Abdülhamitçilik Cumhuriyet düşmanlığıdır!

Durmuyorlar.. Durdukları taktirde düşeceklerini biliyor ve bu nedenle üst üste hamle yapıyorlar. Cumhuriyeti yıkmak için her fırsatı değerlendiriyor, gözü dönmüş bir şekilde saldırıyorlar.Sinsi ve iki yüzlü bir tutumla,...

Durmuyorlar.. Durdukları taktirde düşeceklerini biliyor ve bu nedenle üst üste hamle yapıyorlar. Cumhuriyeti yıkmak için her fırsatı değerlendiriyor, gözü dönmüş bir şekilde saldırıyorlar.

Sinsi ve iki yüzlü bir tutumla, sanki önemli değilmiş de sıradan bir iş yapılıyormuş gibi davranıyorlar. Önce tepkileri yatıştırmaya özen gösteriyor, giderek daha arsız davranıyorlar. Böylece kazandıkları zaman ve ürettikleri meşruiyete bağlı olarak, Cumhuriyetin temellerine yönelik saldırı çizgisini sürekli derinleştiriyorlar.

Bir süredir hiç uzlaşma aramıyorlar. Artık bir ortalama alma çabaları da yok. Güçleri yeterse yıkıcı hamleyi yapıyor, yetmezse geri çekilip yeni bir fırsat kolluyorlar.

Çünkü, daha önceki merkez sağ ve muhafazakar partiler gibi sistem içi bir hareket değiller. Onlar Cumhuriyetin sağ kanadını temsil etmiyor, ona esastan itiraz yöneltiyorlar.

AKP’nin Cumhuriyet içi bir parti değil, Cumhuriyet dışı oluşumdur. Türkiye gericiliği ve dinci despotizmin simgesi olan Abdülhamitçi bir partidir.

Ve artık öyle adımlar atıyorlar ki, insana “bu kadarı da olmaz'' dedirtiyor. Daha 10 yıl önce insanın aklına bile getiremeyeceği bu eylemlerden biri de, en büyük Cumhuriyet kurumu olan ve bir anlamda Abdülhamit’e karşı mücadele içinde kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’nın düzenlediği bir etkinlik.

İnanılır gibi değil ama Meclis, doğumunun 174'üncü yıl dönümü nedeniyle “Abdülhamit Haftası'' düzenliyor. Etkinlikler çerçevesinde Sultan 2'inci Abdülhamit adına fotoğraf sergisi açılacak ve Osmanlı marşlarıyla Abdülhamit'i anacak. Etkinlikle ilgili davetiye Meclis Başkanı İsmail Kahraman imzasıyla davetlilere gönderiliyor. Davetiyede, programla ilgili bilgilerin yanı sıra Sultan Abdülhamit'in portresine de yer veriliyor. 

Oysa, Cumhuriyet Abdülhamit ve onun temsilettiği gericiliğe karşı mücadele içinde kuruldu. Modern Türkiye Cumhuriyeti'nin varlık gerekçesi Abdülhamitçi kurumların tasfiye edilmesine dayanıyor. Abdülhamit, hilafeti canlandırarakbir bakıma siyasallaşmış İslam’ın temelini atan, Türkiye'nin seçilmiş ilk parlamentosu olan ''Meclisi Mebusan'ı (Birinci Meşrutiyet) kapatan bir zorbadır. Osmanlı reform ve çağdaşlaşma hareketinin büyük lideri ve ilk anayasanın mimarı olan Sadrazam Mithat Paşa'yı sürgün ettiği Taif'te boğdurarak öldüren zalimdir.

Abdülhamit, 33 yıl boyunca kurduğu istibdat (gerici baskı ve devlet terörü) rejimiyle, muhalifleri bastıran, onları hapse atan, sürgüne gönderen, binlerce aydının yurt dışına kaçmasına neden olan gericidir. Osmanlı'nın yenileşme ve modernleşme hamlesinde kırılma yaratarak Batı'nın daha da gerisinde kalmasına ve parçalanmasına yol açan, gerici bir despottur.

