İstanbul'da yaşanan trajik bir olayda, S.E. adlı genç bir kadın, babası T.E.’nin yıllar süren cinsel istismarına maruz kaldığını belirterek yetkililere şikayette bulundu. 2009 yılında başlayan bu korkunç süreç, S.E.’nin 2011 yılında evden kaçmasıyla sona erdi. Ancak, 2021 yılında evlenip boşandıktan sonra ailesinin yanına dönen S.E., babasının saldırılarının devam ettiğini ifade etti.
S.E., 4 Kasım 2022’de yaşadığı bir saldırı sırasında telefonuyla ses kaydı alarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Daha önce de babası hakkında şikayette bulunmuş olan S.E.'nin başvuruları, delil yetersizliği nedeniyle takipsizlikle sonuçlanmıştı. Ses kaydı, bu sefer davanın gidişatını değiştiren en önemli delil oldu.
SANIĞIN İFADESİ...
Sanık T.E., savcılıkta verdiği ifadede, kızının uyuşturucu bağımlısı olduğunu ve kendisine iftira attığını iddia etti. Ayrıca, ses kaydının alındığı gün birlikte uyuşturucu kullandıklarını ve kaydın güvenilir olmadığını savundu. Ancak, ses kaydı ve diğer deliller T.E.’nin suçlamalardan kurtulmasını engelledi.
S.E.’nin annesi, kızının 2012 yılında kendisine babasının istismarını anlattığını ancak o dönemde buna ihtimal vermediğini söyledi. 2022’de kızının sunduğu ses kaydını dinlediğini ve olayın gerçekliğini anladığını belirtti. Şikayet sonrasında kızının sık sık intihar edeceğini söylediğini ifade eden anne, S.E.’nin iki yıl önce yaşamına son verdiğini paylaştı.
26 YIL 3 AYA KADAR HAPİS CEZASI!
Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianame, İstanbul Anadolu 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 28 Kasım'da görülen karar duruşmasında sanık T.E., 2011 öncesindeki eylemleri nedeniyle "Organ sokmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı" suçundan 21 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu ceza, eylemlerin birden fazla kez işlenmesi sebebiyle 26 yıl 3 aya yükseltildi. Ayrıca, 2022’deki saldırı nedeniyle "Organ sokmak suretiyle çocuğun cinsel saldırısı" suçundan 24 yıl hapis cezası aldı.
Sanık T.E., toplamda 50 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılarak cezaevine gönderildi. Bu karar, mağdurun ailesi ve kamuoyu tarafından dikkatle takip edilen bir dava sürecinin ardından geldi.