni aşı İkna timleri kuruluk insanlar aşılanıyor ve onun belgesi adı altında bir belge imzalatılıyor Benim incelediklerinde hem. Biyotıp sözleşmesi hasta hakları Yönetmeliği gibi mevzuatın öngördüğü şartları sağlayan ibareler bu metinlerde yer almıyor. Bu metinler hukuken çöp çünki. Pekçok insanın. Tereddütleri varken ve bu tereddütler yetkililer tarafından girilmezken ortada soruşturma açılmasını gerektirir. Pek çok iddia varken aydınlatılmış rızanın varlığından bahsedilemez. Kaldı ki Bu zaten uygulamada. Doğru şekilde tatbik edilen bir şey de değildi. Yani ben aylardır müracaat Savcılığı yapıyorum. Vatandaşın pek çok kez gelip savcun ameliyata girmeden önce bana bir belge imzalattılar. Ne olduğunu kimse anlatmadı. Ben de bilmiyorum. Şuanda çocuğum sakat ben hastayım ve mesuliyet kabul edilmiyor demiştir. Türkiye'de belki milyonlarca dava vardır. Bu şekilde ve aşının prospektüsünde bulunan yan etkileri ikazlar dahi o metinde yazmıyor. Ken ortada aydınlatılmış Rıza var denilemez. Yargıda da çok büyük tuhaflıklar oluyor ki kabul edilebilir şeyler değil. Mesela Bolu'da bir vatandaşa yazılan maske cezası oranın Sulh ceza Hakimliği tarafından iptal edildi. Bunun üzerine dosya Kanun yararına bozma talebiyle Yargıtaya gitti. Yargıtay 19-uncu ceza Dairesi isteyen bakabilir. 2027 4354 esas 2020'ye 14250 karar sayılı ilamıyla bunun tarihi ise 9 Kasım 2020. 17 sayfalık bir karar Bir hakim 7 sayfa muhalefet şerhi yazdı. İlk derece Mahkemesi Sosyal Devlet ilkesine bunun bir mali külfet getirdiğine dayanarak iptal kararı vermişti. Dairenin çoğunluğu. İdari Yaptırım'ı ayakta tutmak kaygısı ile olduğu izlenimini veren bir karar verdi. Mahkemenin Araştırma yükümlülüğünden bahsettik. Farklı ihtimallerin değerlendirilmesi için kararı bozdu. Muhalefet şerhi yazan hakim ise hukukta böyle bir şeyin olmadığını söyledi Özette Hem de İnter diskler çalışarak Anayasa hukuku Kabahatler hukuku ceza hukuku hepsini birlikte alıp farklı ülkelerdeki uygulamaları da anlatarak en fazla müeyyidesiz bir. İdari işlemdir dedi. Fakat tuhaf olan birşey var. Biz uygulamacılar her türlü Yargıtay kararında buluşabiliriz. Normaldir. Fakat aradan aylar geçmesine rağmen bu karar hala UYAP'a yüklenmedi. Çünkü Pekala biliniyor ki bu karar göre Sulh Ceza hakimleri bu hukuksuz uygulamalar dolayısıyla verilen idari para cezaları patır patır iptal edecektir. Sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Bu karara da itiraz edildi. Dosya yeniden ele alan Yargıtay Dairesi 2021'e 267 esas 2021'e 464 karar sayılı ilamıyla bunda tarihi 25 Ocak 2021.Başsavcılığın itirazını kabul ettiler. Oy çokluğu ile yeni bir muhalefet şerhiyle. Başsavcılık Kanun yararına bozma talebinin dışında hukuka aykırılıklar saptandığını söyledi. Dairenin çoğunluğu da bunu kabul etti ve burada gerekçe 3 satır mevzuat gereği her türlü mahkeme kararında gerekçe bulmak zorunda bir ilk derece Mahkemesi. Bunu hakime bunu yapsa onun kararını bozarlar. Bu tavrı anlamak mümkün değil. Dahada vahimi. Bir vatandaş tarafından maske zorunluluğu getiren genelgelerinin iptali istemiyle ve yürütmenin durdurulması talebiyle. Bir dava açıldı ve şahıs davayı açarken medyada alenen Ben maskenin gereksiz hatta zararlı olduğuna dair onlarca çalışma sunuyorum. Bakanlık tek bir bilimsel çalışma veri ortaya koysun. Ben dava mı çekeceğim demesine rağmen Danıştay 10-uncu dairesinde görülen davada bunun da esas numarası 2020'ye 4961 23 Kasım. 