Abdülhamit, Türkiye devriminin öncüleri olan Jön Türklere zulüm uygulayan, basına sansür koyan, medeni kanununhazırlanmasını engelleyen ve toplumun ortaçağ karanlığında kalmasını sağlayan bir aydınlanma düşmanıdır. Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal'i muhalif ve ilerici fikirleri nedeniyle daha Harbiye öğrencisiyken tam 4 kez hapse attıran bir diktatördür. Namık Kemal gibi Türk edebiyatı ve fikir hayatının en büyük isimlerini sürgün ve hapislerle gönderen yobazdır.

Abdülhamit, 1908 Hürriyet Devrimi'nden sonra Meclis-i Mebusan'ın yeniden açılması ve 1909'da ilk çok partili demokratik seçimlerin yapılması üzerine, yetkilerinin Batıdaki krallıklar gibi sembolik hale getirilmesini kabul etmedi. Bu nedenle tarihimizde ''31 Mart Vakası’ diye bilinen gerici ayaklanma ve askeri darbe ile Meclis'in yeniden kapatılmasını destekledi. İstanbul'da darbe yapan alaylı askerler ve onlarla birlikte ayaklanan yobazlar, "gavurluk" olarak gördükleri modern okullarda okuyan öğrencileri ve Mektepli subayları (Harbiyeli) sokaklarda linç etti. Yeniden şeriat ilan edildi ve kadınların tek başlarına sokağa çıkması yasaklandı.

Bu ayaklanma, ilerici subayların yönetimindeki Selanik'te toplanan / kurulan ve İstanbul'a yürüyen Hareket Ordusu tarafından bastırıldı. Başkent İstanbul'u gericilerden kurtaran Hareket Ordusu'nun komutanı Mahmut Şevket Paşa, kurmay heyetindeki genç subaylardan biri de Mustafa Kemal'di. Hareket Ordusu 31 Mart gerici ayaklanmasını bastırıldıktan sonra Abdülhamit tahtan indirildi ve Meclis-i Mebusan yeniden açıldı.

İşte, Erdoğan-AKP iktidarının yücelttiği ve adına anma toplantıları düzenlediği padişah bu!

AKP İktidarı, Cumhuriyetin bütün temel değer ve ilkelerinin düşmanı olan, Hilafeti yeniden canlandırarak gerici bir baskı rejimi kuran bu Abdülhamit'e sahip çıkarak aslında kendi kimliğini ortaya koyuyor. Kuracağı yeni rejimin de ipuçlarını veriyor. 

Aralarında, Türkiye’nin seçkin kurumlarından Genelkurmay’a bağlı Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin de (GATA) bulunduğu hastanelere ve bazı kamu kuruluşlarına Abdülhamit adını veren AKP iktidarı, Cumhuriyet ve laik rejim için yıkıcı bir tehdit oluşturduğunu ortaya koyuyor.

Bir kez daha altını çizerek belirtelim; AKP, Cumhuriyetçi değil Abdülhamitçidir, laikliğe saygılı değil dincidir, muhafazakar değil siyasal islamcıdır. AKP gerici bir karşı devrim partisidir.

Bu nedenle başta CHP olmak üzere, muhalefet bu utanca ortak olmamalıve Abdülhamit davetine katılmamalıdır. Dahası Meclis adına yapılan bu etkinliğin iptal edilmesi için baskı yapılmalıdır. Başta GATA olmak üzere, kamu kuruluşlarına verilen Abdülhamit adının kaldırılması sağlanmalıdır.

Keskin Kalem

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri

Masrafı yok diye bol bol ekildi: Sarı altında hasat erken başladı!
Ankara' da sağanak yağış sürecek mi? 5 Mayıs 2024 Ankara hava durumu
O bebek maması markasında zararlı madde tespiti edildi: Ürünler toplatılıyor
Popüler mama markasında zararlı madde: Toplatılıyor!
Kaçak tarikat yurdunda şok edici koşullar! Çocuklar hijyenik olmayan ortamda yaşıyor