Bayramlar bu ülkede dini bir ritüel olmanın yanı sıra ve belki de daha çok, halkın yaygın bir hoşgörü, kardeşlik ve barış ortamı içinde birbiriyle kucaklaştığı, bütün inaçları birleştiren, hüzünlerini ve acılarını ertelediği günler olarak kutlanır. Folklorik özelliği, kültürel niteliği daha öndedir ve bu nedenle bütün inançları, mezhepleri, felsefi ve siyasal eğilimleri birleştiren bir özelliğe sahiptir.
Ancak, insanlığın bütün ilerici kazanımlarına ve cumhuriyetin modern değerlerine düşman olan siyasal islamcılar bugünü bir IŞİD kafasıyla, bir Vahhabi saplantısıyla, ve bir Emevi yobazlığıyla daraltmaya, sadece şeriatçıların bayramı yapmaya çalışıyorlar. Bugünde de toplumu bölüyor, parçalıyorlar. Böyle bir hastalıklı kafa yapısının bu ülkenin bugünü ve geleceğine olumlu bir şey katmasına imkan var mı? Kesinlikle yok.
Çok iyi tanıdığımız gerici siyasetçiler, yobaz "kanaat önderleri" bu bayram da alışkın olduğumuz kirli ezberlerini tekrarlayacak. Arife gününden başlayarak gazeteleri ve televizyonlarıyla üstümüze dört koldan milli birlik, beraberlik nutukları boca edilecek. Memleketin geleceğini karanlık ihtiraslarına kurban edenler yine “bütünlüğümüze kast eden düşmanlar''dan, bunların birbirleriyle yaptığı “karanlık işbirliği''nden falan söz edecekler.
Tarihin gördüğü en sistematik, en örgütlenmiş siyasi gericiliklerden biriyle, arsızlaştıkça arsızlaşan bir kötülükler iktidarıyla karşı karşıyayız. Geçtiğimiz on dört yıl açıkça gösterdi ki “millet'' kavramını ağızlarından düşürmeyen bu ekibin ne millet ne memleket umurunda.
Yüz kızırtıcı bütün suçlarını FETÖ dedikleri İslami Cemaat yapılanmasına yıkarak, birlikte işledikleri suçlardan sıyrılmaya çalışıyorar. Ama biz biliyoruz ki, onlar ortaktı ve Cumhuriyeti tekbir getirerek birlikte boğazladılar. Riya ve yalanı ahlak edinmiş bu güruh kirli iktidarını kaybetmemek için din dahil her türlü 'kutsal' ve 'milli' değeri sömürmekten çekinmiyor. Ancak bu sadece ülke kerameti kendinden menkul şeyhlerin ülkesi değil. Hocaefendilerin, kendini sultan ve ümmetin reisi sanan Yeni Osmanlıcıların ülkesi ise hiç değil.
İnsanların “Bir ağaç gibi tek ve hür / ve bir orman gibi kardeşçesine'' yaşayacağı günleri yaratmak en büyük bayram olacaktır. Birgün “Paranın padişahlığı ve yobazın karanlığı'' yıkılacak ve bu toplumun da gerçek bayram günleri başlayacak. İnsanların özgür, adil, sömürüsüz, eşitlik içinde yaşadığı o günler sanıldığı gibi uzak değil. Toplumun din ile Allah ile aldatıldığı, halkın kör bir karanlık içine çekilerek sömürüldüğü, ezildiği, istismar edildiği günleri bitirmek bizim ellerimizdedir.
O günlere olan inançla, bütün okurlarımızın bayramını kutluyoruz.
* Bu yazıdaki kimi ifadeler, Haziran Hareketi'nin bayram mesajından alınmıştır