Abdurrahman Dilipak: Algımız değişince

AK Parti tabanı bir yandan milliyetçi duygular, öte yandan dünya menfaatleri, dini duyguları harmanlarken, onların tabanından oy almak için yeşil Kemalizm’e oynuyor. Yanında MHP...

''Bu eğitim, bu ahlak, bu tarih, bu gelecek hayali ile varacağınız yer neresi biliyor musunuz: ‘’Chiristislam.''

‘’O da nereden çıktı?’’ derseniz, öyle işte. Kurbağa haşlaması yöntemi ile sessiz ve derinden bir zemin kayması süreci yaşıyoruz. Hele şu siyasetin seçimlere yönelik ürettiği mantık yok mu bu çalkaladıkça köpüren deterjan gibi, deterjan reklamını andıran köpük siyaseti, ne din bırakıyor insanda ne mantık. Tersine çevrilmiş bir ehram misali, korku ve umud arasındaki denge kaybolmuş, kiminde yer değiştirmiş. Mesela CHP desen, tabanı kendi inanç ve tarihinden korkuyor. Öte yandan AK Parti tabanından oy almak için başörtülülerle yakınlaşma fotoğrafı vermeye çalışıyor. Yanında Gelecek, Deva, Saadet

AK Parti tabanı bir yandan milliyetçi duygular, öte yandan dünya menfaatleri, dini duyguları harmanlarken, onların tabanından oy almak için yeşil Kemalizm’e oynuyor. Yanında MHP...

Kullanılan din ve mantık, matematik olarak 4 işlem, dil olarak 3-500 basit kelime ve sıfatlardan, isimlerden ibaret. Papağan eğitir gibi konuşacaksınız. Onlar çoban, biz sürüyüz ya. Tek konu, zeka yaş ortalaması 15 dakika. Şarkı-Türkü, fıkra derken, dikkat karşınızdaki, trollerin sosyal media ya da iş ilişkileri ile güdülenen kalabalıkların konsantrasyon süresi artık 20 dakika. CoVID yalanı sonrası, bir de aşılı BİREY’leri fazla yormayacaksınız.

Hele bir de Montesserro eğitiminden geçmişler için, onların kendine yönelik, gözlem ve deneyimleri sonucu sahip oldukları deneyimle renk, biçim, sesle, kollektif akılın yön verdiği doğal yönelimlerle onları yaşadıkları sosyal çevrede kendini bulacak tabiat ve çevre ile uyumlu ve hoşuna giden bir istikamette kendine bir yol bulacaktır. Onlar BİREY olarak aslında güçlülerin zayıfları kendine benzettiği dünyada aklın ve başarının örgütlenmiş dünyasında gösterilen yönde, o deneyimleri ile kabullendikleri ilkeler doğrultusunda emin adımlarla ilerleyeceklerdir. Akıl, can ve nefsin dostluğu tehlikelidir. İman ve Ruhun Can ve Akılla dostluğunun yerini tek başına akıl, can ve nefs almışsa, o insan Meleklerin vadettiği dünyaya değil, Şeytan’ın vadettiği yeryüzündeki cennete koşacaktır.

CHİRİSLAM, 2022’de Dubai’de yeniden vitrine çıktı. Nijerya’da ilk ortaya çıkışı 1970’li yıllar. Cami yerine Muhammed’in kilisesi/Mabedi anlamında “Churc of Muhammad” diyorlar. Ya da “Kur’an kilisesi” diyorlar.  İslam ile Hristiyanlık  inanç ve düşüncesinin karışımından oluşan, birbirine uyumlu hale getirilmiş bir senkretik özellikli Karma bir dinTela Tella tarafından kuruldu. Bu din mensuları Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammed’e inanırlar. Religius Syncretism cemaatı 4 kitabı da mabedlerinde okurlar. Aslında İstanbul’da Dubois isimli bir Fransız Katolik, “Beyaz Babalar” adı ile buna benzer bir “dinlerarası diyalog” hareketi başlatmıştır. Bu konuya döneceğiz.

