Figen Karakuş, geçtiğimiz yıl pompe tip 2 hastası olan oğlu Muhammed Yahya Karakuş'un yoğun bakıma alındıktan sonra iki bacağının kırıldığını iddia etmişti. Anne Karakuş'un 11 Aralık'ta gündeme getirdiği iddia sonrası minik Yahya 20 Aralık’ta hayatını kaybetti. Sağlık Bakanlığı soruşturma sonucunda 'ihmal yok' dedi. Anne Karakuş ise başka çocukların da ihmal nedeniyle hayatlarını kaybetmemesi talebiyle imza kampanyası başlattı.
Karakuş yaşananları şöyle anlattı:
"İyi günler. Adım Figen Karakuş. 2 yaşındaki oğlum Muhammed Yahya Karakuş'u bir ay önce, doktorların ihmali nedeniyle kaybettim. Adalet aramak ve aynısının başka aile ve çocukların başına gelmemesi için bu kampanyayı başlattım. Acımı sizlere tarif etmem imkansız. Ancak sizlere, yaşadığım süreci ve doktorların ihmalinin oğlumu nasıl ölüme götürdüğünü anlatabilirim. Umarım vakit ayırıp okursunuz. Doğuştan, pompe tip 2 hastası olan ve metabolik kalp büyümesi olan oğlum, 11 Kasım’da evde rahatsızlanınca onu İstanbul’da bir devlet hastanesine götürdük. Acilde tetkikleri yapılıp sol ciğerinde kapanıklığı var denildi ve hastanede yatması istendi. O hastanede daha önce hiç yatılı tedavi olmadığımız için endişeliydim. Normalde oğlumun tedavi gördüğü hastaneye sevk edilmesini istedim. Bana 2-3 günlük bir tedavi olduğunu söyleyip sevki gerçekleştirmediler. O zamana kadar tek başına bir odada yatan oğlumu, enfeksiyonlu, ishal hastası bir çocuğun olduğu bir odaya aldılar. Hastalık kapacağından endişeliydim çünkü oğlum hastalığı nedeniyle çok çabuk enfeksiyon kapıyor. Ama dinlemediler. Oğlum o hastaneye yatışının 9. gününde ishal oldu. Yoğun bakıma aldılar. Yoğun bakımın 4. gününde oğlumu ziyaret ettiğimde çok ağlıyordu, bir baktım bacakları şişmişti, dokunduğumda tıkırtı gibi sesler geliyordu. Bana durumun normal olduğunu söylediler. Yoğun bakımın 10. günü yavrumu yine aşağı servise tek odaya alacaklarını söyleyip tedavisi bitmeden yolladılar. En büyük şoku burada yaşadık. Aşağı servise indiğinde Yahya’nın bacakları ters dönmüştü. Sırtı yaralar içindeyi. Ben fark ettiğimde hiçbir şey yapılmayan bacaklar, meğerse kırıkmış ve günlerce öyle kalmış. Oğlumun iki bacağı da alçıya alındı. Yoğun bakımda ne oldu da bacakları kırıldı oğlumun? Bu bize hiçbir zaman açıklanmadı. Bacakları kırıldıktan sonra ve oğlum hala hayattayken Show TV’de haber olarak yayınlandık. Bunun üzerine başhekim yardımcıları gelip bizden özür dilediler, ne yapabiliriz diye sordular, iletişim kopukluğu olduğunu söylediler. Maalesef bu özürler boşaydı. 20 Aralık’ta, zavallı oğlum bu acılara dayanamayarak vefat etti. Daha sonra soruşturma da açıldı ancak Sağlık Bakanlığı ve hastane, 19 Ocak tarihinde soruşturmayı ihmal yok diyerek kapattı. Ben ihmal olduğunu biliyorum, gördüm, yaşadım. Bacakları sağlam götürdüğüm oğlumun bacakları yoğun bakımda nasıl kırıldı? Sırtında neden yaralar çıktı ve doktorlar bu yaralara neden müdahale etmediler. Bunlar ihmal değil mi? Bu kampanyayla, oğlumun hayatını çalan hastane ve doktorlar hakkında soruşturmanın tekrar açılmasını ve sorumluluğu olanların ceza almasını istiyorum. Yaşadığımız olayda sorumluluğu olanlar ceza alırsa, belki diğer kişiler için örnek olur ve bu acılar daha fazla yaşanmaz."