ABC Kritik | Berk Yüksel | Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik

Berk Yüksel yazdı...“Bir toplum gerçekten ne kadar uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden de o kadar nefret eder.” Bertolt Brecht“Buncağızlardan önce bu kavramlar var mıydı?” diye sorulabilir.Elbette eksiklik, aksaklık çokçaydı...

Berk Yüksel yazdı...

Bir toplum gerçekten ne kadar uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden de o kadar nefret eder.” Bertolt Brecht

Buncağızlardan önce bu kavramlar var mıydı?” diye sorulabilir.

Elbette eksiklik, aksaklık çokçaydı lakin gelecek için umutlarımız, neşemiz, gerçekleştirmeyi ümit ettiğimiz ideallerimiz vardı.

Çeyrek asrı aynı yönetimle geçmiş bir ömürde, her geçen sene bir öncekini mumla aratır oldu.

İdealler buharlaştı, ümit Kaf Dağı’nın ardında, neşemiz ise tamamen kaçtı.

Kahkahalarımızı çalan bir çeyrek asırdır bu!

Biz” dediğimiz ve dışarıda hiç kimse bırakmadığımız her değeri buharlaştıran!

Bütün olumlu şeyleri mıknatıs gibi kendine çeken ve sahiplenen yaşanılan her türlü rezilliği ve kepazeliği üzerinden bir teflon tava gibi kaydırıp atan karabasan bir devir.

Bir ülkenin geleceği yetiştirdiği evlatlarının niteliği ile orantılıdır. Zar zor en iyi şartlarda okutulan gençler birer birer terk ediyor ülkeyi...

Çeyrek asırdır, Karanlığın arkası aydınlıktır, neşemizi kaçırmayalım, enseyi karartmayalım, umudumuzu yitirmeyelim, ışık karanlıktan doğar... vs.” tarzı psikolojik telkinle bir koca ömrün yarısı heba olmuş durumda...

Aydınlık bir geleceğe dair, güneşli günlere dair, medeniyete dair son umut belki de önlerimize konacak olan ve bir dahaki için neredeyse beş yıl beklenmesi gerekli olan sandık...

Ekonominin halinden dış politikaya, varlık kuyruklarından zamlara, Kabataş yalanından ıslıklama iftirasına, medyanın adi borazanlığından din sömürüsüne rezillik hep diz boyu...

Medya denilen yağdanlık artık işi iyice azıttı; yirmi dört saat goygoy ve yalan ile propaganda sürmekte, kendi yalanına inanan, güce biat eden geniş bir kitle vardı ve çoğaltıldı.

Zıtlaştırırsam, iyice kutuplaştırırsam, açlıklarını unuturlar!” diye yıpratılan bir millet.

Çeyrek asırdır aynı oyuna defalarca ve kolayca gelen bir yapı.

Yine değişmeyecektir belki ama...

Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik için, neşemizi, umutlarımızı çalanlara “dur” demek için köprüden önce son çıkıştır bu sandık. Biliyorum bu tabir artık çok klişe ancak gerçek budur.

Asla pes edilmez, fikri mücadele son nefese kadardır lakin çeyrek asırlık iyimserliğin artık tükeneceği son noktadır bu!

Geleceğe dair ümitli cümleler kullanmak için belki de son şans...

Benim evlatlarımız için kalan son umudum.

Kim bilir belki!

Medeniyet, uygarlık, çağdaşlık; kavga, bağrışma, kutuplaşma, eğitimsizlik, bağnazlık değildir. Sükûnettir, neşedir, güzelliktir, eşitliktir, özgürlüktür, adalettir, kardeşliktir... İyi, doğru ve güzeldir!

Bu değerlerde buluşmak ümidiyle!

Halkı diğerlerine karşı öfkelendirirsek, karınlarının açlığını unuturlar.”

Charlie Chaplin (film repliği 1940)

Berk Yüksel...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?