Sayın Başkan...

Atatürk'ü saygılı bir dille andınız onun için İnönü'nün dili ile cumuriyetimizin banisi dediniz. Anıtkabir'de ziyaret ettiniz. Ne güzel. Ama bu davranışınız önceki sözlerinizle çelişiyor.

"10 Kasım'larda sap gibi duruyoruz. Bir yaygara koparılıyor" demiştiniz. Dindar ve kindar gençler yetiştireceğiz demiştiniz. Kindar sözcüğünü neden kullandığınızı anlıyorduk. Yakınlarınız kininizi içinizde tutun önerisinde bulunuyordu. Bu cumhuriyet ve laikliğe karşı bir kindi... Laikliği kurmak istediğiniz dünyaya aykırı buluyordunuz.

İki ayyaşı mı dinleyeceğiz diyordunuz. Sizin kutsalınız hiç olmazsa canlı bizimki ölü diyordunuz. Ama eğitim yoksunu bu halk Atatürk'ten vazgeçmiyordu, onun aşılmasına izin vermiyordu. Siz Atatürk, cumhuriyet ve laiklik konusunda görüşlerinizi değiştirmiş olabilirsiniz. Ama saray sofrasında oturan ve "Yunan kazansaydı iyi olurdu, saltanat ve hilafet devam ederdi, 10 Kasım'larda anıt kabire gideceğinize kenefe gidin" diyen tarihçiye hiçbir itirazınız olmadı.

Onu hastanede ziyaret ettiniz. Bu nasıl açıklanabilir, bilmiyorum? Yandaşlarınızdan bir çoğu 90 yıllık parantezi, ya da reklam arasını kapamaktan söz ediyor. Sayın eşiniz de 90 yıllık enkazı kaldırmaya çalışıyoruz demişti.

Bakın sizin gibi Osmanlı hayranı, harf, yazı inkılabına şiddetle karşı bir taraftarınız ne diyor. "Sağdan sola yazmasını bilmeyen Müslüman olamaz. Müslüman ise öğrensin ve birisinin kemiklerini sızlatsın o cehennemde bir kademe aşağı insin" Büyük kurtarıcıyı cehennemin en alt kademelerine layık gören bu milli irade temsilcisi taraftarlarla ne yapacaksınız sayın Başkan?

Çok sayıda genç kızımız da Atatürk'süz sömürge olmak olasılığına karşı "sömürgede dinimizi daha iyi yaşardık" diyor. Siz de Atatürk'ün banisi olduğu cumhuriyeti 650 yıllık muhteşem imparatorluktan sonra küçük itibarsız bir devlet olarak tarif ettiniz. Heykel bizim değerlerimiz arasında değil dediniz.

Sayın Başkan Türkiye'den insan manzaraları oldukça iç karartıcı. Kadın cinayetlerinin ardı arkası kesilmiyor Geçen yıl sayı 409. işçi kazaları ve ölümler rekor düzeyde. En çok sigara içen en çok cep telefonu kullanan milletiz. Uydurma haber yalan haber yaymakta da birinciymişiz...

Her gün kaybolan, kaçırılan, ölü bulunan çocuk haberleri alıyoruz. Çocuklara cinsel taciz oldukça sık. Yine hergün artık arka sayfalara sıkışan şehit haberleri var. İşsizlik hele üniversite mezunları arasında çok yüksek. Benim uzun yıllar öğretim üyesi olarak görev yaptığım tıp fakültesi çökmekte. Nöroloji kliniği yataklarını eleman yokluğundan kullanılamıyor. Yoğun bakım kapatıldı.

Fakülte borç içinde. Yetişmelerinde, dünyaca tanınmalarında payım olan öğretim üyeleri fakülteyi terketti. Üniversitelerde çağdışı söylemler dile getiren öğretim üyeleri hatta rektörler var. İçlerinden biri profesörler sarık taksınlar dedi. Kendisi takıp poz verdi. Bir tanesi cumhuriyet camileri meyhane kerhane yaptı diyebildi. Örtünmeyen kadınlar fuhuşu davet ederler, müziğin her türlüsü günahtır diyen öğretim üyelerimiz var. Görevlerine, öğrenci eğitmeye devam ediyorlar.

