Abdurrahman Dilipak: Benim bu SECBİS’e güvenim yok

Deprem bölgesinde Erdoğan’a ilginin yüksek olduğu görülüyor.

İsrailoğulları denizi geçip, düz ovada yollarını şaşırdılar. Sonuçta 10 günlük yolu, boyunları önlerine eğik bir şekilde 40 yılda geçtiler. Kudüs'e vardıklarında birkaç kişi müstesna, denizi geçerken ergin yaşta olan kimse kalmamıştı. Çok büyük çoğunluğu Firavun'un zulmünden kurtulduktan sonra Kudüs yolunda helak oldular. Çünkü Tur-u Sina şartı olan “Evamir-i Aşere”ye uymadılar.

Şimdi, seçilen isimler belli. Ve şimdi bundan sonra başınıza gelecekleri görmek için, geçmişin tecrübesinden yararlanmak adına, bu kişileri, partileri açısından ve partilerinden bağımsız 10 emir kriterleri ile sorgulayın bakalım, ne göreceksiniz. Kesin sonuçlar belli oldu denebilir artık.
Buna göre;
Cumhur ittifakı %49,33,
Millet ittifakı %35,5
Emek ve Özgürlük ittifakı 10,50 gibi bir oy aldı.
Ve seçim 2. Tura kaldı. 2. Tur 14 Mayıs Pazar günü.

Seçime ilk defa giren partilerden YRP 2,7, Zafer 2,14 oy aldı.  YRP yaklaşık 5 Mv meclise sokmuş gözüküyor. YRP’ye AK Parti’den oy gidişi olduğu görülüyor.

Deprem bölgesinde Erdoğan’a ilginin yüksek olduğu görülüyor.
Erdoğan K. Maraş’ta %71,8, Malatya’da %69,3, Elazığ’da %67,2, Adıyaman’da %66,6, Kilis’te %65,6, Osmaniye’de %61,4, Şanlıurfa’da %61,4, Gaziantep’te %59,9, Hatay’da %49,6 oy almış... Katılım da, bu kadar göç, ölüm ve yaralı olmasına rağmen %80 oranında katılım dikkat çekici. Ve depremde ölenlerle ilgili verilen 50.000 küsür can kaybı benim için çok inandırıcı değil. Ve bu rakamın bu güne kadar niçin açıklanmadığı da, özellikle seçim sürecinde can sıkıcı.

Türkiye genelinde seçmen sayısı 2018’e göre ortalama %10 artmış olsa da, 2018’de 59.367.469 seçmen sayısı 2023 de 64.191.285 olmuş...
Depremde en çok kayıp veren 3  il’de 2018 de Hatay da 1.069.226 seçmen varken, 2023’de 1.062.886 kayıtlı seçmen var.
Yani ortalama 100.000 fazla seçmen gerekirken 7.000 daha az seçmen katılmış.
Adıyaman’da 2023 de 409.673 kişi seçime katılırken, 2023 de 399.303, yani 40.000 kişi artış olması gerekirken burada da 9.000 kişi geriye düşmüş.
Kahraman Maraş ta da 2018 de 758.718 seçmen varken 2023 de 753.538 seçmen gözüküyor.
Yani 75.000 artış olması gerekirken seçmen sayısı 5.000 azalmış.
Buradaki seçmen sayısındaki düşüşünde makul bir açıklaması olması gerek. Bunlar göç, yaralı ve ölü sayısı ile eşleştirilebiliyor mu? Mesela Ankara en çok göç alan il olarak “1.000.000 cıvarında deprem bölgesinden insan geldi“ diyorlardı. Buradaki seçmen sayısı %5 artmış.  Bu da Türkiye ortalamasının altında. Ayrıca bu illerdeki seçim katılım oranları da %82 civarında.
Türkiye ortalaması %88. Yaklaşık %5 daha az bir katılım söz konusu. Mesela, her il seçmen sayısını artırırken, 3 il geriye gitmiş.
Yani 215.000 kişilik bir artış olması gerekirken 3 ilde 20.000 geriye gitmiş seçmen sayısı. 250.000 fark var neredeyse.

