Kanada ve Avustralya gibi ülkelerde de benzer eylemler düzenleniyor ve Avrupa'daki birçok ülkede benzer hareketlere ilham kaynağı oluyor.
Öğrenciler ve akademisyenler, polis şiddetine ve gözaltılarına rağmen Filistin'e yönelik şiddetin son bulması için seslerini yükseltiyorlar. New York Şehir Üniversitesi'nde (CUNY), yüzlerce öğrencinin katılımıyla bir destek kampı kuruldu ve pankartlarda "Apartheid Yatırımına Son" mesajları yer aldı.
APARTHEİD YATIRIMLARINA SON VERİN MESAJI 
 
Üniversite yönetimlerinin protestoları bastırma çabalarına rağmen, öğrenciler ve akademisyenler direnişlerini sürdürüyorlar. Boston'daki Northeastern Üniversitesi'nde ise çevik kuvvet ekiplerinin müdahalesi sonrası çatışma yaşanmadı ancak bazı protestocuların antisemitik ifadeler kullandığı iddiaları ortaya atıldı.
Protestolara katılan Yahudi aktivistler ve bazı Ortodoks Yahudiler, eylemlerin Yahudi karşıtı olmadığını savunuyorlar. Ayrıca, İsrail'in politikalarının Holokost'tan kurtulanların yaşadıklarına benzer trajedilere yol açtığını belirterek bu durumdan duydukları rahatsızlığı dile getiriyorlar.
Benzer gösteriler Berlin, Paris ve Londra gibi şehirlerde de düzenleniyor. İsveç'teki gösterilerde "Özgür Filistin" ve "İsrail’i Boykot Et" sloganları atılırken, Filistin Dayanışma Kampanyası Direktörü Ben Jamal, İngiliz siyasetine yönelik eleştirilerini dile getiriyor ve antisemitizm suçlamalarının İsrail'e yönelik meşru eleştirileri bastırmak amacıyla kullanıldığını vurguluyor.
Washington merkezli siyasi stratejist Rina Shah, ABD'deki protestoların öğrencilerin İsrail politikalarına yönelik endişelerini ifade etme şekli olduğunu belirtiyor. Shah, ABD hükümetinin İsrail'e sağladığı desteğin Gazze'ye yönelik insani yardımlarla çeliştiğini ve bu durumun öğrenciler arasında rahatsızlık yarattığını ifade ediyor.