6 işçinin hayatını kaybettiği havai fişek fabrikasına AKP dokunulmazlığı!

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek bugün yayınlanan yazısında, Sakarya Hendek'te 6 işçinin ölümüne yol açan Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nın AK Parti döneminde hayli avantajlı ve dokunulmaz hale gelmiş" ifadelerini kullandı.

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek bugün yayınlanan yazısında, Sakarya Hendek'te 6 işçinin ölümüne yol açan Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nın AK Parti döneminde hayli avantajlı ve dokunulmaz hale gelmiş" ifadelerini kullandı.

Deniz Zeyrek  yazısında patlamanın yaşandığı fabrika ile ilgili, "Firma eski bir firma ama iş kazaları konusundaki siciline, pazar payına, bu firma lehine yapılan mevzuat değişikliklerine, bu alandaki ithalat kısıtlamalarına ve artan gümrük vergilerine bakılırsa, AK Parti döneminde hayli avantajlı ve dokunulmaz hale gelmiş" ifadelerine yer verdi. 

Zeyrek'in yazısının ilgili bölümü şöyle:

Zeyrek yazısında, Kızılay'a vardığımda bir kahvecide oturup Hendek'teki havai fişek fabrikası patlamasına dair gelişmelere göz attım. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla bölgeye gittiklerini vurgulaması, bana yine Türk Cumhuriyetlerini çağrıştırdı. Sanki Cumhurbaşkanı talimat vermese olay yerine gitmeyeceklermiş, sanki bakanların, bürokratların her konuda 'takdiriyle', 'talimatıyla', 'liderliğiyle' gibi kelimelerle birlikte Cumhurbaşkanı'na atıfta bulunma zorunluluğu varmış gibi. Bu arada patlayan fabrikanın sahibi MÜSİAD Sakarya Başkanı Yaşar Coşkun olunca AK Parti'den ve hükümetten geçmiş olsun mesajları yağmaya başlamıştı. Bir kadın milletvekilinin önce Coşkun'a geçmiş olsun deyip, sonra 'bu vesileyle' diyerek ölen işçiler için başsağlığı dilemesi haklı bir tepkiyi de beraberinde getirmişti. Tıpkı Soma'daki maden faciasından sonra olduğu gibi. Ölen ve yaralanan işçiler rakamlardan ibaretti ve patronlar her zamanki gibi çok kıymetliydi. Oysa beklerdik ki AK Parti'liler, ülkeyi yönetenler, iş yeri sahibine geçmiş olsun sırasına girmek yerine, 'göz göre göre gelen' bu patlamanın hesabını sorsunlar." düşüncesini dile getirdi. Zeyrek, "Kurtulan bir işçi 'iyi ki depo patlamadı' diyordu. Depo patlamadıysa, patlayınca 3-4 metre çukur açacak kadar çok patlayıcı depo olmayan binalarda ne arıyordu? Patlayan, nitrokoton, gri barut, bitmiş havai fişek bataryaları mıydı?Firma eski bir firma ama iş kazaları konusundaki siciline, pazar payına, bu firma lehine yapılan mevzuat değişikliklerine, bu alandaki ithalat kısıtlamalarına ve artan gümrük vergilerine bakılırsa, AK Parti döneminde hayli avantajlı ve dokunulmaz hale gelmiş. Şimdi diyeceksiniz ki bu benzemez konuları nasıl birbirine bağladın?" Şöyle arz edeyim: Demirel'in dediğini tersten söyleyecek olursak, demokrasimiz kan kaybettikçe, daha önceki iş kazalarında olduğu gibi, fişek fabrikasındaki kazada ölenler de öldükleriyle kalacak, gerekli önlemleri masraf çıkmasın diye almayan patronlar yollarına devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.

Zeyrek yazısında şunları kaydetti:

Üstelik, TBMM önünde oturan baro başkanları başarısız olursa, gelecekte iş kazalarında ölen garibanlarla, geride kalanların hakkını hukukunu savunacak idealist avukat da kalmayacak. Bu arada bakanlar, bürokratlar “Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla…” gibi cümleleri basın açıklamalarında, konuşmalarında, sosyal medya mesajlarında tekrar tekrar kullanmaya devam edecek. Bunlar karşısında biz vatandaşlar ne mi yapacağız? Başımızı öne eğip, polis çitiyle çevrili parkların etrafından dolaşmaya razı olacağız.  

Yazının tamamı için tıklayın

.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.