Öncelikle ezoterizmin ne olduğunu anlamakla başlayalım:
Ezoterizm, genellikle mistik ve spiritüel öğretilerin sadece seçilmiş kişilere aktarıldığı, az ve öz anlatımların kullanıldığı bir öğreti sistemidir. Bu kavramla birlikte okültizme de atıfta bulunmak önemlidir:
Wikipedia'nın tanımına göre, Okültizm genel anlamda, din ve bilimin dışında kalan doğaüstü inançlar ve uygulamalar bütününü ifade eder.
Ezoterizm ve okültizm, birbiriyle ilişkili kavramlardır.
Son günlerde sosyal medyada öne çıkan ve bazı kesimlerce saçmalık olarak nitelendirilen, diğerlerince ise ciddiye alınması gerektiği düşünülen bir duyuru bulunmaktadır:
"Thule Örgütü 3 Haziran'da İstanbul'da bir ayin gerçekleştirecek."
"TOPLU ÖLÜM OLMASI ŞART"
"Ezoterik araştırmacı" olarak kendini tanımlayan İnanç Özkalaycı adlı bir kullanıcı, konu hakkındaki paylaşımlarından birinde şunları belirtmiştir:
"Dün paylaştığım gönderi hakkında bir sürü mesaj geldi. Onların yapacağı ayin İstanbul'da negatif bir etki yaratır mı diye. Evet, öncesinde Thule Örgütü'nün yaptığı ayinlerde 99 depremi yaşandı, İzmir depremi de yaşandı ancak bunlar tesadüfi de olabilir. Bu topluluk oldukça güçlü; Naziler zamanından gelen bilgi birikimleri mevcut. Resmi bir kurum olduğu için resmi açıdan görünene göre maalesef bir sorun yok gibi gözüküyor. Bu topluluk negatif yönde bir ayin yapacaksa, bu ülkede bir anda toplu ölüm olması şart ayin kültürlerine göre. Böyle bir şey de pek mümkün değil zaten ne insanlar ne de hayvanlar ne de nefes alan diğer canlılar ne olacak ki toplu bir şekilde ölsünler. Biz her zamanki gibi pozitif enerji çalışmaları yapacağız. Ayın 25'inde akşam vakti yüzlerce kişilik bir enerji grubunda toplu niyet ve şifalanmalarda bulunacağız. Katılmak isteyenler profilimdeki linkten katılabilir. Detaylar hikayede."
İlk bakışta tık tuzağı gibi görünebilir ancak pek çok kişi bu bilgileri okuduktan sonra araştırmaya hatta endişeye kapılıyor.
Thule Örgütü (Thule Tarikatı) hakkında da bilgi sahibi olalım:
Thule Örgütü'nün kurucusu bir Almandır: Baron von Sebottendorf...
1901 yılında henüz 26 yaşındayken İstanbul'a yerleşerek Osmanlı vatandaşlığına geçtiği ve bu dönemde denizci bir tüccar olarak çalıştığı söylenmektedir. Çeşitli kaynaklarda Türkiye'de bulunduğu süre zarfında Bektaşi, Sabbatean ve Masonik teşkilatlarının içerisine girdiği, Sufi, Kabala ve diğer Doğu felsefelerini incelediği bilgileri yer almaktadır.
Birinci Dünya Savaşı sonrası Almanya'ya dönen Sebottendorf, komünizm tehlikesine karşı milliyetçi sosyalist işçi hareketlerini organize etme çabaları sonucu Alman Milliyetçi İşçi Partisi'ni kurdu. Ülke Hitler'in hakimiyeti altına girdikten sonra 1930'larda Gestapo tarafından sınır dışı edilince tekrar Türkiye'ye döndü. İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya ve İngiltere adına çift taraflı casusluk yaptığı ve 1965 yılında Üsküdar'da bir parkta donarak öldüğü söylenmektedir.
Ancak Sebottendorf'un kendi düşüncesine göre Hitler'i yaratan kişi ta kendisiydi. Bir dergide yayınlandığı iddia edilen sözleri şöyledir:
"Adolf'ü ben seçtim. Alman Milliyetçi İşçi Partisi’nin her mensubu artık birer kahraman olmaya hazır. Bana soylu biri değil, Alman ulusunu hedefim doğrultusunda ilerletecek bir lider lazımdı. Bana korkak ve çekingen aristokrat oğlanları ve kızları değil, vatansever ve ayd
ın çocuklar lazımdı. Onları ben seçtim, dostlarıma talimat verdim ve bugün emin adımlarla hedefe ilerliyoruz. Almanya kaybetmeyecek. Yenilse bile kaybetmeyecek. Bizim ikinci bir sığınağımız var. Cephede hayal kırıklığı yaşarsak orada yolumuza devam edeceğiz. Almanya kaybetmeyecek. Her şeyi hazırladım. Almanya kaybetmeyecek."
Özetlemek gerekirse, Thule Örgütü Alman milliyetçi bir topluluktur. Thule ismini ilk kullananın Yunan kaşifi Piteas olduğu söylenir. Piteas'a göre Thule, İngiltere'ye 6 günlük yelken mesafesinde bir ada olarak tanımlanmıştır. Ancak bu ada gerçekte Grönland'ın kuzeybatısında bulunmaktadır ve bugün üzerinde ABD'ye ait Thule Hava Üssü bulunmaktadır.
Thule Örgütü'nün sembolü çift boynuzlu Viking miğferidir. Bazı kaynaklara göre, bu sembol bir solucan deliğini simgeler. Thule Örgütü'nün amaçları arasında zamanda gidip gelen üstün yaratıklarla ilişkiye geçmek, üstün bir arı ırk oluşturmak, Hıristiyanlık öncesi antik Alman kültürünü yeniden canlandırmak ve dünyanın kaderini değiştirmek yer alır.
Alman politikacı Dietrich Eckart, Thule'un tüm sırlarının eski bir kayıp uygarlığa dayandığını belirtir ve bu sırların erenlere büyük bir güç kaynağı sağladığını ifade eder. Thule Örgütü'nün nihai amacı, Ari ırk deneylerini genişleterek bu ırkın zaman yolculuğu aracılığıyla ileriki nesillere aktarılmasını sağlamak ve bu amaç uğruna çeşitli ritüeller gerçekleştirmektir.
Sosyal medyada Thule Örgütü'nün İstanbul'da bir ayin düzenlediği iddia edilmektedir. Ancak bu bilgi henüz doğrulanmamıştır.
Sonuç olarak, Thule Örgütü ve düzenlenecek ayin hakkındaki sosyal medyada dolaşan bilgilerin doğruluğu henüz teyit edilmemiştir ve halkın dikkatli olması gerekmektedir.