Sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısı 51'e yükseldi

Karadeniz'de yaşanan sel felaketinde can kaybı artmaya devam ediyor.

Sel felaketi el nedeniyle Kastamonu, Sinop ve Bartın'da toplam can kaybı sayısı 51'e yükseldi. AFAD'ın açıklamasına göre; 9 kişinin hastanelerdeki tedavisi sürüyor.

Batı Karadeniz'i etkisi altına alan sel felaketi sonrası can kayıpları gittikçe artıyor. Kastamonu'da 43, Sinop'ta 7, Bartın'da ise 1 kişinin hayatını kaybettiği açıklandı. Böylelikle can kaybı sayısı 51'e yükseldi. AFAD'ın açıklamasına göre; 9 kişinin hastanelerdeki tedavisi sürüyor.

Selden en çok etkilenen Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde evleri zarar gören vatandaşlar ilçeyi terk ediyor. Sokaklarda biriken çamur, moloz ve ağaç parçalarını kaldırma çalışmaları da devam ediyor.

Sel nedeniyle Sinop'un Ayancık ilçesine bağlı Babaçay Köyü de büyük yıkım yaşadı. Köydeki 40 ev yıkıldı. Buradaki temizlik ve kurtarma çalışmaları da sürüyor.

Felaket böyle gelmiş

Soylu'nun "En ağır sel felaketi burası" dediği Bozkurt'ta onlarca köprü ve ev yıkıldı

Ülkenin Batı Karadeniz bölgesinde yaşanan sel felaketinde Kastamonu, Bartın ve Sinop'ta dereler taştı, evler yıkıldı, köprüler parçalandı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, "Benim gördüğüm en ağır sel felaketi burası, Dereli'de karşı karşıya kaldığımız felaketin 5 misli diyebiliriz" dediği Bozkurt'ta yaralar sarılmaya çalışılıyor. İlçe sakinlerinin anlattıklarına göre Ezine Çayı, hızla yükselerek tsunami gibi geldi ve tüm ilçeyi sular altında bıraktı. Yağışın artmasıyla birlikte belediye ekiplerinin “Araçlarınızı güvenli yerlere çekin” uyarıları yaptığı iddia ediliyor. İddialara göre, Ezine Çayı kenarındaki apartmanlarda oturan kişilerden bazıları bir anlık panikle araçlarını güvenli yerlere çekmeye çalışırken 5 dakika içinde gelen sel sularına kapıldı. Aradan geçen üç günün ardından selin yol açtığı zararın boyutları da ortaya çıkmaya başladı.

Bir anda 5 bin 400 nüfuslu ilçeyi vuran selde onlarca köprü kağıt gibi yıkıldı, araçlar denize sürüklendi, dere yatağına inşa edilen evlerin birçoğu sular altında kaldı. Dere kenarındaki binalarda sel üçüncü, dördüncü katlara kadar yükseldi. Selin yıktığı Bozkurt’ta evlerin ve işyerlerinin alt katları çamur altında kaldı. Birçok ev ve işyeri kullanılamaz hale geldi. İlçeye halen elektrik ve su verilemiyor. Öte yandan dün akşam Rize’nin Çayeli ve Pazar ilçeleri ile Erzurum Oltu ve Ordu Fatsa’da sağanak etkili oldu.

HES ve istinat duvarı iddiası

Öte yandan can pazarının yaşandığı selin yol açtığı yıkımla ilgili farklı iddialar gündeme geldi. Buna göre Bozkurt’ta onlarca kişinin ölmesine neden olan selden önce, Ezine Çayı ıslah edildi. Yaklaşık bir yıl önce tamamlanan ıslah sırasında bazı yerlerde dere yatağı daraltıldı. Bu da facianın boyutunun artmasına neden oldu. Başka bir iddiaya göre sele Bozkurt’a 18 kilometre uzaklıktaki Kızılcaelma mevkisinde bulunan HES barajının kapaklarının açılması neden oldu. Buna göre aşırı yağışla yavaş yavaş yükselen Ezine Çayı’nın debisi, HES kapaklarının açılmasıyla bir anda arttı. Debinin artmasıyla Ezine Çayı’nı çevreleyen istinat duvarları yıkıldı, dere yatağının kenarında bulunan yollar ve birçok ev sular altında kaldı. Felaketi yaşayan ilçe halkı, Bozkurt’a 5 senede yağacak yağmurun 1 günde yağdığını söyledi.

DSİ: Taşkına HES’ler yol açmadı

Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü yaptığı yazılı açıklamada, Bozkurt’taki taşkın felaketinin HES’lerden kaynaklandığı iddialarına özetle şöyle yanıt verdi:

“Aybige HES ve Ebru HES, Bozkurt ilçesinin merkezinden geçen Ezine Çayı’nın menbasında yer almaktadır. Bu tesisler barajlı/depolamalı HES değildir, kanal tipi projelerdir. 10 Ağustos gecesi saat 11.00’den itibaren elektrik üretimi durdurulmuştur. Regülatörlerde taşkına sebep olabilecek bir depolama bulunmamaktadır. Anılan tesislerin patlayarak ya da kapakları açılarak taşkına sebep olduğu iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır.”

"Sel felaketinde 250- 300 ceset toplandığı" iddiasına ilişkin açıklama

Ayrıca Kastamonu Valiliği tarafından dün yapılan açıklamada, sel felaketinin yaşandığı bölgede, "250- 300 ceset toplandığı ve kimliklerinin tespit edilemediği" yönünde çıkan iddiaların gerçeği yansıtmadığını söylendi.

‘Dere yatağına dağ tepesine yapar gibi bina dikiyoruz’