2020'de kurulan ilk ara kararda. Daire Bakanlığı dedi ki Genelgeler gönderir ise 30 günlük süre veriyorum. 2-inci Ara karar 3 Mart 2021 tarihinde yaklaşık üçbuçuk ay sonra kurulmuş ve aynı ara karar kurulmuş. Yani içerikten anladığımız kadarıyla Bakanlık genelgeleri göndermemiş. Mahkeme cevap vermemiş. Dairede aynı genelgeyi tekrar kurmuş. 30 gün içerisinde gönderdiği. Bunu anlamak mümkün değil. Yani idari yargılama usulü Kanununun 27-inci maddesinin 8-inci fıkrasında bu hususta nasıl bir yol izlenmesi gerektiği açıklanmış. Aynı Kanun'da sürelerin da ilk satılabileceği belirtilmiş. Ayrıca Hakimler savcılar Kurulu Teftiş Kurulu İdari yargı tavsiyelerin de 2 husus bir yürütmenin durdurulması talepli davalarda bu talep hakkında 2 Bu talep hakkında karar verildikten sonra esas hakkında ivedi karar verilmesi tavsiye edilmiş aksine davranışlar iliştirilmiş. Yani burada sorulması gereken sorular var. Yayımlanmış bir genelge neden istenir. Gel mantık buysa uygulanacak Kanunların da Türkiye büyük Millet meclisinde istemesi gerekir. Mahkemeye cevap vermemek ne demek. Yürütmenin durdurulması talebi neden geciktirilir. Yani genelge yayınlanmamış ise daha büyük bir problem var demektir. Başkan Türkiye'nin birkaç mısra dışında pek çok suç ceza Hakimliği'nde yakinen biliyor ki bu tedbirler Dolayısıyla verilen idari yaptırım kararlarına itiraz dosyaları aradan yıl geçmesine rağmen kasten bekletiliyor. Bu suçtur ve adil yargılanma hakkının ihlalidir. Görevi ihmaldir ve bir suçun yaygın şekilde işleniyor oluşu onu cezalandırılabilir olmaktan çıkarmaz. Ben başka yaşlı birisi değilim. Mesleğim icabı adı maaşı tanımlandığı için araştırmaya başladım ve araştırırken medyanın bilimsel verilerle de desteklenen Tıp sahasında uzman kişilerin beyanlarını raporları gördüm.Buna kan dondurucu ifadeler ve bir Cumhuriyet Savcısı bunları ihbar kabul edip soruşturma yapmak zorunda. Fakat bu dillendirildiği zaman insanlar cesaret edemiyor. Ben işim gereği bu hususta gerekli cesareti gösteriyorum. Herkes haberdar olsun. Yani mesela hepsini zikretmek mümkün değil. Uzun TUTMAK istemiyorum. Bölünmeden önceki ismi ile aile Çalışma ve sosyal hizmetler Bakanlığı İş sağlığı ve güvenliği Genel Müdürlüğünün piyasada satışa arzedilen 41 Maske ve 41 marka ve model maskenin gerekli koşulları sağlamadığını dair raporu var. Yine Erkan İşgören imzalı Cumhurbaşkanlığına sunulmuş piyasadaki maskelerini 90%'ının hijyen koşullarını sağlamadığı na dair rapor var. Sonradan bunlar hakkında idari yaptırım dahi verilmemiş Açılan bir soruşturma bilmiyoruz. Bilim Kurulu üyelerinin ve ekranlarda boy gösteren pek çok işinin ehli bir doktorum. Çelişkili beyanlar var. Hastalığın seyri dolayısıyla birtakım anlayabiliriz. Fakat virüsün MASKİ gözeneklerinden 7 kat küçük olduğu bu sebeple koruma sağlamayacağı her sağlıklı insanın maske takmasının güvenilir olmadığı şeklindeki beyanlar. Yani olayı karikatürize ediyorlar. Galiba virüsü semirdi. Artık gözenekler den çıkamadığı iddia edilmiyor ise ve şüphe çekmektedir. Onun haricinde sağlıklı bir aşının 2 ila 5 yıl içerisinde kullanıma geleceğe mutasyona uğrayan bir virüse karşı aşı geliştirilemeyeceğini. Salgının sosyal bağışıklıkla sona ereceği şeklindeki beyanlar aşıdan