Türkiye'de son zamanlarda hatalı para politikalarının yol açtığı enflasyonist ortam, giderek artarak vatandaşları zor durumda bırakmaya devam ediyor.
Yeni ekonomi yönetimi, ekonomide rasyonel politikalar üretme amacıyla göreve geldiği günden beri ortalama 11 aylık bir süre içerisinde bir dizi faiz artırım kararı aldı. Ancak, bu kararlar arasında en dikkat çekeni 21 Mart tarihindeki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında alındı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), piyasaları şaşırtacak şekilde faizleri 500 baz puan artırdı ve bu durum bankaların mevduat faizlerinin rekor seviyelere ulaşmasına yol açtı. Bu artış, piyasalarda derin etkiler yaratarak ekonomik aktörleri tedirgin etti.
Hükümetin ve TCMB'nin aldığı bu radikal kararlar, ekonomik istikrarın sağlanması adına atılmış adımlar olarak görülse de, bu hamlelerin vatandaşların mali durumunu daha da zorlaştırdığına dair endişeler artıyor. Enflasyonun ve faizlerin yüksek seviyelerde seyretmesi, vatandaşların alım gücünü azaltmakta ve ekonomik belirsizliklerin artmasına neden olmaktadır.
Bu gelişmeler, Türkiye'nin ekonomik yönetimindeki değişim ve politika kararlarının piyasalar üzerindeki etkilerini gözler önüne sermektedir. Önümüzdeki dönemde alınacak ekonomik kararların, vatandaşların refahını ve ekonomik istikrarı nasıl etkileyeceği büyük bir merak konusu olarak önümüzde durmaktadır.
250 BİN TL'NİN FAİZİ EVE BİR MAAŞ DAHA SOKTU
Birçok bankanın, müşterilerine sunduğu mevduat faizleri, yatırılan anaparaya göre değişiklik gösteriyor. Buna rağmen, mevcut enflasyon şartlarında bir ev ya da otomobil almanın mümkün olmadığı 250 bin TL gibi mevduatlar dahi, aylık getiride en düşük emekli maaşını sollamış durumda.
Bankaların 250 bin TL'ye verdiği aylık faizler ise şu şekilde:
BANKA
FAİZ ORANI
VADE SÜRESİ
3 AYLIK GETİRİSİ
Denizbank
%56
92
33.431,69 TL
ODEA
%43
32
33.431,69 TL
AKBANK
%45
32
33.431,69 TL
ON PLUS
%45
32
33.431,69 TL