"Tıbbi Nebevi enstitüleri kuracağız. Peygamber efendimizin hadislerinde hastalıkların tedavilerinin ip uçları vardır" diyen bir devlet adamı başbakan yardımcılığı yaptı. Çok utanç verici olaylar yıllardır birbirini izliyor. Sayın Başkan. Bir azize eşsiz bir yurtsever arkadaşımız Türkan Sayla'nın kanser mücadelesi verirken evinin polislerce basılması unutulmaz anılarımız arasında. Bu feci olaydan bir ay sonra onu kaybettik. Milli irade temsilcisi bir vatandaşımızın ona seslenişine bakar mısınız?

Zıbarıp gitti, cehennemde onu zabaniler karşılayacak.Atatürkçüleri yanına çağırsın Bir başka yurttaşımız Avrupada 110 engelli şampiyonu olan Nevin Yanıta sesleniyor "Kaltak karı, utanmıyor musun o kıyafetinden atletizm şampiyonu olacağına İslam şampiyonu olsaydın". Sayın Başkan bunlar nerede nasıl, hangi zeminde yetişiyor Hangi toprak üretiyor bunları? Ne kadar da çoklar. Yakında birisi "sakalsız erkekler şehvet uyandırıyor" diyor. Bir maarif müdürü kadınlar sokağa yalnız çıkmamalı, çıkarlarsa rastladıkları her erkekle zina etmiş sayılırlar diyor.

Bunlar Müslüman mı? İslamı mı temsil ediyorlar? Allahın kulları mı bunlar? Diyanet işleri başkanı "nişanlıların el ele tutuşması caiz değildir" buyuruyor. Siz o benzersiz yetkilerinizi bunlar için kullanacak mısınız? Ama ceza arttırmak değil, o bir çare değil ki. Onların insancıl, hümanist laik bir eğitime ihtiyaçları var Sayın Erdoğan bakın Osmanlı, imamı Gazalinin değil İbni Sina (Avicenna) İbni Rüşt, İbn-Haldun, Farabi tarafını tutsaydı içtihat kapısı kapanmasaydı biz Atatürkt'en önce aydınlanmayı felsefeyi öğrenecektik.

Osmanlı bilim insanı felsefeci yetiştirecekti. Ondan iyi bir miras alacaktık. Taassuba yobazlara teslim olmayacaktık.Fetocular şimdi Türkiyeye neye mal oluyor, bunu acı ile yaşıyoruz değil mi? Sizin iktidarınızdan önce başlayan gelişen bu hareket, bu cemaat sizin partinizden büyük destek gördü. Atatürk ordusu darmadağın edildi. Yıllarca hapis yattılar. Bakın zarif bir hakim hanım anlattı.

Onları iyi tanıyorduk hocam, ama ne yapabilirdik.Bizim yüzümüze bakmadan konuşurlardı. Göz zinasından korunmak için. Yıllarca böylesine önemli mevkilerde görev yapan, yaşamsal kararlar veren hakimlerin akıl sağduyu düzeyini görüyor musunuz?

17-25 Aralık olmasa devam edeceklerdi, göz zinasına inanan bu çağ dışı hakimler. Bir de Fetullah hocanın ağzını sildiği kağıdı kapışan, yemek artığını kapan generalleri düşünün. Nasıl bu hale geldi bu toplum? Övünçle dinlediğimiz Fazıl Say'ı yasaklamak ne demek sayın Başkan?

15 Temmuz'un ilk saatlerinde yazıyorum bu satırları.15 Temmuz'u büyük gösterilerle anarken bu toplum hangi koşullarda hangi bilinçsizlikle taassupla aymazlıkla cehaletle bu tür ürünler verdi, bunun iyi bir analizini yapmak ve rasyonel çareler aramak gerekmiyor mu? BİR AYDINLANMA DEVRİMİNE İHTİYACIMIZ VAR” SAYIN BAŞKAN? Lütfen sofranıza, İLBER ORTAYLI, HIFZI TOPUZ, BOZKURT GÜVENÇ, DOĞAN KUBAN, GAZİ YAŞARGİL,CELAL ŞENGÖR gibi bilim insanlarını, aydınlanmacıları (Türkiyede çok var) alınız. Atatürkün kemiklerini sızlatmak değil ruhunu şad etmek, yurdumuzu muasır seviyenin üstüne çıkarmak için.