sonra hastalanan ve hatta ölen kişiler olduğuna dair iddialar ki bunlardan bir kısmı ile bakanlık ilgilenmekte. Başkan Maskenin petrol Türev'i elyaftan üretildiği Petro toksik maddeler ihtiva ettiği soluma ile bunların ihale olacağı ve kim ikilinin baskılara ca Son dönemde çocuklarda bu sebeple hastalık teşhisi yapıldığı şeklinde iddialar. Aşılar hakkında Şu an zikr edemeyeceğim pek çok ciddi iddia ve wakrah Yani bu şekilde beyanda bulunan pek çok doktor var. Maskeleri içerisinde formaldehit panelin. Titanyum dioksit gibi zararlı maddeler bulunduğu şeklinde raporlar bulunmakta. Bu şekilde beyanda bulunan doktorların isimlerine zikredecek olursak profesör doktor Ahmet Rahim Küçükusta Astrobiyolog 10 yıl NASA'da görev yapmış Nobel Tıp ödülüne aday gösterilmiş Neva Çiftçioğlu. Profesör doktor Alişan Yıldıran çocuk hastalıkları İmmünoloji ve Çocuk hastalıkları ve İmmünoloji Anabilim Dalı Başkanı Profesör anladığımız kadarıyla laboratuvarın da başında çok ciddi ithamları var. Aşılanmayan binlerce çocuk oldu. Bunlarda hiçbir hastalık bulunmadığını fakat belli aktif hastalıklarla malul çocukların belli tip aşılarla aşılanmış çocuklar oldu.Nu söylüyor Söyleyip Bakanlık yetkilisine çağrı yaptığı halde kamuoyu bu hususta bilgilendirilmiyor. Bakın Demokratik bir toplumda Özgür basın bütün fikirlerin rahatlıkla ifade edilmesini sağlar Sağlar Sağlaması gerekir. Fakat böyle ciddi bir meselede sadece ağız Birliği yapan ve kendi içinde çelişen beyanlarda bulunan zaman itibariyle de beyanları tutarlı olmayan şahısla sürekli ekrana çıkartılıyor. Diğer şahıslar ciddiye alınmıyor. Profesör doktor İsmail Aydın Profesör Serhat Fındık Profesör Canan Karatay Doçent doktor Yavuz Dizdar Profesör doktor Gülümser Heper doktor Ümit Aktaş Nurçin İncirli de Mehmet Okan Özdemir Öz Öz can Yücel Bilgehan Bilge Orhan Kara Türkiye'den sayabileceğimiz ilk akla gelen isimleri yurt dışından yüzlerce isim var. Kuruluş var. Bunlar Dolayısıyla eğer Cumhuriyet savcısının bunları bir suç ihbar olarak kabul edip resen soruşturma başlatması icap eder. Yani ceza Muhakemesi Kanunun 160-ıncı maddesi açık bir suç işlendiği izlenimini gören Cumhuriyet savcısının derhal hemen işin gerçeğini araştırmaya başlayacağı düzenlenmiş yine farklı bir olaya ilişkin eski Sağlık Bakanı eski Adalet bakanlarımızdan Cemil çiçeği. Beyanında sözkonusu görüntüler internette yayıldı. Artık savcılar bundan haberdar olduğu ve resen soruşturma başlatıp Başlat ması gerekildiğini gerektiği beyan edildi ki böyledir. Mevzuat böyledir. Savcıların görev tanımı böyledir. Bir soruşturma başlatıyorum. Şöyle Maskelerin içeriği hakkında az evvel çok cüzi bir kısmını saydığım iddialar dolayısıyla Türk Ceza Kanunu'nun Zehirli madde Katma başlıklı 185 İnci maddesi kapsamında değerlendirilmek üzere yeni aşılar hakkında aynı kanunun 187-inci maddesi kişilerin hayatı ve sağlığı bakımından tehlike oluşturabilecek şekilde ilaç yapma veya Satmak başlıklı suç kapsamında değerlendirmek üzere resen soruşturma açıyorum. Herkes böyle bir soruşturmanın varlığından haberdar olsun ve elindeki delilleri bu soruşturmaya göndersin ki Bunlar çok ciddi iddialar. Ben zaten ilgili kurumları kurumlara müzekkere yazıp bu hususta delil toplamaya başladım. Fakat ilgililer de bu noktada taşın altına elini koysunlar. Başka tedbirlerin gerekli olduğuna dair