Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenler Belediyesi Kentsel Dönüşüm Konutları Teslim Töreni'nde açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle;
* İlk anahtarları teslim etmenin mutluluğu içerisindeyiz. Burası TSK'ya ait devasa bir alan.
* Şimdi 100'de 70'i yeşil alan ve okul, cami gibi ortak alanlardan oluşan bir alan var. Afet riski alanları dönüştürme konusunda hedefimiz çok büyük. Türkiye genelinde 6.5 milyon yapıyı bu şekilde dönüştürmeyi hedefliyoruz.
* Kılıçdaoğlu, çıkmış kanımızı dökerler diyor. Bizim öyle bir derdimiz yok ki sizin geçmişinizde. Rahmetli Adnan Menderes'i ve arkadaşlarını idama gödneren sizsiniz.
* Bizim demoklrasi mücadelemizde kan dökmek yoktur. Biz bu mücadeleyi sadece bölücü terör örgüteüne karşı veririz.
* Bizim için aslolan milletimizin huzurudur, mutluluğudur, memnuniyetidir. Dün Yenikapı'da ben milletimi gördüm. Ondan önceki gün Diyarbakır'da gördüm. Evvelsi gün Kırşehir'de de gördüm. Milletimiz bize 'Durmak yok yola devam' diyor.
* Sizler yanımızda olmaya devam ettikçe Türkiye'yi hedeflerimiz doğrultusunda geliştirmeye devam edeceğiz.
* Osmangazi köprüsü bitti. Son tabliyelerin kaynaklarını yaptık. Şimdi de açılışa hazı hale geldi. Bugün yarın belki onun açılışını da yapacağız. O köprü Orhangazi ile birleşiyor.
* Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün de açılışını 26 Ağustos'ta yapıyoruz. Geçen günlerde üçüncü havalimanı projesini gördük. Yüzde 25'i bitti. Dünyanın bir numaralı havalimanı olacak. İlk etabını 2018'de açacağız. Kalan etapları da 2023'e kadar yapılacak.
* Bakın Marmaray... Yapamaz dediler. Yaptık mı? Yaptık... 3 yılda 130 milyon yolcu geçti. Avrasya Tüneli de yıl sonuna doğru açılacak. Oradan da otomobiller geçecek.
* Sonrasında Kanal İstanbul'u da açacağız. Karadeniz'i Marmara'ya bağlayacağız. Yeni bir adım daha atacağız ve Çanakkale Köprüsü için de adımlar atıyoruz. Milletimiz destek verdiği sürece de hizmet üretmeye devam edeceğiz. Biz bu millete efendi değil hizmetkar olmaya geldik.
* Kentsel dönüşüm projeleri için 21 ilde rezerv alanları yaptık. Yaklaşık 93 bin yapını risk denetimi yapıldı. Kentsel dönüşümde kira yardımlarıyla devlet yardımları kullanıldı.
* Sur'da da kentsel dönüşüme gidiyoruz. Süratla adımları atıp, TOKİ ile süratle inşa etmeye başlayacağız. Terör örgütü yıkarken, biz yapmaya devam edeceğiz.
* Geçmişte biraz da şartların zorlamasıyla dikey yapılaşma yoğun bir şekilde yaşandı. İstanbul'de nüfusun fazla metrekarenin az olduğu Esenler'de dikey yapılanma mecburen oldu. Gönlümüz, yatay yapılanma.. Şehir merkezindeki alanlarda mümkün olmayabilir ama müsait olan alanlarda çevreye doğru yatay yapılaşma için gerekli adımları atmalıyız.
* Artık yeşil alanları, otoparkaları, okulları ve ticari birimleri ile her anlamda kendi kendilerine yeten yerleşim yerleri kurmalıyız. Tarihi ve kültürel özelliklerimiz bu alanlara damgasını vurmalı. Biçimsiz yapılar yerine Selçuklu, Osmanlı mimari anlayışıyla yorumlamalıyız. İnsanların önde olduğu insana hitap eden yapılar yapmalıyız.
* Şehirlerimizin tarihi özelliklerine sahip çıkmalıyıız. Araçların deil de raylı sistemlerin ve toplu taşımanın ön plana çıktığı yapılar inşa etmeliyiz.
* Haliç'in bataklığa döndüğü, çöplerin patladığı İstanbul'dan bugünün İstanbul'una geldik. Daha modern bir TÜrkiye için bakanlık ve yöneticilerimizin planlarını gözden geçirmelerini istiyorum.
* Bundan önce 3 yıl önce bugünlerde Gezi Parkı'ndaki düzenlemeler bahane edilerek eylemler yapıdı. Başka şehirlere sıçradı. Olayların çıkış noktası olan Gezi Parkı'nı dahi altını üstüne getirdiler. Bınların dikili ağacı yok. Bu kesimin durdurulmasını istediği faaliyetler arasında kentsel dönüşüm, üçüncü köprü, üçüncü havalimanı, Marmaray gibi projeler vardı. Oradaki olaylar 12 ağacın sökülerek başka bir yere nakledilmesinden ibaretti.
*Bugün Paris yanıyor, Brüksel yanıyor. Diğer Avrupa kentlerinde de eylemler devam ediyor. Birçok uluslararası medya kuruluşları bu olaylara kör ve sağır... Açıklamalar yapan siyasetçiler neden şimdi susuyorlar. Ama ben de buradan söylüyorum. Fransa'daki olaylarda protestoculara karşı polisin sert tutumunu kınıyorum. Paris'te özgürlük mücadelesi veren insanlara karşı neden kötü davranıyorsunuz. Endişeliyim.. Kaygılıyım... Gezi olaylarında yorum yapan Avrupalı siyasetçi ve gazetecilerin neden şimdi sustuğunu merak ediyorum.
* Ben Paris'ten endişeliyim, Brüksel'den endişeliyim. Orada uygulanan polis şiddetini kınıyorum.
* Paris polisini kınıyorum. Bana akıl veriyordunuz, Paris'teki özgürlük mücadelesi verenlere niye böyle yapıyorsunuz. Paris'teki olaylar bizi çok üzüyor. Fransa'nın 17-25 Aralık benzeri operasyonlara maruz kalmasından korkuyorum.
* Diyarbakır'a gazetecilerini, kameramanlarını, fotoğrafçılarını gönderip, benim oradaki mazlum vatandaşımı konuşturuyorlar. Neden Paris'te Brüksel'de Brezilya'da bunu yapmıyorsunuz.