Bu arada CHP'nin YSK Temsilcisi Hadimi Yakupoğlu, ölü seçmenlerin listeden düşüldüğünü ifade ederek, "Halen ölü veya sağ olup olmadığı belli olanlar ise son bir haftaya kadar eğer öldüğü tespit edilirse seçmen listelerinden düşülecek" bilgisini paylaşmıştı daha önce. Bu konuda  göç, ölüm, kayıp, yaralı sayısının aslında bir an önce açıklanması gerek. Engelli, dul ve yetimlerle ilgili araştırmanın yapılmış olmasın gerek aslında. Bunun açıklanmamasının da bir sebebi olmalı. Suriye’den, Afganistan’dan gelen göçmen konusu gibi, inşallah deprem bölgesinden göçenlerle ilgili başka sorunlar yaşanmaz. Benim bu SECBİS’e güvenim yok, onu söyleyeyim.

Seçim sonrası CHP’de kızılca kıyamet koptu. Kemalistlere göre “Cumhuriyet ilkeleri tasfiye edildi, Atatürkçü tek MV yok“
Öte yandan 14 Mayıs'ta DP, SP, DEVA ve GELECEK CHP listesiden  meclise girdi. DP 14 Mayısta iktidarı CHP’den devralmıştı, bir diğer 14 Mayıs’ta DP CHP listesinden meclise girdi. Milli Görüşün bir partisi, “Kemalizm ve Laiklik karşıtlı, İrtica/Gericilik, Çağdışılık” ile suçlanan bir partiyi güçlü şekilde meclise taşıdı. “Cumhuriyet mitinkleri”nin taşeronu Tuncay Özkan ve iş ortakları CHP’den uzaklaştırılmak üzere. (Bu işlerin de müteahhidleri var. Bu da bir iş). CHP genel merkezinde geceyi geçirmiş bir gazeteci olan Bahar Feyzan: “Tuncay Özkan gitmeden CHP seçim kazanamaz. O oldukça, Erdoğan 5 değil 10 seçim daha kazanır. İmamoğlu ve Yavaş’a yaptıklarını başkanlara saygımdan anlatmıyorum” diyordu. CHP’yi kimin yönettiği ve rotası konusunda CHP de derin bir sorgulama süreci sözkonusu.. Bu tartışma Erdoğan sonrası AK Parti içinde de sancılı bir şekilde yaşanacak gibi gözüküyor, bu farklı fransiyonlar arasında. CHP, PKK, FETÖ karşıtlığı üzerinden İstanbul sözleşmesi, aile, gençlik, adalet, yolsuzluk, ahlaksızlık, çeteleşme, Mafyoz ilişkiler konusu bile doğru düzgün konuşulup, tartışılamadı.

AK Parti Sudan'da yaşananları iyi okumalı, TSK da Sudanı iyi okumalı. İsrail’de yaşanan süreç önemli. Fransa’da yaşanan olaylar da. Türkiye’de bu seçim süreci ana gündemi oluştururken Tayland'da da bir seçim oldu. Uzun süredir ülkeye hakim olan monarşi ve ordu’nun herşeye sahip olduğu düşünülüyordu. Reform yapma vaadiyle ortaya çıkan, “genç liberal aktivistler”in partisi “Move Forward” seçimin kazananı oldu.

Bu seçim, 2024 yerel seçimi ile birlikte Türkiye’nin 100. Yılında, 100 yılın geçiş dönemi kurucu kavram ve kurumları ile yapılan son seçim olacak.
Korkarım biz 21. YY’a, moda tabiri ile yeniden güncellenen “Yeni Dünya düzeni”nin peşinden sürüklenecek ya da yeni bir hamle ile bu girdaptan kurtulacağız. 1. Dünya savaşı ile 19.YY da İmparatorluğun peşinden sürüklendik, 20.YY’da İmparatorluk sonrası savaş yılları, 2. Dünya savaşı ve soğuk savaşla Cumhuriyetin peşinden sürüklendik. Bu günkü partilerin çok çok büyük kesimi, sağı ile solu ile Yeni Dünya Düzeninin peşinden giden kadrolardan oluşuyor.

Bu seçim süresince Türkiye’de yatırım yapan yabancı sermaye sahiplerinin temsilcileri buradaydılar. Keselerinin ağzını açtılar. Önde giden partiler ve onların dayandıkları paralel politik örgütlere hertürlü desteği sağladılar. Ve aslında bu bıçak sırtı kritik denge ve yamalı bohça koalisyonu en çok onların işine yarıyor. Kullanım süresi dolan eski elemanlarını ıskartaya çıkartıp doğrudan kendileri süreci siber tekniklerle uzaktan ve doğrudan kendileri izlemeye alıyorlar.