de ciddi şüpheler var. Yani tedbir uygulanmayan ülkelerde korkutulduğunu şekilde feci neticeler meydana gelmiyor. Yurtdışından pek çok fotoğraflar haberler görüyoruz. Bu tedbirler kaldırılıyor. Aşılama olmamasına rağmen kaldırılıyor. Yahut hiçbir tedbir alınmıyor. O ülkelerde de korkutulduğunu suz neticeler yaşanmıyor. Bakın ben Viranşehir'de görev yapıyorum. Güneydoğu'da tedbirler Batı kadar sıkı değil ve burada kurtulduğumuz neticeler görülmüyor. Ceylanpınar'a gidin Tedbirler daha da gevşer.Sınırın dışına çıkın. Hiçbir tedbir yoktur. Fakat korkutulduğu şekilde ölümler de meydana gelmez. Yani yeterince insanımız internetten yeterince insanımız iflas ettiği bir takım grafiklerle bunların söylenen boyutta olmadığı iddia ediliyor. Ben işim gereği günde onlarca insan dinliyorum. Kimlik tespitinin. Yapılması bağlamında mesleğini aylık gelirini sorduğum zaman onlarca insandan bu ilçede falan işi yapıyordum. Fakat pandemik sözünü işittim. Ortada hiçbirimiz yerden bitmedi ki bu milletin evladıyız. Bir yaşanan yakinen şahidiz. Bu tedbirler alınmasına rağmen lebalep Parti kongreleri yapılması satıyor. Gerek Cenaze törenleri düzenlenmesi tedbirlerin gereksizliğini ortaya koyar. Başkan. İşte söyleniyor ki dünyayı etkisi altına alan bir hastalık var. Tabiki bir hastalık var. İnsanlarımız vefat ettiler. Ama bu hastalığın geri bu tedbirler değil. Afrikada Açlık var İnsanlar gıda temin edilemediği için ölüyor. Fakat birileri çıkıp. Afrika'ya aşı tedarik etmekten bahsediyor. Halbuki o insanların ölmesi kuru ekmek verilmesiyle önlenebilir. Yine malum yapılanma. Her türlü imkan da katlettiği insanlara aşı tedarik etmiş. Bunun salgınla izahı mümkün değil. Kimse bizim aklımızla alay etmesin. Yani onlardan beklenen ablukayı sertleştirip o insanların ölmelerini beklemek. Salgın bize de bulaşır gibi bir gerekçeyle hareket etmiş olamazlar. Onun haricinde ben bunları söylediğim için şimdiye kadar yapılan ikazlar. Dolayısıyla böyle söylüyorum. Muhtemelen işimi kaybedeceğim. Başıma bela alacağım. Fakat haysiyetli bir hukukçunun bunu yapması lazım. Susan ın avukatları baroların tavrını anlamak imkan dışı hele ki pek çok Milletvekili tedbir zamanında kısıtlama sokağa çıkma yasağı zamanında toplantılar yapıp evine misafir olup fotoğraflar çekiliyor ve orada şöyle ilahlar görüyoruz Sadece fotoğraf çekilirken maskemiz indirdik. Neden yani virüs bulaşma kestim. O anda. Evinize aldığınız yahut sizi ziyarete gittiniz. İnsanların tamamı kısıtlamalardan muaf tutulan kişiler. Yahut size bu muafiyet. Sırf canınız istedi diye kamu göreviyle alakalı olmayan faaliyetlere katılmasına izin verildi. Bakın milletvekillerinin yasama sorumsuzluğu var. Fakat bazılarında bu sorumsuzluk yanlış anlaşılıyor. Çıkıp dürüstçe ve cesurca konuşmak icap eder. Dediğim gibi ben Viranşehir'de savcılık yapıyorum. Burası uyuşturucu madde ticareti güzergahı Ben aylardır onlarca çocuk dinledim. 12 yaşını yeni ikmal etmiş ve bir kaç senedir esrar metamfetamin gibi uyuşturucu maddeler kullanıyor. Bu çocukları aileleriyle görüşüyorum. Pek çok vatandaş gelip haklı olarak veryansın ediyor. Fakat bizim Narkotik ekibimiz çok geç kuruldu ve personelimiz yetersiz keklik donanımımız az bir grup gönüllü Çalışkan.