Hristiyanlıkta Hz. İsa, ‘’Rab’’ olunca, Aslında onun havarileri Yuhanna, Petrus hepsi Resul oluyor. Pekala Hz. Muhammed’de bu anlayışla, Onu doğrulayan kitab sahibi biri, nasıl Saul Tarsus’ta onunla, ondan 50 yıl sonra karşılaşıp O’nun resulü oluyorsa, bu mantığa göre Hz. Muhammed neden olmasın? Yahudilikteki Meşiah, Mesih olarak gelip, kavmi onu anlamıyorsa ve o tekrar gelecekse, aynı mantık içinde bu 3 dini bir şekilde ilişkilendirmek zor olmayacaktır. Zaten Kur’an-ı Kerim, Tevrat’ı, Zebur’u, İncil’i doğrulayan bir kitap değil mi?

Bu hikayenin geçmişi 1868 yılına kadar gider. Laik Fransa Afrika’da misyonerliğin en radikal kanadını örgütleyen ülkelerin başında gelir. Türkiye’deki Hristiyan tarikat okullarının arkasında da büyük ölçüde Fransa vardır.  Cezayir’in işgali sonrası örgütlenen misyoner faaliyetlerinin başında 1868 sonrası Charles Lavigerie isimli biri vardır… Lavigerie bu proje kapsamında Afrika Misyonerleri Cemiyeti’ni (Société des Missionnaires d’Afrique) kurdu ve bu kurum içinde “Beyaz Babalar” (Pere Blancs) ve “Beyaz Rahibeler” (Soeurs Blanches) adıyla erkeklere ve hanımlara hitap etmek üzere iki ayrı birim oluşturdu. Daha sonra Vatikan da bir diyalog merkezi kurdu. Fethullah Gülen’de bu merkezle birlikte çalışıyordu. Bugün bu alanda Euro İslam / Amerikano İslam projesi çerçevesinde yayınlanan 2000’den fazla eser ve akademik çalışma var.  Günümüzde diyalog faaliyetlerini Roma’daki  “Arap ve İslam Araştırmaları Papalık Enstitüsü” (PISAI) adlı  kuruluş üzerinden ve onların  bir yayın organı olan “Islamochristiana adlı dergiyle destekliyorlar.

Katolik gelenekten gelen Bill Gates’in kızı Jennifer nasıl Mısırlı Nayel Nassar ile evlendi bilmiyoruz. Aceba Okan Aşcı’nın dediği gibi CHRİSLAM, Küreselcilerin tek dünya devleti dayatmasının, tek dini olabilir mi? 

Yard. Doç. Dr. Hakan OLGUN “C-5 Misyonerliğinin Güçlükleri: CHRISLAM?” konulu makalesinde şu tesbiiti yapmaktadır: “C-5 modeli, ‘İsa Mesih’in rab olarak tanınması ve temel Hıristiyan inancının korunması şartıyla, ‘Mesihî Müslümanlar’ın gündelik sosyal yaşamlarında Müslüman gibi yaşayıp, İslami ibadetlerini sürdürmelerinde bir sakınca görmemektedir. Bu durum, öteden beri kullanılmakta olan kültüre uyarlama metodunun ötesine geçmek olarak yorumlanmış ve hatta misyonerliğin Müslümanlara yönelik ‘C-5 modeli SENKRETİZM’ olarak tanımlanmıştır. Bu çerçe­ ve de, iki dinin inanç ve ibadet yönleriyle birleştirilmesinin bir "Chrislam" modeli olduğu dile getirilmiştir.”

Güney Asya Müslüman toplumları içinde misyon faaliyetlerinde bulunan John Travis tarafından C1-C6 Spektrumu adıyla tasnif edilen bir misyon tasnifine göre, “C1-C6 Spektrumu içinde Müslümanların Hıristiyanlığa eğilimleri bağlamında şekillendirdiği tasnife göre, C-l ve C-2, Hıristiyan olmuş Müslümanların geleneksel bir kilise yapısına dâhil olmasını ifade etmektedir. C-3 ve C-4, düzey farklılıklarıyla birlikle kültüre uyarlama bağlamında Hıristiyan olmuş Müslüman cemaatini ve bunlara yönelik misyon stratejisini ifade etmektedir. C-5 ise bu tarz misyon metodundan etkilenmiş Müslüman kökenli Hıristiyanın kendisini ‘İsa'nın Müslüman takipçisi’ olarak tanımladığı, fakat içinde yaşadığı Müslüman toplumunca ‘Müslüman’ olarak algılanan bir durumu ifade etmektedir. Travis, bu tarz ‘Müslüman kökenli Hıristiyanların İslam toplumu’ içinde yaşamaya devam etmelerini, gündelik dini ibadetlerini İslamın gerektirdiği usulde yerine getirmelerini, Müslüman bünyeyle uyumlu gelenek ve yaşam tarzını sürdürmelerini önermektedir. Ancak bîr Müslüman ile C-5 misyolojisi uygulanmış ‘Mesihi Müslüman’ arasındaki en önemli fark, ‘Mesihi Müslüman’ın Mesihi Rab ve yegâne kurtarıcı olarak tasdik etmesine ilişkindir.”

