Avrupa Birliği Sincan'daki insan hakları ihlalleri nedeniyle Çinli 4 yönetici ve 1 kuruma yaptırım kararı aldı
Henüz resmi olarak onaylanmayan plana göre Avrupa Birliği 1989 yılındaki Tiananmen Meydanı olaylarından bu yana ilk kez Çin'e yaptırım kararı almış olacak.
Yaptırımların seyahat yasağı ve varlıkların dondurulması gibi unsurlar içermesi bekleniyor.
Kararın ay sonundaki AB Dışişleri Bakanları zirvesinde onaylanması hedefleniyor.
Ne olmuştu?
AB-Çin Kapsamlı Yatırım Anlaşması, Çin için jeopolitik bir kazanç ve Avrupa Parlamentosu'ndaki anlaşmayla ilgili endişelere rağmen transatlantik ilişkilere bir darbe olarak değerlendiriliyor.
VOA’den Nike Ching’e konuşan Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Molly Montgomery, Avrupa ve Avrasya İşleri Bürosu'nun önceliğinin Başkan Biden’ın yemin töreni konuşmasında değindiği gibi Avrupa'daki müttefikler ve ortaklarla ilişkileri yeniden inşa etmek olduğunu söyledi. Montgomery, Avrupa’nın Corona virüsü ile mücadele, iklim değişikliği, Rusya ve Çin'den gelen kötü niyetli faaliyetlere karşı mücadele gibi konularda ABD’nin hedeflerine ulaşmasında temel taşı olduklarına inandıklarını kaydetti.
Ancak AB-Çin Kapsamlı Yatırım Anlaşması’nın ABD’yi gafil avlayıp-avlamadığı merak konusu oldu. Washington’un Avrupalı müttefikleriyle çalışmaktan ne kadar emin olduğu da akıllardaki soru.
VOA’in bu konudaki sorusunu yanıtlayan Molly Montgomery, anlaşma konusunda AB ile erken istişarelerde bulunmak için sabırsızlandıklarını söyledi. Montgomery, "Eğer Çin bu anlaşmada pazara erişim, zorla çalıştırma gibi konularda ek tavizler verdiyse, bunu kesinlikle memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak Çinliler’den bunun sadece ucuz vaat olmadığını kanıtlamalarını ve bu taahhütleri yerine getirmelerini bekliyoruz. Bu nedenle, AB ve Avrupalı müttefiklerimiz ve ortaklarımızla bu konularda birlikte çalışma konusunda ileriye dönük görüşmeler yapmayı dört gözle bekliyoruz’’ dedi.
Aşıdaki rekabet küresel dengeleri etkileyecek mi?
Çin, aşı dağıtımında ABD ve Avrupa ile rekabet halinde. İki hafta önce ise Çin ile 17 Orta ve Doğu Avrupa ülkesinin (CCEEC) liderleri, sanal bir zirvede biraraya geldi. Pekin’in ABD’ye karşı özellikle dış ticarette alternatif arayışında ‘’17 + 1’’ olarak bilinen bu işbirliği dikkatle izleniyor.
ABD veya Avrupa dahil, tüm ülkelerin Çin ile çok yönlü ve çok karmaşık bir ilişkisi olduğunu düşünen Molly Montgomery, ‘’Bu ilişkinin düşmanca olan yanları var. Bunların bir kısmı rekabetçi, bir kısmı da Çin ile işbirliği yapmak istediğimiz alanlar. Bu nedenle, odak noktamız gerçekten müttefiklerimiz ve ortaklarımızla çok taraflı bir temelde çalışarak işbirliğimizi güçlendirmek ve iklim değişikliği gibi Çin ile işbirliği yapabileceğimiz alanlara bakmak. Aynı zamanda da Çin’in karşı çıktığımız ekonomik faaliyetlerinin farkında olmak o düşünüyorum. Değerlerimize yönelik tehditler var ve Şincan ile Hong Kong'da gördüğümüz gibi insan hakları ihlalleri var. Çin'de çoğunluğu Müslüman Uygurlar’a karşı işlenen soykırım konusunda ABD’nin tavrı çok net. Yani, Çin ile bu karmaşık ilişkiye bakarken olumlu bir gündem geliştirmek ve aynı zamanda değerlerimizi ve ortak çıkarlarımızı savunmak için müttefiklerimiz ve ortaklarımızla çalışmaya gerçekten odaklanmış durumdayız’’ diye konuştu.
Dışişleri yetkilisi, ABD'nin Şincan'da Uygurlar’a karşı soykırım yapıldığına dair politika belirleme konusunda tereddüt ettiğine dair, Avrupa ülkelerinden yükselen şüphelere de yanıt verdi.
“Uygurlar konusundaki çizgimiz net”
Montgomery, ‘’ABD yönetimi ve Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Şincan'da yaşananların soykırım olduğu konusunda çok net. Uygurlar’ın insanlığa karşı suçlara maruz kaldığını görüyoruz. Bunların çok ciddi suçlar olduğu ve hesap verme sorumluluğu olması gerektiği konusunda çok net olduk. Bu faaliyetleri, bu suçları kınıyoruz. Bu insan hakları ihlallerine, zorla kısırlaştırmalara, işkenceye ve esas olarak Şincan'da çoğunlukla Müslüman Uygurlara karşı işlenen diğer suçlara bir son verilmesi gerektiğini açıkça belirttik’’ ifadelerini kullandı.
ABD'den Çin'e Uygur Politikası Uyarısı
Corona virüsü pandemisinde ABD ile Çin’in rekabet ettiği bir başka alan da aşı dağıtımı. Sırbistan ve Macaristan, Çinli Sinopharm’ın aşısını kullanan ilk Avrupa ülkeleri oldu. Birçok Avrupa ülkesi de ABD’li Pfizer firmasının Alman BioNTech firması ile ürettiği aşılara güveniyor. Peki, ABD, Washington ve Pekin arasında seçim yapmaları için Avrupa ülkelerine baskı yapıyor mu?
Molly Montgomery, VOA’in bu sorusuna ‘’hayır’’ yanıtını verdi. ‘’Ülkelerden ABD ile Çin arasında bir seçim yapmalarını istemediklerini söyleyen Dışişleri yetkilisi, ‘’Ortak değerlerimizi ve çıkarlarımızı geliştirmek ve korumak için birlikte çalıştığımızda en güçlü olduğumuza inanıyoruz. İşte bu yüzden bu yönetim, küresel sağlık güvenliğini teşvik etmek için ilk ay boyunca müttefikler ve ortaklarla ve ayrıca Çin gibi ülkelerle çok taraflı forumlarda çok aktif bir şekilde görüştü. Bu salgının bir sonunu görmek için birlikte çalışmak istiyoruz’’ yanıtını verdi.
Ancak Montgomery, Çin'in ortak değerlerin bazılarını baltalamak ve kendi çıkarlarını desteklemek için çok taraflı sistemi kullandığını da bildiklerini, bu nedenle bu çıkarları korumak için ortaklar ve müttefiklerle çok yakın çalışmak istediklerini de vurguladı.
Doğu Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesi
ABD Dışişleri Bakanı: Çin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde soykırım ve insanlığa karşı suç işledi