İnsanlar bu suçlar hakkında soruşturma yapmaya çalışıyoruz. Benim işim 5'te bitmesine rağmen gece yarıları aramalar yapıyorum. Herkes buna şahittir. Fakat bu personel. Sokağa çıkma yasağı kısıtlaması ve maske zorunlu denetlemesine görevlendiriliyor. Zaten personelimiz az ben soruşturma yapacak. Personel bulamazken batıda bir yerlerde MOBESE kamerasının başına kamu görevlisi polis oturtulup maske mesafe denetimi yapılıyor. Kamu kaynağı kamu gücü daha etkili israf edilemez. Böyle bir saçmalık olamaz. Yani takma versin Mas ki ilerlesin mesafeyi ne olacak? Yani yakalandığın zaman açıklanan veriye göre 99.98% sa kalıyorsunuz Kaldı ki. Kaldı ki. Profesör doktor Orhan Yıldız'a aylar önceki beyanında Bilimsel verilerle bize şunu söyledi. Toplumun 50%'si bağışıklık kazandı. Pis Yarın ne olacağına dair uzatmamak için şu anda beyanda bulunmuyorum. Fakat daha sonra buna dair de bilgilendirme yapacağım. Ben çevremdeki doktorlara soruyorum. Bu hususta bir bilgileri yok. Hepsini demiyorum. Fedakarlık yapan gecesini gündüzüne katan doktor ları istisna tutuyorum. Onların hakkı ödenmez. Fakat şöylede bir şey var. Bu süreçte. Ceza Tevkifevleri Personeli her ayın 3 Haftası Ailesini göremedi. Keza polis Jandarma Bu adamların yaptıkları fedakarlıklar karşılığında belki bir kuru teşekkür edildi. Bunları görmezden geliyor. Bu bu saçmalık hiç kimse aklı başında hiç kimse bunu kabul edemez. Dediğim gibi Ben görevim icabı haksızlığa karşı susmayı haysiyetine yediremediği için böyle bir soruşturma açtım. Bu hukuksuzlukla hukuk çerçevesinde her türlü mücadeleyi edeceğim. Gördüğüm haksızlıklar karşısında yine beyanda bulunup işimi yapacağım ve bu saatten sonra. İşini titizlikle yapmaya gayret gösteren hiçbir Cumhuriyet Savcısı. Bu iddialar hakkında ben bilmiyordum diyemez. Yani aşı vurulmak ihtiyari'dir. Dileyen vurulur. Eğer tıbbi gerekliliği ve faydası ortaya konursa hakkındaki bu şaibeler ortadan kaldırılırsa ne karı ben olurum. Fakat bu şüpheler giderilmedikçe hiç kimse beni aşı vurulmak için zorlayamaz. Hiçbir vatandaşın zorlayamazsınız. Hukuken bu mümkün değildir. Bu bir zorbalık zorbalıktır. Haysiyetli tıpçılar. Hukukçular bu konuda gereğini yapar. Benim ümidim bu yöndedir. Yani ekranları halkı bilgilendirmesi için çıkartılan kişiler. Ciddiyim Bakın bir şeyin ciddiyetini hususunda ben mesleğim icabı bu neyin ne olduğunu bilirim. Yani. Şüphe nedir? Bu iddia nedir bedeli nedir? İspat nedir? Sükut nedir bunu hukukçular bilirler. Bu hususta hiç kimse çıkıp da bizi alaya almaya kalkmasın. Yani hiçkimse o beyan sahiplerinin bu millete hakaret etsin.Takip etsin olur diye çıkartmıyor. Hiç kimse bizi kedi köpek gibi karşılayamaz. Yani keyfine bak ben aşırayım diye maske tak tırmak nedir? Belli ülkelerden gelen turistler de Akhisar testi almamak nedir. Dünya Sağlık Örgütü Acet ev değerinin 40 olarak belirlenmesinin hata olduğunu beyan etmişken Bu hususta ısrar etmek. Fakat şu vurulanları 28 dönüm üzerinde test yapmak nedir? Bakın 22 bilim adamı imzalı bunun nasıl bir saçmalık olduğunu deklere eden bilimadamları var Fakat doktorlardan değil. Pisa'nın nasıl çalıştığından bihaber. Burada bir sahtekarlık görüyor. En azından buradayım. Bir iddia var ve soruşturma bu iddiaların aydınlatılması için yapılır. Hiçkimse bizi bir şeye taraf gibi algılaması ve böyle lanse etmesin. Çünkü biliyorum. İkaz edildiğine göre kıdemliyim. Hukukçular ve amirlerim tarafından birtakım tezviratlar yapılacak