Bizi Akdeniz, Ege, Trakya, Karadeniz, Doğu, Güney Doğu, Hatay, Dersim “Müslüman tiplolisi” üzerinde de çalışıyor adamlar. Moiz Kohen “Tekinalp” adı ile “Türk’ün dini Kemalizm’dir” derken Osman Nuri Çerman “Dinde Reform” projesini hayata geçirmek için çalışıyordu. CHP her zaman adeta Laik İslam misyoneri olarak bu dinin misyonerliğini yaptı. Resmi din eğitimi “TSE damgalı bir dinin misyonerliği” için araçtı: Bu çabaları reddeden benim, “Bu din benim dini değildir” diye bir kitabım da var.

George Dubois, Katolik inancına göre karısından boşanmış birini evine misafir etmeyecek derecede katı biridir. Bazı yazarlara göre Dubois’in bakış açısı şöyleydi: Hz. Muhammed (sav), Hristiyanlığa bir şeyler getirmek, hatalarını düzeltmek istiyordu ve bu açık bir reform hareketiydi. O şu düşüncedeydi: “Biliyoruz ki, Muhammed'in, nestoryen (Nasturi) bir papazla ilgisi vardı, o dönem Arabistan'daki, Nestoryanizm hareketini biliyordu. Oradan İslam’la Hristiyanlık arasında bir bağ kurmak istiyordu. Daha sonra bu misyonu oğlu Pierre Dubois üslendi. Mustafa Kemal’in  içişleri bakanı Şükrü Kaya'nın kızı da Pierre Dubois'in öğrencisiydi.  Pierre Duboi, Kapüsen teşkilatının gizemli elemanlarından biriydi. Bu kişiler kod adları kullanıyorlardı. Galatasaray'da ders vermeye başladıktan sonra Pierre Dubois'nın adı Pere Gautier oldu. Ömrünün 57 yılını Türkiye’de geçiren bu dinlerarası diyalog projesine gönül veren Monsenyör Dubois'nın hayatını en iyi bilenlerden biri de Prof. Dr. Niyazi Öktem’di. Dubois’nin  mistik eğilimlerden akılcılığa; Atatürk'ten özgürlük anlayışına; tüp bebekten, aşka; politikadan varoluşçuluğa, Marksizm'e ve Türk-Fransız-Vatikan ilişkilerine; Papa-Ağca olayına kadar çeşitli konular Öktem’in anılarında yer alır. Dubois, Fransadan Katolik bir papaz olan Hılair’i, bilim adamı diye getirip, Mustafa Kemal’le tanıştırdı. Hılair, Güneş Dil teorisi, Etrüskler üzerinden Türkler’in Romalılar’la akrabalıkları gibi tezler konusunda o günlerle Kemalist kadroları yönlendiren önemli isimlerden biri idi.

Zor bir dönemden geçiyoruz. Dört koldan saldırıyorlar. Tek tehdit “Eşcinsel imam” tehdidi değil. Para, fuhuş, alkol, her yolu kullanıyorlar. Kimi bizi Kur’andan uzaklaştırmak istiyor, kimi din algımızı değiştirmek istiyor. Eğitim, Media, piyasa, Kültür-sanat, büyük ölçüde onlara hizmet ediyor. Ben bugün size bu kökleri çok eskiye giden bir tehdiddden sözetmek istedim: “C-tipi Müslümanlık” yani Chiristİslam’dan. Bunun “F tipi”nini biliyorsunuz da, o kadar çok tipi var ki artık! “Amerikan tipi” de var, “Euro tipi” de. Yeni “Suudi İslam tipi”ni de biliyorsunuz. Allah bu büyük fitneden bizleri korusun.

Selam ve dua ile.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.