Bu seçimin en önemli sonuçlarından biri de, insanlar dünyevi beklentileri açısından dini hassasiyetlerini bir kenara bırakıyorlar. Tamamen rasyonalist, determinist ve pragmatik hareket ediyorlar. Özellikle kader, rızık ve ecel konularından tamamen rasyonel gibi davransalar da, aklı selim de davranmıyorlar. Doğu Ergil seçim sonuçlarını analiz ederken şöyle diyor mesela: “İnsanların çoğu koşulların(ın) iyileştirilmesini ister; değiş(tiril)mesini değil. Değişme, sonu belirsiz bir süreçtir ve kitleler belirsizlikten ürker, çünkü bir gelecek tasavvurları yoktur. Olmayan tasavvurun yerine somut iyileştirmeler ve cazip vaatler daha inandırıcıdır.”

Bu arada 30 büyükşehirde, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Başta İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere Kılıçdaroğlu  16 büyük şehirde önde, 14 ilde (Bursa Erzurum, Antep, Maraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Ordu, Sakarya, Samsun, Urfa, Trabzon) Erdoğan önde. CHP, belediye seçiminde kazandığı büyükşehirlerin hepsinde gücünü korumuş  gözüküyor.

Milletvekili seçiminde İstanbul, Ankara, İzmir’de ittifakların milletvekili 45/47, 18/18 ve 19/9..

Bu arada Ogan, 2. turda kilit rol oynar mı? Hayır. O kitle tek bir yapı değil, İçinde 3 ayrı eğilimi barındırıyor, herkes geldiği yere gider ve bir kısmı da sandığa gitmez. Aslı etki, AK Parti ve CHP’deki iç hesaplara dayalı gelişmeler ile ilgili olacaktır. Ve seçim güvenliği açısından bu seçimin sonuçları daha gerçekçi olacaktır. Özellikle deprem bölgesinde ve güney doğuda seçmen kimlik belgeleri özel her iki tarafından sıkı takibi altında olacak ve inşallah seçim sonuçlarının açıklanması, bu kadar zaman almayacaktır. Dilerim siyasetçi, bürokrat, media mensupları, halkın iradesi üzerinde manipulasyonlarla ve toplum mühendisliği ile insanları yanıltmaya tevessül etmezler. Ölçüyü tartıyı doğru tutmak, adil şahidler olmak, haksızlıklar karşısında susmamak Allah’ın emri çünkü.

Ben Global Reset’çilerin, Habat’çıların fesatları karşısında ve insanlık  böyle giderse, “Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç” şarkısını dinlerken, (Dilerim çok geç kalmadık) sokaktan yankılanan sesleri duyuyorum. Şimdi sırada yeni şarkım; “Ben gamlı hazan, sense bahar”.
Mevsimler değişiyor ya, Baharı eklerken, Ufukta Tarık ve Şira’nın öfkeli nabız atışlarını duyar gibi oluyorum. (Nahl 36): “Andolsun ki biz her topluma: “(Yalnızca) Allah'a kulluk edin, tağûta (şirk ve zulüm sistemini kurumsallaştırmaya çalışan zalim ve inkârcılara) kulluk etmekten sakının” diyen bir elçi gönderdik. (Onların) kimini Allah (iyi niyet ve gayretlerine göre) doğru yola iletti, kimi de (inatları yüzünden) sapıklığı hak etti. Yeryüzünde geziniz de (ayetlerimizi) yalanlayanların sonunun ne olduğunu görünüz!” (Bkz. 2/256, 4/60).
Bu seçimler gelip geçer de, Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti olarak, yeryüzünde Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olmasın gereken bizlerin, dünyada yapılagelmekte olan işlerin karşısındaki sessizliğimiz, hatta uluslararası düzenin peşine takılıp gidişimizin Rabbimizin nezdinde hükmü beni korkutuyor.
Tevbe edelim, dua edelim, sabreden, şükreden, yardımlaşan ve direnenlerden olalım.
Daha yazacak çok şey var ama bugünlükte bu kadar.

Selam ve dua ile.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.