ön almak adına söylüyorum. Kimse ise mimari. Ve haysiyetine yaraşır şekilde hukuk devletinde olması gerektiği için yapılan benim işimi çarpıtmaya kalkmasın. Her fakat şu var. Ben işimi gereği gibi yapmaya ve bunun sonucunda her türlü neticenin ceremesini çekmeye hazırım. Şayet öyle bir şey olursa bunu yapanlar utansın. Dediğim gibi herkes elindeki delilleri bir dosya göndersin. Bu uygulamaların. Hukuk çerçevesinde mücadelesinin verilmesi gerekir. Hiç kimse beni başvurulmaya zorlayamazsın. Çünkü bir takım gruplar da falan şahıslar tarafından bu işin takibinin yapıldığı falan tarihe kadar aşık vurulması gerektiğine dair konuşmalar var. Pek çok insan da zaten bunları görüyorum. Bu şekilde düşünüyor. Fakat cesaret edemiyor. Herkese esenlikler diliyorum. Ben bu kaydını her yerde yayacağım. Kimse de korkmasın. Hukuk devletinde yaşıyoruz ve elimizden geldiğince bu kaygıya insanları haberdar edin. Yani Özgür olması gereken basın Şu anda kendiliğinden bir sansür uyguluyor. Bunun aşılması gerekir. İnsanları cesaretlendirir. Hukuk çerçevesinde gerekli mücadele birisin. Herkese esenlikler diliyorum.

 

"Salgın yasaklarını eleştiren savcı Eyüp Akbulut görevden alındı" haberi, 18 Mayıs 2021 tarihinde yazılmıştır. 20 Mayıs 2021 tarihinde de güncellenmiştir. Son Dakika kategorisi altında bulunan Salgın yasaklarını eleştiren savcı Eyüp Akbulut görevden alındı haberi 2021 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Salgın yasaklarını eleştiren savcı Eyüp Akbulut görevden alındı 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Son Dakika konusunda 25 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Serkut Bozkurt Genel Yayın Danışmanı

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 08:04 Meteoroloji'den sağanak alarmı: Meteoroloji'den 44 il için sarı kodlu uyarı
  2. 05:03 25 Nı̇san 2024 günlük burç yorumları
  3. 01:30 Mobil operatör abone sayısı şaşırttı: Türkiye nüfusundan fazla!
  4. 01:28 Yeni robot hem hazırlayacak hem de pişirecek
  5. 01:15 Range Rover'ın Yerine Göz Atın! Jeep'in 2 Milyon Satış Barajını Aşan Modeli Artık Türkiye'de!
  6. 00:42 Evlilik Gününüz Hayatınızı Etkileyebilir: Astrolog Günlerin Anlamlarını Açıklıyor!
  7. 00:40 'Bahçeli' Paylaşımı! 'Ben Sana Dost Oldum, Sen Bana Düşman'
  8. 00:35 Kupada gol düellosunu Trabzonspor elde etti!
  9. 00:31 Fatih Terimli Panathinaikos'a, AEK'dan Fark!
  10. 00:25 Yepyeni Tesla Model 3 Performance modeli resmi olarak duyuruldu!
  11. 00:21 ABD üniversitelerindeki Filistin gösterileri, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun endişesini uyandırdı
  12. 00:18 Fenerbahçe Beko'dan; Final Four'a Dev Adım Atıldı!
  13. 00:17 Mehmet Yılmaz değerlendirdi: "Erdoğan’ın MHP’yi itekleme gücü yok!"
  14. 00:14 Batman'da, DEM Parti'nin il binasında arama gerçekleştirildi
  15. 00:03 Özgür Özel'in Steinmeier Görüşmesi Detayları Tek Tek Ortaya Çıktı!
  16. 23:56 Ali Koç'tan Ahmet Ketenci'ye sitem geldi!
  17. 23:44 Estetik Yaptıran Selen Görgüzel Beğeni Yağmuruna Tutuldu!
  18. 23:39 BM, Gazze'deki toplu mezarlarla ilgili bağımsız bir soruşturma yapılması çağrısında bulundu
  19. 23:34 Valilik, iki gün boyunca Kuzey Afrika'dan toz taşınacağını bildirdi: Halkı uyardı
  20. 23:26 Koç Ailesi'ne büyük bir darbe geldi: Bir haftada 150 milyon dolarlık bir değer kaybı yaşadılar
Haberleri